Özet : TTK’nin 1278. maddesinde, “Mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, … ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir” hükmünü öngörmektedir. Bu maddenin olayımıza uygulanması mümkün değildir. Zira, yukarıda açıklanan somut olaydan da anlaşıldığı gibi, sigortalı, aracını park edilmesi için valeye teslim edilmiş olmakla zilyetlik davalı tarafa geçmiştir.
Davalı taraf teslim aldığı aracı aldığı gibi teslim etmesi gerekir. Somut olayda, davalı sözleşmenin kendisine yüklediği güven ve özenle koruma borcunu aykırı davranmak suretiyle araçta zararın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, aracın rıza ile teslim edildiğinden söz edilerek kasko sigortacısının sigortalısına ödediği hasar bedelini rücu edemeyeceği yönündeki kabule katılmak mümkün değildir.
T.C.Yargıtay
17. Hukuk Dairesi
Esas No : 2012/9462Karar No : 2013/772
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araç davalıların sürücüsü …’nın kusuru ile tek taraflı yaptığı kaza sonucu hasarlanması nedeni ile ….805,92.-TL ödeme yaptıklarını belirterek, yapılan ödemenin ….04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davalı …….. vekili, davalının otopark işletmecisi … için çalıştığını, …’nın da davalı işletme S….. Tic. Ltd. Şti. ile arasında anlaşma bulunduğunu, kastının olmadığını, hasarın fahiş olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili, otopark işletmeciliği yapmadığını, davalılar ile ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …. Tic. Ltd. Şti. vekili, davalılarla her hangi bir bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dava dışı sigortalı ile davalılar arasında ….ve devamı maddeleri gereğince vedia sözleşmesi kurulduğu, TTK 1278. maddesi gereğince sigortalı veya eylemlerinden sorumlu olduğu kimselerin kusuru ile verdiği zararları sigortanın tazminle yükümlüğü olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6762 sayılı TTK‘nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigortacı, … bedelini sigortalısına ödedikten sonra TTK’nin 1301. ve 1472. maddesindeki yasal halefiyet hükümleri uyarınca, … ettirenin yerine geçmek suretiyle eldeki davayı açmıştır. Somut olayda, davacı … Sigortaya A.Ş.’ye kaskolu aracın sürücüsünün davalı ….Tic. Ltd. Şti.’nin işletilmesinde olan …… caddesinde faaliyet gösteren…ye gittiği, aracın park edilmek üzere … adına vale olarak çalıştığı iddia edilen diğer davalı ……… …… tarafından teslim alındığı, kafece müşterilerine park hizmeti verildiği olguları mahkemenin de kabulündedir.
Davalı …….. savunmalarından da aracın kendisine park etmek üzere teslim edilmesi nedeniyle aracı kullandığı sırada kazanın ve hasarın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı sigortacının sigortalısı aracını park edilmek üzere davalı kafenin çalışanı olduğu iddia edilene teslim etmekle, sigortalı ile davalılar arasında BK’nin 463 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi kurulmuş olup, davalıların sorumluluğu, BK‘nin 481.maddesi kapsamında ardiyecinin saklama borcunu kötü ifa etmiş olmasından kaynaklandığının kabulü gerekir. Her ne kadar mahkemece, davalı …….. ……’nın aracı … ettirenin muvafakati ile kullanıldığından davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosyadaki bilgi ve belgelere uygun değildir.
TTK’nin 1278. maddesinde, “Mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, … ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir” hükmünü öngörmektedir. Bu maddenin olayımıza uygulanması mümkün değildir. Zira, yukarıda açıklanan somut olaydan da anlaşıldığı gibi, sigortalı, aracını park edilmesi için valeye teslim edilmiş olmakla zilyetlik davalı tarafa geçmiştir.
Davalı taraf teslim aldığı aracı aldığı gibi teslim etmesi gerekir. Somut olayda, davalı sözleşmenin kendisine yüklediği güven ve özenle koruma borcunu aykırı davranmak suretiyle araçta zararın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, aracın rıza ile teslim edildiğinden söz edilerek kasko sigortacısının sigortalısına ödediği hasar bedelini rücu edemeyeceği yönündeki kabule katılmak mümkün değildir.
O halde mahkemece dosya arasında bulunan bilgi ve belgeler, dava konusu araç hasarı ile ilgili raporlar ve sair deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine ….01.2013 gününde Üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
AZLIK OYU
Olay tarihinde … ettiren adına hareket eden ve davalı …… Ltd. Şti.’nin işletilmesinde olan …. caddesinde faaliyet gösteren ….’ye gelen dava dışı sigortalı, davacıya kasko sigortalı ……plakalı aracını otoparka çekmek üzere davalı … adına davalı şirketin valesi olduğu iddia edilen davalı …….. ……’Ya teslim ettiği, aracın vale tarafından otoparka çekildiği sırada davaya konu kazanın gerçekleştiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Araçtaki hasar bedelini sigortalısına ödeyen davacı TTK 1301. maddesi gereğince hasara neden olan davalılar cafe işletmesi ve valeden zararın rücuen tahsilini talep etmiş, Mahkemece “davalı ……..’in aracı … ettirenin muvafakati ile kullandığı esnada kazanın meydana geldiği, vale ve cafe işletmesinin …. kişi sayılamayacakları” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,Davacının vaki temyizi üzerine karar sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum. Açıklanan oluşa göre sigortalanan araç davalı vale …….. …… otoparka çekilmek ve istendiğinde geri iade edilmek üzere vedia (BK 463) sözleşmesi ile dava dışı sigortalı tarafından teslim edilmiştir. Dava dışı sigortalının, aracı kendi rıza ve muvafakati ile verdiğinde kuşku ve duraksamaya yer yoktur. Aksi iddia ve ispat edilmediğine göre somut olayda vedia sözleşmesinin sigortalının rıza ve muvafakati ile yapılmış olduğunun kabulü gerekir.
Bu nedenle de davalı, aşağıda değinilen mülga TTK 1278. maddesi anlamında “sigortalının fiillerinden sorumlu bulunduğu” kişi durumundadır. Mülga TTK’nın “… Ettiren ile Sigortadan Faydalanan Kimsenin Kusuru” başlıklı 1278. maddesi aynen” mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, … ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir.
Fakat hiç bir halde sigortacı … ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kastından veya aksi mukavelede yazılı değilse … edilen malın ayıbından doğan hasarları tazmine mecbur olmaz” hükmünü taşımaktadır. Somut olay bakımından değerlendirildiğinde bu hüküm … ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kastından kaynaklanmamış olması şartıyla … ettirenin veya sigortadan faydalanan veya eylemlerinden bu ikisinin hukuken sorumlu olduğu kişilerin kusurlarından doğan hasarlarında sigortacı tarafından tazmin edileceğini öngörmekte ancak tarafların bunun tersini öngören sözleşme yapabileceklerini belirtmektedir.
Dava dışı sigortalı ile davacı şirket arasındaki sözleşmede tersine bir hüküm bulunmadığı çekişmesizdir. Öte yandan “Kara Taşıtları Kasko Sigortalı Genel Şartları”nın Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı A…..-… maddesi de sadece sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından taşıta kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı taşıtın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararları teminat dışında tutmuş, teminat dışında kalma olgusunu bu hallerle sınırlamıştır.
Yukarıda açıklanan oluşa göre dava dışı sigortalının vedia sözleşmesi ile otoparka çekilip daha sonra istendiğinde geri iade edilmek üzere davalıya verdiği aracın, sözleşme sınırları içinde otoparkta park edilmek istendiği sırada kazaya uğrayarak hasar görmesi ile sonuçlanan süreçte dava dışı sigortalının eylemlerinden sorumlu olduğu davalının TTK’nin 1278. maddesi anlamında kasti davranışından sözedilmesine hukuken imkan yoktur ve esasen böyle bir iddia davacı tarafından dahi ileri sürülmemiştir.
Yine “Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A………maddesi” belirtilen ve zararın teminat dışında kalmasını gerektiren hallerinde somut olayda söz konusu olmadığı açıktır. Kasko Sigortasında … ettirenin oluru ile aracı kullanan ve hasarına sebebiyet veren davalının eylemini, … ettirenin dışında mütala etmek ve davalıyı …. kişi olarak kabul etmek olanağı yoktur.Bu halde, davacı sigortacının sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle dava dışı sigortalısına ödediği … tazminatın davalılara rücu etmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.
(HGK’nin 09.04.2008 gün ve 2008/…-299 Esas 302 Karar sayılı, Y….. HD’nin ….05.2001 gün ve 1960-4102 sayılı, Y…..HD’nin 03.06.2002 gün ve 1918-5615 sayılı, Y…. H.D’nin 06.04.2006 gün ve 2005/3678-3619 sayılı, Y…. H.D’nin ……..2006 gün ve 12444-12592 sayılı kararları) Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken bozulmasına yönelik sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın