Trafik Kazası Tedavi Giderleri İçin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına Rücunun KapsamıÖzet : Oysa Normlar Hiyerarşisi gereği izahtan varestedir ki; Kanun’un lafzına ve amacına aykırı olarak yönetmelik hükmü getirilemeyeceği gibi, taraflardan birine Kanun ile getirilen sorumluluk, Yönetmelik hükmü ile ne daraltılabilir ne de genişletilebilir. Bu durumda, Kanun gereği kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan her türlü tedavinin -gerçek zarara işaret etmesi ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile- davalı S.. B..’nın sorumluluğunda olduğunun, bunun aksine Yönetmelik hükmüne itibar edilemeyeceğinin kabulü ile bu doğrultuda bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ve eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
Yargıtay17. Hukuk Dairesi
Esas : 2015/6775Karar : 2015/9800Karar Tarih : 29.9.2015
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı S. K.’ya davalının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu S. K.nın yaralandığını, müvekkilinin tedavi masrafları olan 3.915,31 TL’yi 11.01.2010 tarihinde ödediğini, bakiye 3.033,31 TL rücu alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattıkları takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiş, bozma ilamı sonrası Sosyal Güvenlik Kurumu davaya dahil edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin 6111 sayılı Yasa gereğince tedavi giderleri yönünden sorumluluğunun sona erdiğini, bu nedenle davacının müvekkiline rücu edemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı S.. B.. vekili, öncelikle zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucuna göre; davacının açmış olduğu davanın 904,88 TL’sinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan dahili dava dilekçesinin tebliğ edildiği 07.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin İstanbul 11. İcra Müdürlüğü’nün 2010/18015 sayılı dosyası ile 3.033,31 TL asıl alacak ile 150,91 TL faiz olmak üzere toplam 3.184,22 TL alacak için hakkında yapılan takibe olan itirazının iptaline, asıl alacak olan 3.033,31 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacaktan davalı Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine hükmedilen 904,88 TL’nin mahsubuna karar verilmiş; hüküm, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-)İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yukarıda esas ve karar numarası yazılı dosyasında, davacının talebi, dava dışı 3. kişiye yaptığı 3.033,31 TL ödemenin davalılardan tahsili isteminden ibaret olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı SGK Başkanlığı yönünden 904,88 TL hüküm altına alınmış, davacının bu davalı bakımından fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Buna göre, İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 18.12.2014 tarihli kararı, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı SGK Başkanlığı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-)Dava, sağlık sigortacısı olan davacının sigortalısına ödediği sağlık hizmet bedellerinin davalılardan tahsili amacıyla başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.Mahkemece doktor bilirkişiden 17.10.2014 tarihli rapor alınmış, bu raporda davalı SGK’nın sorumlu olacağı miktar Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1 maddesine göre SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) hükümlerine göre belirlenmiş, bu rapora da itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
6111 Sayılı Yasa’yla değişik 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. Maddesine göre; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.”28038 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1 maddesine göre ise; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır.”2918 Sayılı Yasa’nın 98. Maddesine bakıldığında, kazazedelerin devlet hastanesi, üniversite hastanesi, özel hastane gibi hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında alacakları sağlık hizmetleri bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği, ödeme esaslarına ilişkin hiçbir sınırlamanın getirilmediği anlaşılmaktadır.Hal böyle iken; 28038 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1 maddesi ile, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemekle yükümlü olacağı miktarın Sağlık Uygulama Tebliği’nde yer alan hükümler doğrultusunda hesaplanacağı düzenleme altına alınmıştır.Oysa Normlar Hiyerarşisi gereği izahtan varestedir ki; Kanun’un lafzına ve amacına aykırı olarak yönetmelik hükmü getirilemeyeceği gibi, taraflardan birine Kanun ile getirilen sorumluluk, Yönetmelik hükmü ile ne daraltılabilir ne de genişletilebilir. Bu durumda, Kanun gereği kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan her türlü tedavinin -gerçek zarara işaret etmesi ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile- davalı S.. B..’nın sorumluluğunda olduğunun, bunun aksine Yönetmelik hükmüne itibar edilemeyeceğinin kabulü ile bu doğrultuda bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ve eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı SGK Başkanlığı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı sigorta şirketine geri verilmesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
28 Ocak 2021
TEMERRÜT FAİZİ TALEP EDİLMEMESİ HALİNDE BU KONUDA BİR HÜKÜM VERİLEMEYECEĞİ
Daha fazla oku
29 Ocak 2021