Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan kişi, çekilecek olan hapis cezasının süresine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, hükümlünün cezası;a) Müebbet hapis cezası ise, beş yıldan sekiz yıla,b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise, sekiz yıldan oniki yıla, Kadar hapis cezasına hükmolunur.3) Bu suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.4) Kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması halinde, bu sayı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza üçte birden bir katına kadar artırılır.5) Bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza, üçte biri oranında artırılır.6) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.7) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.8) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, muhafaza veya nakli ile görevli kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından yararlanarak kaçması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
TCK MADDE 294’ÜN GEREKÇESİ
Maddenin birinci fıkrasında, gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlamak, suç olarak tanımlanmıştır. İkinci fıkrasında ise, hükümlünün kaçmasını sağlamak fiili ceza yaptırımı altına alınmış ve failin ne suretle cezalandırılacağı gösterilmiştir.Söz konusu suçlar, kaçmaya imkan sağlamakla oluşur. Ancak, suçun tamamlanabilmesi için, kaçmanın gerçekleşmesi gerekir. Örneğin, suçluya yol göstermek, talimat vermek, kılık ve kıyafet değiştirmesini sağlamak gibi kaçmanın kolaylıkla gerçekleşmesini olanaklı kılacak hareketleri yapmakla bu suç oluşur. Aslında bu fiiller, gözaltına alınanın, tutuklunun veya hükümlünün kaçması suçlarına iştirak niteliği taşımaktadır. Ancak, izlenen suç siyaseti gereğince, bunların bağımsız suç olarak tanımlanması gereği duyulmuştur.Üçüncü fıkraya göre, bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi, bu suçların daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurunu oluşturmaktadır. Bu nitelikli unsur bağlamında söz konusu olan cebir, kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturur. Yedinci fıkraya göre; şayet bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri veya ölüm gerçekleşmiş ya da eşyaya zarar verilmiş ise; ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacaktır.Maddenin dördüncü fıkrasında, özel bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması hâlinde, faile bir ceza verilecektir; ancak, bu ceza artırılacaktır.Maddenin bir ve ikinci fıkralarında tanımlanan suçların faili herkes olabilir. Ancak, beşinci fıkrada, bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler tarafından işlenmesi, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir.Altıncı fıkrada, failin, gözaltına alınmış kişi, tutuklu veya hükümlünün fıkrada belirtilen derecede akrabasından olması hâlinde verilecek cezanın indirileceği açıklanmıştır.Maddenin son fıkrasında ise, gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, bunların muhafaza veya nakli ile görevli kişinin taksirli fiilinden yararlanarak kaçması hâlinde, faile, bu taksirli hareketinden dolayı verilecek ceza gösterilmektedir. Burada söz konusu olan fiil sadece taksirli bir hareketten ibaret bulunduğundan, artık ceza tertibi itibarıyla hükümlü hakkında verilmiş olan cezaların göz önünde bulundurulmasının bir anlam taşımayacağı sonucuna varılmış ve failin taksire dayalı kusuruna göre cezanın altı ayla üç yıl arasında hâkim tarafından saptanması uygun sayılmıştır.
TCK MADDE 294 İLE İLGLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay9. Ceza Dairesi
Esas : 2014/2407Karar : 2014/3992Karar Tarihi : 03.04.2014
1- Hakaret suçundan kurulan hükme ilişkin incelemede;5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar, aynı Kanunun 231/12. maddesi gereğince itiraza tabi olup itiraz üzerine merciince karar verildiği anlaşıldığından, temyiz incelemesine yer olmadığına,2- Kaçmaya imkan sağlama suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;TCK’nın 294/2. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için failin hükmün infazı için yakalanarak kolluğun egemenliği altına alınan bir hükümlünün kaçmasına imkan sağlaması gerektiği, somut olayda; hükümlü olması nedeniyle kendisini yakalamak üzere köye gelen güvenlik güçlerini görünce kaçan T. T.’ın yakalanmasına engel olmak amacıyla kolluk güçlerini adı geçenin gittiği yerin ters istikametine yönlendirmek suretiyle hükmün infazından kurtulmasını sağladığı anlaşılan sanığın eyleminin TCK’nın 283/1. maddesinde tanımlanan “Suçluyu kayırma” suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay16. Ceza Dairesi
Esas : 2016/1282Karar : 2016/3477 Karar Tarihi : 31.05.2016
1-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2- Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;a-TCK’nın 294/8. maddesindeki suçun, gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişilerin taksirli eylemlerine ilişkin bir düzenleme olduğu da gözönüne alındığında, yağma olayına karışması neticesinde yaralı olarak gözaltına alınan sanığın, başında bulunan polis memurunun tuvalete gitmesini fırsat bilerek sanık …’ı aradığı ve kendisini hastaneden araba ile almasını istediği olayda, eyleminin TCK’nın 294/1. maddesinde düzenlenen kaçmaya imkan sağlama suçuna azmettirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,b-TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E., 2015/85 K.sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkı saklı tutulmak suretiyle hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.