Davacı nişanlı, evlilik sonrası dönem için destekten yoksun kaldığını iddia etmiştir. Davacı nişanlının, desteğin ölüm tarihi itibari ile destek tazminatını gerektiren ispat edilmiş bir kazanç kaybı yoktur.
Nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti yoktur. Kaldı ki destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır.
Konu hakkında Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2015/13218 E. , 2018/9634 K. Sayılı kararı incelendiğinde
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü, davacıların; ölenin annesi, babası, kardeşleri ve nişanlısı olduğunu açıklayıp 500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL def’in giderinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 250.350,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, desteğin kask takmayarak müterafik kusurunun bulunduğunu, hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacıların taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile davacı … için 32.128,03 TL, davacı … için 37.587,10 TL, davacı … için 180.284,87 TL olmak üzere toplam 250.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan faiz başlangıcının hatalı olduğuna yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekili dava dilekçesi ile her bir davacı için 500,00 TL cenaze ve defin giderinin tahsilini talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu m.45/1 kapsamında ele alınması gereken defin masrafları, ölümle doğrudan doğruya ilgili olan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun bulunan giderlerdir.
Ölen her şahıs için yakınlarının veya ailesinin ya da ailelerden birinin mutlak surette bazı defin giderlerine katlandığının kabulü zorunludur. Bunun aksi düşünülemez. Bütün mesele defin giderlerinin kapsamını belirlemekte toplanır. Bu tür giderler her türlü delille ispatlanabilir. Bu konuda delil ibraz edilememesi halinde dahi mahkeme, bir bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle sarfedilen giderleri tespit ettirmek zorundadır.
Ölüm olayı gerçekleştiğine göre, bunun için bir takım giderlerin yapıldığının da kabulü gerekir. Mahkemece bu konuda ilgili birimlerden bilgi alınarak karar verilebileceği gibi, BK.42/2 maddesi uyarınca da bu kalem istek için takdir edilecek tazminata hükmedilebilir. Buna göre mahkemece zorunlu cenaze ve defin giderinin ne kadar olduğu, davacılarca karşılanıp karşılanmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar vermek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davacılar vekili, desteğin, davacı … ile ölmeden önce nişanlı olduğunu, ilerde evleneceklerini ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece desteğin nişanlısı davacı için bakiye ömür süresince destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmiştir.
Destek tazminatı ölenin yakınları lehine takdir olunur. Destekten yoksun kalma tazminatı hükmolunabilmesinin asgari şartı; destekten yoksun kalmadır. Desteğin ölümü yüzünden kendisine bakılan kimsenin bu bakımdan kısmen veya tamamen yoksun kalması lâzımdır. Bu yoksun kalma maddî bir zararı ifade eder.
Nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti yoktur. Kaldı ki destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. Somut olayda davacı nişanlı, evlilik sonrası dönem için destekten yoksun kaldığını iddia etmiştir. Davacı nişanlının, desteğin ölüm tarihi itibari ile destek tazminatını gerektiren ispat edilmiş bir kazanç kaybı yoktur.
Açıklanan nedenlerle davacı …’un davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Davalı vekili, desteğin motorsiklete kasksız binmesi sebebi ile müterafik kusurunun bulunduğunu, tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuş, mahkemece bu savunma üzerinde durulmayarak karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu‘nun 44/1. maddesi (6098 sayılı Borçlar Kanu’nun 52. maddesi) hükmüne göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim, tazminat miktarını hafifletebilir.
Davaya konu olan olayda, desteğin kullandığı motorsikletle seyri sırasında davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün çarpması neticesinde desteğin kafatası kırıkları sonucu oluşan kafa travması nedeni ile öldüğü dosya kapsamındaki ölü muayene tutanağından anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece; davalı tarafça yargılama sırasında ileri sürülen bu savunma üzerinde durulmayarak ve desteğin kask takıp takmadığı ve kask takmamasının zararın artmasına sebep olup olmadığı hususlarının araştırılmayarak ve karar yerinde tartışılmayarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
5-Bozma ilamının neden ve şekline göre davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalıya geri verilmesine 25/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.