Müstehcenlik suçu; müstehcen ürünlerin alenileştirilmesi, satılması, kiraya verilmesi, reklamının yapılması, şiddet içeren veya doğal olmayan yollardan cinsel ilişkiyi içeren materyallerin üretilmesi, satılması, bulundurulması, depolanması, kullanıma sunulması vb. seçimlik hareketlerle genel ahlaka karşı işlenen suçlardandır.
Müstehcen ürünlerin üretilmesinde çocukların kullanılması veya çocukların kullanıldığı müstehcen ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satılması, depolanması, bulundurulması ve kullanıma sunulması gibi hareketlerle işlenen müstehcenlik suçu, genel müstehcenlik suçuna göre daha ağır yaptırım gerektiren bir suç olarak düzenlenmiştir. Müstehcenlik suçu, TCK md.226’da “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiş olup kanunda müstehcenliğin tanımı yapılmadan suçun unsurları ve cezasına yer verilmiştir.
Müstehcenlik suçu unsurları şunlardır;
1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
Madde 226 ile ilgili Yargıtay Kararı;
T.C.YARGITAY
14. CEZA DAİRESİ
Esas : 2016/8679Karar : 2017/337Karar Tarihi : 30.1.2017
>MÜSTEHCENLİK SUÇU – KARAR CELSESİNDE SEGBİS SİSTEMİNİN HAZIR EDİLMEMESİ – SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI
5271/m.196
ÖZET : Müstehcenlik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Ceza İnfaz Kurumuna nakledilen ve son olarak 14.09.2015 tarihli celsede segbis aracılığı ile beyanı alınan sanığın, daha sonraki celse ile karar celsesinde segbis sistemi ile hazır edilmeden ve hazır edilmeme sebebi de belirtilmeden yokluğunda karar verilmesi ve sanık müdafiin son celse hazır edilmeyen sanıkla görüşerek son savunmasını hazırlamak istediğini beyan etmesine rağmen, bu konudaki talebinin reddine karar verilerek, 5271 S.K.196. maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması hatalıdır.
DAVA : İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Hükmedilen ceza miktarları nazara alındığında, sanık müdafiin duruşmalı inceleme talebinin 5320 Sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Sanık hakkında mağdurlar ile D.’ye yönelik müstehcenlik suçundan dolayı TCK’nın 226/3. maddesi uyarınca açılan kamu davaları ile ilgili zamanaşımı süresince hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Katılanlar vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahkemece yüzüne karşı verilen 09.12.2015 tarihli hükümlerin katılanlar vekilince CMUK’nın 310/1. maddesinde düzenlenip tefhimden işlemeye başlayan kanuni bir haftalık süresinden sonra sunulan 11.04.2016 tarihli dilekçeyle temyiz edildiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık müdafii, katılan bakanlık vekili ile katılanlar vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Bafra Ceza İnfaz Kurumuna nakledilen ve son olarak 14.09.2015 tarihli celsede segbis aracılığı ile beyanı alınan sanığın, daha sonraki celse ile karar celsesinde segbis sistemi ile hazır edilmeden ve hazır edilmeme sebebi de belirtilmeden yokluğunda karar verilmesi ve sanık müdafiin son celse hazır edilmeyen sanıkla görüşerek son savunmasını hazırlamak istediğini beyan etmesine rağmen, bu konudaki talebinin reddine karar verilerek, 5271 Sayılı CMK‘nın 196. maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık ile müdafii, katılan bakanlık vekili ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, esası incelenmeyen hükümlerin 5320 Sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK‘nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makaleler içn tıklayın