SOYBAĞININ KURULMASI DAVALARINDA TARAFLARDAN ZORLA DNA ÖRNEĞİ ALINABİLİR Mİ ?
Soybağı kavramı, Türk Medeni Kanunu kapsamında aile hukuku başlığı altındadüzenlenmiştir. Bu düzenlemeler ışığında çocuk ile ebeveynleri arasında soy bağıkurulmasının koşulları ve yolları bellidir. Mevcut yasal düzenlemeye göre iki şekilde soybağıkurulması mümkün kılınmıştır. Bunlardan ilki, kan bağına dayalı soybağının tahsisi, diğeri iseevlat edinme yoluyla soybağı tahsisidir.Soy bağının kan bağı esasına göre kurulması aşamasında da ikili bir ayrım yapmak uygunolacaktır. Bunlar;
1. Çocuk ile Ana arasında soy bağı kurulması: Medeni Kanunumuzda, çocuk ile anaarasında soy bağının doğumla kurulacağı esas alınmıştır. Bu aşamada soybağınınkurulması için çocuğun evlilik dışı veya evlilik içi doğmuş olması gibi bir ayrımyapılmaz. Basitçe, anadan doğmak çocuk ile ana arasında soybağının kurulması içinyeterlidir.
2. Çocuk ile Baba arasında soy bağı kurulması: Medeni Kanunumuz bu noktada üç farklıdurumu değerlendirmektedir. Ana ile evlilik birliği içinde doğan çocukların baba ilesoybağı doğum ile kurulmuş olur. Evlilik birliği dışında doğan çocuğun ana babasınınsonradan evlenmesi halinde, baba ile bu aşamadan sonra soybağının kurulduğu kabuledilir. Evlilik birliği dışında dünyaya gelen çocuk içinse ebeveynlerin sonradanevlenmesi durumu da mümkün değilse, babalık davası ile soybağı kurulması haligündeme gelir.
Babalık davası neticesinde yapılan yargılama, araştırma ve tıbbi testlerneticesinde mahkemede kesin kanaat oluşması halinde baba ile çocuk arasındasoybağı kurulabileceği yönünde hüküm kurulur.Peki baba ile çocuk arasında soy bağının kurulması yöntemlerinden biri olan babalıkdavasında, baba olması muhtemel kişi ile çocuk arasında ki ilişkinin tespiti maksadı ile,taraflardan rıza dışı doku ya da kan örneği alınabilir mi?Bunu değerlendirebilmek için önce babalık tespiti davasının aşamalarını bakmak gerekir.MK 285/1’ye göre; ‘’Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden itibaren 300 güniçinde doğan çocuğun babası kocadır.’’

Babalık davası, evlilik birliği dışında ya da evlilik sonaerdikten ve 300 günlük süre de geçtikten sonra dünyaya gelen çocuklar için gündemegelmektedir. Bunun yanında çocuğun evlilik birliği içinde doğması halinde dahi, babanınçocuğun kendisinden olma ihtimalinden şüphe duyduğu hallerde de gündeme gelir. Babalıkdavasının amacı baba ile çocuk arasında soybağı tesisinin sağlanabilmesidir. Şunu dabelirtmek gerekir ki; babalık davasının temeli olan babalık karinesi adi bir karinedir,çürütülebilir; yani aksi ispat edilebilir. Bu karine babalık davası içinde çürütülebileceği gibisoybağının reddi davasıyla da çürütülebilir.Babalık davasını açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır.
Bu nedenle kişi sınırlı ehliyetsizolsa dahi yasal temsilcinin iznine gerek olmaksızın işbu davayı açabilir. Kocanın tam ehliyetsizolması halinde(akıl hastalığı vb.), yasal temsilcilerin koca adına soybağının reddi davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Ergin olmayan çocuğa dava aşamasında menfaatlerini korumakmaksadı ile atanan kayyımın, soybağının reddi davası açmamış olması, çocuğun erginolmasından sonra soybağının reddi davası açmasına engel teşkil etmez. Bu davalarabakmakla görevli mahkemeler aile mahkemeleridir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerdeise asliye hukuk mahkemeleri bu davalara bakmakla görevlidir.MK. md. 284’e göre; ‘’Soybağına ilişkin davalarda, hakim maddi olguları re’sen araştırır,kanıtları serbestçe takdir eder. Taraflar ve 3. kişiler, soybağının belirlenmesinde zaruri olanve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekleyükümlüdür.
Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim,durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.’’denmektedir.Bu durumda tartışmaya mahal verebilecek ilke ise ‘’tıpta zorlama olmaz’’ ilkesidir. Konuyaemsal teşkil eden bir olay geçtiğimiz dönemde İzmir’de yaşanmıştır. İzmir’de 19 yıldır evliolan bir çiftin şiddetli geçimsizlik nedeniyle açmış olduğu dava sonrası boşanma talebindebulunan baba, çiftin evlilik birliği içinde doğan çocuğunun da kendinden olmadığı iddiası ilebabalık davası açmış ve mahkemeden DNA testi yapılmasını istemiştir.

Test yaptırmakistemeyen anne için, mahkemece MK m 284.’e göre Adli Tıp Kurumu’na kolluk kuvvetlerininzoruyla getirtilerek kanının alınması kararlaştırılırken, devreye giren emniyet görevlilerince,tıpta zorlama olamayacağını belirterek mahkemenin gerekçe gösterdiği kanun maddesi içinkağıt üzerinde olan ancak uygulanmasına imkan bulunmayan bir karar olduğu belirtilmiş veanne kan örneği vermekten imtina etmiştir. Annenin imtina edişi sonrası ise mahkemeceçocuğun babadan olmadığı yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafındansa bu tip durumlarda izlenecek yol, İstanbul ilindegörülen bir soybağının tespiti davası ile daha net şekilde belirlenmiştir. Söz konusu kararda“Babalık davasında DNA testi yaptırmak üzere kendisine davetiye çıkarılan davalı erkekgerekli kan ve doku örneklerini vermez ise, bu incelemenin zor kullanılarak yapılmasına kararverilmelidir” denmektedir. Bu duruma dayanak olan düzenleme ise yine MK 284. maddedir.Yargıtay’ın bu karar ile mevcut yasal düzenleme güçlenmiş ve izlenecek yol da daha netolarak belirlenmiştir.
Günlük hayatta bu duruma emsal niteliklerde pek çok kararlar verilmiş durumdadır. Emsalkararlar ışığında da değerlendirme yapıldığında görülmektedir ki, babalığın tespiti davasıtarafların yanı sıra kamu düzenini ve özellikle çocuğun menfaatlerini de ilgilendirmektedir. Busebeple taraflardan ve 3. kişilerden doku ve kan örneği alınması noktasında ilgili kişilerinzorla getirilmeleri ve tıbben babalık davası amacı ile sınırlı ölçüde vücudundan örnek alınmasıyönünde mahkemece karar verilebilecektir. Uygulamada kişinin rızası aranmaksızın işlemyapılabilecektir.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın