MARKANIN DÜNYACA TANINMIŞLIK DÜZEYİ NEDENİYLE HAKSIZ KAZANÇ SAĞLANABİLECEĞİÖzet : Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı markaları ile bire bir aynı olan ve markalar arasında iltibas oluşturacağı net olan Onvif ibareli davacının dünyaca bilinen markasını, davalının bu markanın davacıya ait olduğunu ve dünyaca bilişim sektöründe tanınmış marka olduğunu bilerek TPE nezdinde tescil ettirdiği, her ne kadar hükümsüzlüğü istenilen marka da tescilli başkaca emtialar bulunmakta ise de, KHK’nın 8/4 maddesinde belirtildiği üzere davacı markasının dünyaca tanınmışlık düzeyi sebebiyle davalının haksız bir kazanç sağlayabileceği ve dolayısıyla davacı yan markasının itibarına zarar verebileceği gibi davacı markasının ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar da doğabileceği, davalının kötü niyetli tescil ettirdiği gerekçesiyle davalı markasının tescilli olduğu tüm emtiaları içerecek şekilde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlük davasında verilen kararın ilanına ilişkin yasal dayanak bulunmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.
T.C.Yargıtay11. Hukuk Dairesi
Esas : 2016/4638 Karar : 2017/7039 Karar Tarihi : 07.12.2017
Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/02/2016 tarih ve 2014/163-2016/19 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin dünyanın bir çok ülkesinde tescilli tanınmış “ONVIF” ibareli markanın sahibi olduğunu, markanın aynı zamanda ticaret unvanı olduğunu, müvekkiline ait markanın “onvif” olarak … adına kötü niyetli olarak tescil yaptırıldığını, davalı yan adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini iddia ile davalının markasının tüm emtialar için hükümsüz sayılmasını ve iptalini, Türk Patent Enstitüsü markalar sicilinden terkinini, TPE Resmi Marka Gazetesinde şerh ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin “onvif” markasının tescil tarihinde davacının markasının Türkiye’de ve dünyada bilinen bir ürün olmadığını araştırmaları sonucunda tespit ettiklerini, davacı markasının Türkiye dışında tescilli bir marka olup, bir arayüz program parçacığı olduğunu, müvekkilinin markasının ise 09. sınıf emtialar arasında Türkiye’de tescilli ve tanınmış bir marka olup, güvenlik kamerası ve kayıt cihazı markası olduğunu, davacı yanın Türkiye’de söz konusu markaya ilişkin kanuni, zamanında yapılmış bir tescil talebinin olmadığını, müvekkilinin markasının logolu olduğunu, davacı yanın logo tescilinin ise hiçbir yerde bulunmadığını, davacının internet sitelerinde müvekkilinin tescilli logosunun lisanssız ve kanunsuz olarak kullandığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı markaları ile bire bir aynı olan ve markalar arasında iltibas oluşturacağı net olan Onvif ibareli davacının dünyaca bilinen markasını, davalının bu markanın davacıya ait olduğunu ve dünyaca bilişim sektöründe tanınmış marka olduğunu bilerek TPE nezdinde tescil ettirdiği, her ne kadar hükümsüzlüğü istenilen marka da tescilli başkaca emtialar bulunmakta ise de, KHK’nın 8/4 maddesinde belirtildiği üzere davacı markasının dünyaca tanınmışlık düzeyi sebebiyle davalının haksız bir kazanç sağlayabileceği ve dolayısıyla davacı yan markasının itibarına zarar verebileceği gibi davacı markasının ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlarda doğabileceği, davalının kötü niyetli tescil ettirdiği gerekçesiyle davalı markasının tescilli olduğu tüm emtiaları içerecek şekilde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükümsüzlük davasında verilen kararın ilanına ilişkin yasal dayanak bulunmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
25 Ocak 2021
Davacı İşçinin Hakkın Kötüye Kullanımı Mahiyetindeki Öne Geçen Feshi Hukuken Korunamaz Ve Kıdem Tazminatı Talebinin Reddedilir
Daha fazla oku
26 Ocak 2021
Hakkında Disiplin Soruşturması Başlatılan Kadın İşçinin Fesih Prosedürlerini Etkisiz Kılmak İçin Evlenme Nedeni İle İş Akdini Feshetmesi Hakkın Kötüye Kullanımı Niteliğindedir
Daha fazla oku
26 Ocak 2021
Hagb kararının yasa yararına bozulması halinde denetim süresi ve uygulanacak tedbirin seçimi mahkemece yapılmalıdır
Daha fazla oku
27 Ocak 2021