Hükümlü veya tutukluların toplu olarak ayaklanması halinde, her biri hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Hükümlü veya tutuklu sayısının üçten fazla olmaması halinde, bu suçtan dolayı cezaya hükmedilmez.2) Ayaklanma sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
TCK MADDE 296’NIN GEREKÇESİ
Madde metninde hükümlü veya tutukluların ayaklanması suçu tanımlanmıştır.
TCK MADDE 296 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay9. Ceza Dairesi
Esas : 2011/9092Karar : 2012/6954Karar Tarihi : 29.05.2012
1-) Cumhuriyet Savcısının yasal süresinden sonra olan temyiz isteğinin, CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,2-) Sanıklar Erdi, Şükrü ve Tolga hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelemesinde;Sanıkların eylemlerini yakarak gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, tayin olunan temel cezanın TCK’nın 152/2-a maddesi uyarınca arttırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,3-) Sanıklar Erdi, Şükrü ve Tolga hakkında hükümlü veya tutukluların ayaklanması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;Cezaevinde tutuklu bulunan sanıkların sigara içme isteklerinin yaşlarının küçük olduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine cezaevindeki eşyalara zarar verip, “bu bir isyandır bize sigara verin” diyerek bağırmaktan ibaret eylemleri nedeniyle cezaevi yönetiminin kurumu idare etme imkanının kısmen veya tamamen ortadan kalkıp kalkmadığı ve eylemin TCK’nın 296. maddesinde öngörülen ayaklanma tanımına ne şekilde girdiği tartışılmadan, eylemin ızrar dışında TCK’nın 296. maddesinde tanımlanan ayaklanma suçunu da oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Kabule göre de;Geçmiş mahkumiyeti bulunmayan sanıklar Erdi ve Tolga hakkında yasal olmayan yetersiz gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay4. Ceza Dairesi
Esas : 2009/22641Karar : 2011/17637Karar Tarihi : 18.10.2011
A-) Kamu malına zarar verme suçundan açılan davadan dolayı hüküm kurulmamış ise de, zaman aşımı süresince mahkemesince her zaman karar alınabileceğinden ve ortada temyize konu bir hüküm bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,B-) Görevlilere hakaret ve toplu ayaklanma suçlarına dair hükümlere yönelik temyize gelince, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede :1-) 5237 Sayılı T.C.K.296/1 maddesinde, toplu ayaklanma suçunun oluşabilmesi için üçten fazla kişinin eyleme katılmasının koşul olarak öngörülmüş olması, iddianamede üç sanığın dışında kimliği tesbit edilememiş olsa bile başka kişilerinde olaya katıldığına dair bir iddianın olmaması ve mahkemenin gerekçesinde de bu yönde bir kabul bulunmaması karşısında, “üçten fazla kişinin olaya ne suretle dahil olduğu” konusundaki kanıtlar kabulde gösterilmeden, atılı suçtan hüküm kurulması;2-) Hükme esas alınan tutanakta, başka suçtan cezaevinde tutuklu bulunan ve ayağındaki kurşun yarası sebebiyle koltuk değnekleriyle yürüyen sanık Misbah Aktaş’ı cezaevinden hastaneye götürürken ambulansta kelepçe takılmaya kalkışılması, adı geçenin buna karşı gelmesi sebebiyle hastaneye götürülmeyip ambulanstan indirilmesi eyleminin, bu sanık açısından haksız kışkırtma sayılıp sayılmayacağının tartışılmaması;3-) Kabule göre de:a-) Birden fazla görevliye hakaret suçunda suç çokluğunun gözetilmemesi;b-) C.M.K.326/2 maddesine aykırı olarak iştirak halinde işlenen suçta her sanık açısından yargılama giderinin saptanıp hükmolunmaması;
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar M.B., M.A., Ö.Ö. müdafiilerinin temyiz nedenleriyle tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
29 Ocak 2021
Uyuşturucu Suçlarında Fazla Ceza Verilmesine Dair Yargıtay Bozma Kararları
Daha fazla oku
27 Ocak 2021