Meslek Hastalığı Nedir?
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâlleridir (5510 Sayılı Kanun m.14). 6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu da (m.3/1-L) meslek hastalığını mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık olarak tanımlamaktadır.
Çalışanlar uzun süre aynı işi yapmakta, aynı şekilde çalışmakta, işin yapılma şekli veya niteliği nedeniyle belirli bir zaman sonra yaptığı işten etkilenmekte ve meslek hastalığına yakalanmaktadır. Meslek hastalığına yakalanan işçinin ise maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı doğmaktadır.
Meslek hastalığı nedeniyle tazminat davası; sigortalının meslek hastalığı nedeniyle uğradığı ızdırabı ve işgücü kaybını tazmin etmek amacıyla açılan bir maddi ve manevi tazminat davası türüdür.
Meslek Hastalığının Şartları
Sigortalının mesleğini yaparken her gün yerine getirdiği faaliyetler nedeniyle veya işin özelliğinden veya iş şartlarından dolayı yaptığı iş ile ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıkları meslek hastalığı olarak kabul edilmektedir. Sigortalının her hastalığı meslek hastalığı olarak değerlendirilemez, bir hastalığın meslek hastalığı olarak nitelendirilip tazminat davasına konu edilebilmesi için şu şartların bir arada gerçekleşmiş olması gerekir.
İşçilik Şartı: 5510 sayılı kanun, meslek hastalığı nedeniyle hak sahibi olabilecek kişi olarak “sigortalı” olan işçiyi göstermiştir. Ancak, işçi sigortalı olmasa bile, çalışması ve meslek hastalığı kurumca başka türlü tespit edilmediği takdirde, meslek hastalığı tespit davası açılarak hem sigortalılığın hem de meslek hastalığının tespit edilmesi mümkündür.
İşin Yürütümü Sırasında Oluşması Şartı: Meslek hastalığı (hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâli) işçinin yürüttüğü iş sebebiyle ortaya çıkmalıdır. Meslek hastalığı ile işçinin yaptığı iş arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır.
Süre Şartı: Meslek hastalığı işçinin belli bir devamlılık arz eden çalışma sürecinde ortaya çıkmalıdır. Ani veya tesadüfi gelişen olaylar neticesinde işçinin bedensel veya ruhsal zarar görmesi “iş kazası” olarak kabul edilir. Bu durumda iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilir. Meslek hastalığı ise belli bir süre sonunda yavaş yavaş bedensel ve ruhsal zararların gelişmesidir.
Hastalık Şartı: Meslek hastalığı, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Yönetmeliği ve Tüzüğü’nde yer alan hastalıklardan olmalıdır. Hastalık, işçiyi bedensel veya ruhsal açıdan etkileyerek bir engelliliğe yol açmalıdır. SGK sağlık raporuyla veya mahkemede açılan bir tespit davasıyla saptanmalıdır. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Meslek Hastalıkları Nelerdir?
Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde sayılan meslek hastalıkları başlıkları şunlardır:
- Baş arızaları (kafa kemikleri, nöroloji, nöröşirürji, psikiatri arıza ve hastalıkları
- Göz, kulak, yüz, boyun arızaları
- Göğüs hastalıkları
- Omuz, kol, el bileği, el parmakları ve el arızaları
- Omurga arızaları
- Karın hastalık ve arızaları
- Pelvis ve alt eksremite arızaları
- Endokrin, metabolizma, kollagen doku, preferik damar hastalıkları, hematolojik ve romotoid hastalıklar
- Deri arızaları ve yanıklar
Her başlığa ilişkin hastalıklar ilgili tüzükte tek tek yazılmıştır.
Meslek Hastalığı Nasıl Tespit Edilir?
Mesleki hastalıklar hastaneleri ve Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş devlet hastanelerinde hastalığı bulunan işçi adına sağlık kurumu raporu düzenlenir. Bu rapor ve raporu esas teşkil eden tıbbi dökümanlar SGK tarafından incelenir. İnceleme sonucunda meslek hastalığına yakalanan kişinin hastalığı ve maluliyet oranı tespit edilir. Yapılan bu tespit SGK tarafından hastalığa yakalanan kişiye SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı, bunun miktarı ve açılacak tazminat davası sonucunda verilecek tazminat bedelinin belirlenmesinde çok önemlidir. SGK Sağlık Kurulu’nun yapmış olduğu tespitlere karşılık SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz edilebilir. SGK Yüksek Sağlık Kurulu’nun vermiş olduğu karar SGK açısından kesindir. Ancak açılacak tazminat davasında itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu tarafından inceleme gerçekleştirilir.
İşçinin sahip olduğu hastalık meslek hastalığı olarak nitelendirilmezse tespit davası açılması gerekmektedir.
MESLEK HASTALIĞI TAZMİNAT DAVASI NEDİR?
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hallerine denir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a)Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,
b)Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere kurumca işverene ödettirilir
Kahramanmaraş İş Hukuku, İş Davası ya da Meslek Hastalığı Tazminat avukatı olarak bizler ekibimiz ile yukarıda belirtilen davalarda uzman kadromuz aracılığıyla işçi ve işverenlere hizmet sağlamaktayız. Bu kapsamda uzmanlardan alınacak görüş ile tazminat hesaplaması yapılabilmektedir.
İş Kanunu ve diğer kanunlardan kaynaklı işçi işveren ilişkisinden doğan davalara bakan avukatlara halk arasında işçi avukatı ya da işveren avukatı denir. Yasalarda meslek hastalığı avukatı veya meslek hastalığı tazminat avukatı gibi bir düzenleme olmayıp, halk arasında bu tabirlerin zaman içerisinde sık kullanımına bağlı olarak böyle bir kullanım ortaya çıkmıştır.
Meslek hastalığı tazminat davaları süreci, taraflar için uzun, yorucu ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu süreçte taraflar çoğunlukla bir araya gelmek istememekte, gelse dahi çözüm üretememektedirler. Bu durumda diğer davalarda olduğu gibi işin teknik kısmını bilen ve bu davalara bakan bir işçi avukatı ya da işveren avukatı ile sürecin devamı tarafların lehine olacaktır.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin Manevi Tazminat Değerlendirmesi
Daire, önüne gelen birçok uyuşmazlıkta manevi tazminatın niteliği ve işlevini konusunda şu değerlendirmeyi yapmaktadır:
“Hâkimin özel halleri gözeterek adalete uygun olarak zarar görene ödenmesine karar vereceği tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda tazminattır. Amacı, zarar görenin uğradığı zararı, acı ve üzüntüleri dindirecek veya hafifletecek bir tatmin duygusu yaratmaktır. Ancak bu da yeterli değildir. Kişilerin beden-ruh bütünlüğüne yönelik haksız eylemlerde, taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerekir.”
İş kazası ile karşılaşan veya meslek hastalığına yakalanan işçinin manevi tazminat davası açması için mutlaka bedensel zararı bulunması gerekmemektedir. Maluliyet oranı bulunmasına da gerek yoktur.
Nitekim Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 02.05.2013 gün ve 2013/157-8924 karar sayılı ilamında;
“Somut olayda, maluliyet oranı % 0 olsa dahi, davacının iş kazası neticesi oluşan rahatsızlık nedeniyle bir ay süre ile raporlu kaldığı görülmektedir. Davacının vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu, sağlam insana göre maluliyet oranı olmasa dahi üzüntü ve elem duyacağı açıktır. Ayrıca ruh bütünlüğünün ihlali de cismani zarar kavramına dâhildir. Bu çerçevede, manevi tazminatın düzenlendiği BK’nun 47 ve TBK’nun 56.maddesinde belirtilen bedensel bütünlüğün zedelenmesi koşulunun somut olayda oluştuğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca da maluliyetin olmadığı, bacağında basit bir kesi olduğu, geçici ya da sürekli iş göremezlik ödeneği ödenmediği, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilmesinin mümkün bulunduğundan bahisle mahkemece manevi tazminata hükmedilmemesi yersizdir” denilmiştir.
Kanunun Esas Aldığı Ölçü
Kanun, manevi tazminatın belirlenmesinde, yalnızca işverenin kusurlu olup olmamasına göre bir ölçüyü esas almamıştır. O nedenle, işverenin kusuru olmasa dahi manevi tazminat verilmesi yoluna gidilebilir (kaçınılmazlık).
Bu konuda söylenebilecek bir husus da, manevi tazminatın mutlak olarak maluliyet oranı göz önüne alınarak takdir edilen bir tazminat olmadığıdır. Dairenin O maluliyete rağmen manevi tazminat verilmesi gerektiğine ilişkin kararları vardır.
İstifa Eden İşçi Kıdem Tazminatı Alabilir mi ?
Bu konu hakkında detylu bilgi için bize ulaşın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.