TMK MADDE 3 HUKUKİ İŞLERİN KAPSAMI2) İYİNİYET
Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.
TMK MADDE 3’ÜN GEREKÇESİ
Maddenin kenar başlığı “İyiniyet” olarak değiştirilmiştir. Burada 1984 tarihli Öntasarıdaki düzenleme aynen benimsenerek, iyi niyetin rolü, yalnız hakların doğumu alanına indirgenmemiş, kanunun hukukî bir sonuç bağladığı durumlara teşmil olunmuştur. Ayrıca ifade düzeltilmek suretiyle birinci fıkra, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 3 üncü maddesinin Alınanca metnine uygun hâle getirilmiştir.
TMK MADDE 3 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay14. Hukuk Dairesi
Esas : 2008/13402Karar : 2008/15284Karar Tarihi : 05.12.2008
Dava : Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki talep tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalılardan M., davacı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, satışa diğer davalı H.’in rıza göstermediğini, taşınmazı kendisinin almak istediğini, onun üzerine tapuda diğer davalı H.’e satış yaptığını belirtmiş, davalı H. ise iyi niyetli malik olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi reddedilmiş, istekle bağlı kalınarak 20.000,00 YTL tazminatın davalı M.’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Karar : Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ilerde kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyi niyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmesidir.
Belirtilen ilke, TMK’nun 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddesinde “bir ayni hak yolsuz olmak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güvenli koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
Somut olayda; kayıt malikinin mülkiyeti satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kastiyle kötü niyetle kazandığı ileri sürülmüşse, malikin aynı hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunludur. Burada, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin önemi yoktur. Önemli olan, mülkiyet hakkı sahibinin satış vaadi sözleşmesini bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanmasıdır.
Dava dosyasında toplanan delillerden, davalı H.’in diğer davalı M.’nin yeğeni olduğu, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu kasabada ikamet ettikleri anlaşılmaktadır. Özellikle davalı M.’nin 28.01.2008 tarihli keşif tutanağına geçirilen beyanından davalı H.’in davacı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını bildiği halde taşınmazı tapudan satın aldığı görülmektedir. Bu haliyle, Türk Medeni Kanunun 3. maddesi gereğince durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen taşınmazın satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satışının vaat olunduğunu bildiği halde tapuda satın alan diğer davalı H.’in iyi niyet iddiasında bulunma olanağı yoktur.
Mahkemece yapılan bu saptamalar doğrultusunda davacının mülkiyet aktarımı isteminin kabulü yerine bu istemin dosya kapsamına uygun düşmeyen bazı gerekçelerle reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Related Posts
29 Ocak 2021
Yargıtay’dan Tartışılacak Karar : Ödenmeyen Site Aidatı İçin Evdeki Herkese Haciz!
Daha fazla oku
24 Ocak 2021
Arsa Sahibinden Daire Satın Alanlar, Sözleşmeden Doğan Hak Ve Alacaklar Yazılı Olarak Kendilerine Temlik Edilmediği Takdirde Yükleniciden Gecikme Tazminatı İsteme Hakkına Sahip Olamaz
Daha fazla oku
28 Ocak 2021