T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/135
KARAR NO : 2021/172
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : 2018/131 Esas, 2019/482 Karar
DAVACI :…..
VEKİLLERİ :…..
DAVALI : GÜVENCE HESABI –
VEKİLİ :…..
DAVA : Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
KARAR TARİHİ : 25/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2021
Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2019 tarih ve 2018/131 Esas, 2019/482 Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.07.2016 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen siyah renkli aracın davacının kullandığı 31 US 276 plakalı motorsiklete arkadan çarparak kaçtığını, davacının BTM ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, soruşturma
dosyası açıldığını, güvence hesabına başvuru yapılarak hasar dosyası açıldığını ancak ödeme yapılmadığını iddia ederek şimdilik 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece haksız fiilin unsurlarının bulunmadığı hallerde ortada Güvence Hesabının sorumluluğu da olmayacağından davanın esastan reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; müvekkili Ahmet Yıldız’ın Tarsus İlçesi Bahçe Mahallesinde Yunus Düğün Salonu adlı yere motosiklet ile gitmekte iken arkadan gelen ve plakası belirlenemeyen Siyah renkli sedan bir aracın müvekkiline çarpması neticesinde yaralandığını, aracın olay yerinde durmadan kaçtığını, tanıkların olayı gördüklerini, ancak buna rağmen mahkemenin tanıkların olayı görmedikleri ile ilgili tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek savcılık aşamasında gerekse keşif aşamasında kazanın Yunus düğün Salonu iş yerinin yakınında meydana geldiğinin belirtildiğinin sabit olduğunu, müvekkiline çarpıp kaçan aracın %100 oranında kusurlu olduğunu ve Güvence Hesabı’nın müvekkilinde meydana gelen zararların tazmininden sorumlu olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline çarpıp kaçan aracın %100 oranında kusurlu olduğunu ve Güvence Hesabı’nın müvekkilinde meydana gelen zararların tazmininden sorumlu olduğunu belirterek kararı istinaf etmiş ise de, davacının meydana gelen kazada plakası belli olmayan siyah renkte bir aracın çarpması sonucu yaralandığı iddiasını yeterince ispatlayamadığı, davacının vücudunda meydana gelen yaralanmalarının ciddiyetine (yüzünde ve belindeki izler, bel kırılması) rağmen hastanede doktorun dikkate almayıp sadece iğne yapıp göndermiş olmasının ve hastane polisinin olaya müdahil olmamış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, Cumhuriyet savcılığına ait soruşturma dosyasına sunulan kazalı motorun kaza sonrası bulunduğu yolun mahkemecesince keşif yapıldığı yere uymaması, davacının iddia ettiği gibi kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın motorun dikiz aynasının çarpması ihtimalinin bulunmadığı, bu durumun bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, keşif esnasında dinlenen tanıkların olay anını görmemesi de nazara alınarak kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun ispatlanamaması kanaatine varılarak ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığı kanaatine varılmış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2019 tarih ve 2018/131 Esas, 2019/482 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 14,90 TL harcın davacıdan
tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili
Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda OY ÇOKLUĞU ile karar verildi.25/01/2021
(Muhalif Üye)
MUHALAEFET ŞERHİ
Dairemizin sayın çoğunluğu tarafından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de; dairemizin sayın çoğunluğunun kararına aşağıda sunmuş olduğum nedenlerle katılmamaktayım; Mahkemesince her ne kadar davacının plakası belirlenemeyen bir aracın kendisine çarpması neticesinde yaralandığı hususu kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tüm aşamalarda 13/07/2016 tarihinde akşam 19.00 sıralarında plakası belirlenemeyen bir aracın kendisi motosiklet ile seyir halinde iken çarptığını, bu nedenle
yaralandığını ileri sürmüştür. Davacı tüm aşamalarda belinden yaralandığını ifade etmiştir. Dosya içerisinde bulunan Tarsus Devlet Hastanesinin 13/07/2016 günlü muayene raporuna göre davacının bel ağrısı şikayeti ile başvurduğu ve kendisine 10 adet diclomec ağrı kesici iğne yazıldığı, davacının müracaat saatinin 20.07 olduğu anlaşılmaktadır. Davacının başvurusu kazanın oluş günü ve saati ile uyumlu olup, şikayeti de bel ağrısı niteliğindedir. Bu tarihten yaklaşık 11 gün sonra davacı 2.kez Tarsus Devlet Hastanesine başvurmuş olup, bu kez yapılan
muayene de davacıda Lomber Vertebra kırığı olduğu anlaşılmış ve bu şikayet ile davacının ameliyatı yapılarak tedavisi sağlanmıştır. Davacının ikinci müracaatındaki şikayetinin yine bel ağrısı niteliğinde olduğu, bu kapsamda bel kemiğinde kırık olduğunun anlaşıldığı ve tedavi edildiği
görülmektedir. Davacının 13/07/2016 gününde ilk başvurusunda kendisine 10 adet ağrı kesici iğne verilmiş olup, bu iğnelerin bitimine müteakip 24/07/2016 tarihinde hastaneye başvurmuş olması hayatın olağan akışına uygundur. Zira bu süre içerisinde davacının kendisine verilen ağrı kesiciler ile ağrısının azaldığı, akabinde iğnelerin bitmesine müteakip ağrının azalmaması üzerine tekrar hastaneye müracaat ile gerçek durumunun ortaya çıkmış olması muhtemeldir. Davacı karakolda vermiş olduğu ifadesinde kendisine ilk müdahaleyi yapan doktor ….. olduğunu olay sırasında kazayı arkadaşı …… gördüğünü ifade etmiştir. Mahkemesince dinlenen tanık Barış, hakim huzurundaki beyanında bir ses duyduğunu olay yerinde siyah bir aracın bulunduğunu daha sonra bu aracın olay yerinde uzaklaştığını kendisinin yardımına gittiğini
ve davacının kardeşini aradığını ifade etmiş yine diğer davacı tanığı da benzer şekilde beyanda bulunmuştur. Tüm bu delil durumuna göre davacının plakası ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir aracın çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak yaralandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı Güvence Hesabının davacının uğramış olduğu zararı karşılamakla yükümlü olduğu anlaşıldığından işin esasına girilerek tarafların kusur durumlarının tespiti ile davacının maluliyetine göre zararının olup olmadığı, var ise zarar miktarının ne kadar olduğu hususları belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde yeterli olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru olmamıştır. Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, ilk derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan dairemizin sayın çoğunluğunun kararına katılmamaktayım.
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.