Sürekli rapor alanlar dikkat!
Çalışanlar açısından yasalarımızda izin yapabilecekleri birçok alan bulunuyor. Yıllık ücretli izinler dışında resmi tatiller, mazeret izinleri ve zaman zaman kullanılan idari izinler de bulunuyor.
Bunların dışında bir de zorunlu olarak işe gelinemeyen anlar oluyor. Yani hastalık durumları. Doktorların verdiği raporlar işyerine gelmeme gerekçesi olarak kullanılıyor. Buna işveren de itiraz edemiyor. Ancak en çok suiistimal edilen konuların başında da sürekli rapor alma eylemleri geliyor.
Gerçek rahatsızlıkların dışında mazeret izni alamayan ya da işten kaçmak isteyen çalışanlar rapor alarak izin yapabiliyor. Burada ‘sürekli rapor almak’ tabiri kullanılıyor olsa da neticede raporları doktorlar ‘veriyor.’
Eğer sahte bir rapor durumu varsa bunu alan kadar veren doktorun da sorumlu olması gerekiyor. O yüzden hekimlerin de bu konularda dikkatli olmaları lazım, Ancak yasalarımız işverenleri bu konuda koruyan düzenlemeler içeriyor. Yani sahte raporlar aslında sürekli rapor alan işçinin başını yakabiliyor.
Sık sık alınan raporlar işyerindeki işleyişi bozuyorsa, tatillerin arkasına takılan raporlar gibi kötü niyet taşıyorsa tazminatsız atılma bile gündeme gelebiliyor. Sürekli rapor aldığı için çıkarılan bir çalışanın işe geri dönüş davasını kazanması da söz konusu olamıyor. Raporlarda ortaya çıkan uygulamaları üç ayrı başlıkta inceleyebiliriz.
1) SÜREKLİ RAPOR ALINMASI :
Çalışanlar 3-4 günlük sürekli rapor alıyor ve iş akışını bozuyorsa burada işveren için geçerli nedenle fesih imkânı ortaya çıkıyor. İşveren işçinin davranışlarından dolayı geçerli nedenle iş akdini feshetmeden önce yazılı savunma almalı. İşverenin ihbar ve kıdem tazminatı ödemesi yükümlülüğü bulunuyor. Ancak işten çıkartma geçerli nedene dayandığı için de işe geri dönüş davası kazanılamıyor.
2) SÜRESİ UZUN RAPORLAR
Uzun süreli kesintisiz raporlarda ise raporun süresi işverene çeşitli haklar veriyor. Bunlar arasında işten çıkarmak da var. Raporun ihbar süresini 6 haftayı aşması durumunda işveren için sözleşmeyi haklı nedenle feshetme imkânı doğuyor.
Doğum ve gebelik hallerinde ise farklı uygulama bulunuyor. Orada analık izinlerinden sonra süre başlatılıyor.
Kıdemi 6 ay olan işçi için ihbar süresi 2 hafta, 6 ay-1.5 yıl olan için 4 hafta, 1.5 yıl ile 3 yıl arasında olan işçi için 6 hafta ve 3 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 8 hafta olarak belirleniyor.Yani burada durum sürekli rapor alma eyleminden farklı olduğu görülmektedir.
3) HASTALIK DIŞI SÜREKLİ RAPOR EYLEMLERİ
Çalışanlar rapor alma işini suiistimal ediyorlarsa bu kez durum farklılaşıyor. İşveren sürekli rapor alan ve bunu alışkanlık haline getirip ‘işten kaçma’ aracı gibi kullanan işçileri için gelen raporları hakem hastaneye götürebilir.
Eğer işçinin dürüst olmadığı tespit edilirse haklı nedenle derhal fesih işlemi yapılabilir.
Üstelik işçinin kötü niyeti olduğu için burada tazminatsız işten çıkarma da gündeme gelir.
İŞE İADE DAVASINI İŞÇİ KAYBEDER
Bilindiği üzere iş güvencesi hükümlerine göre, işveren işçisini yazılı olarak ve yazılı belgede sebep yazarak işten atabilir. İşçi de bir ay içinde İş Mahkemesine başvurup işe iade davası açabilir. Ancak, olay sık sık rapor almaya dayanıyorsa işçinin işe iade davasını kazanması pek zordur.
Sürekli Rapor alma durumlarına ilişkin ; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas : 2012/22940 Karar : 2013/117 sayılı kararı incelendiğinde
ÖZETLE :Davacı işçinin her yıl rapor aldığı ve 2011 yılında da bir çok kez rahatsızlandığı nedeni ile aralıklı da olsa rapor aldığı anlaşılmaktadır. Davacının sık sık/ sürekli rapor alması işyerinde olumsuzluklara yol açmış ve iş ilişkisini işveren açısından çekilmez hale getirmiştir. İşverenin feshi, davacının yetersizliğinden kaynaklanan geçerli nedene dayandığından, davanın reddi gerekir.