İş kazası iş yerinde işin yürütülmesi ile ilgili olarak gerekleşen işçinin ölümü veya ruhen ya da bedenen vücut bütünlüğünün bozulması ile meydana gelen olaylardır. İş kazasının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunanlar işçiye veya işçinin ölümü halinde işçinin desteğinden yoksun kalan yakınlarına iş kazası tazminat davası neticesinde tazminat ödemekle yükümlüdürler.
Meydana gelen iş kazasında sorumlular olayın mahiyetine göre gerekli önlemleri almayan işveren, gerekli tedbirlerin alınması hususunda ihmali bulunan işveren vekilleri, vardiya amirleri, mühendisler vs. olabilir. Ayrıca varsa iş yeri sigorta şirketi de tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür; sigorta şirketi tazminat davasında diğer ilgililerle birlikte davalı olarak gösterilebilir.
İş Kazası Tazminat Davası Öncesi
Bir iş kazası meydana geldiğinde yapılacak ilk iş kazanın işveren tarafından kolluk güçlerini ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesidir. Bu ikisinin yapılamaması işverenin sorumluluğunu gündeme getirir. İş kazasının kolluk güçlerine intikali ile birlikte aslında kazaya ilişkin soruşturma işlemleri de başlamıştır. Cumhuriyet savcılığının talimatıyla birlikte olayın mahiyeti araştırılarak meydana gelen kazada cezai anlamda sorumluların bulunup bulmadığı soruşturulur. Bu kapsamda savcılık gerekli görürse olay yerinde keşif yapar, ölüm halinde otopsiyi gerçekleştirir ve uzman bilirkişi heyetinden kazanın sorumluları hakkında rapor alır.
Sosyal Güvenlik Kurumu da kendi açısından meydana gelen kazayı tahkik eder, ilgililerin kusur durumlarını araştırır ve tahkikat raporu hazırlar. Kurum hazırlanan raporlar ışığında ve kendi bünyesinde gerçekleştirdiği aktüerya hesaplaması ile işçinin ölümü halinde hak sahibi olan yakınlarına (anne, baba, eş, çocuk), sakat kalması halinde ise kendisine gerekli ödemeleri yapar ve yine ilgili mevzuat hükümlerine göre hak sahiplerine maaş bağlar.
Sosyal Güvenlik Kurumu iş kazasına ilişkin gerçekleştirdiği ödemeleri müteakip hazırlamış olduğu tahkikat raporu kapsamında sorumlu olduğunu tespit ettiği kişilere rücu davası açar. Rücu davasında SGK hak sahiplerine yaptığı ödemelerin iş kazasının sorumluları tarafından kendisine ödenmesine karar verilmesini talep eder.
İşçinin veya işçinin desteğinden yoksun kalanların iş kazasının sorumlularına karşı açacağı aşağıda ayrıntılarıyla ele alacağımız tazminat davasında mahkeme SGK tarafından işçi veya yakınlarına yapılan “rücuya tabi” ödemeleri mahsup eder. Mahkeme bu mahsup ile ilgili ödemelerin hem SGK’dan hem de ilgili sorumlulardan mükerrer tahsilinin önüne geçilmiş olur.
Cismani Zarar Halinde Tazminat
İş kazası neticesinde işçinin sakatlanması veya hastalanması cismani zarar olarak kabul edilir. Cismani zararlara sakatlık, hastalık gibi bedensel zararlar olabileceği gibi psikolojik rahatsızlıklar da olabilir. Bu durumda işçi zararda sorumluluğu bulunanlar karşı tazminat davası açabilecektir.
Maddi Tazminat
İş kazası esasen Türk Borçlar Kanunu‘nda düzenlenen bir haksız fiil türüdür. İş kazasının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunanlardan Türk Borçlar Kanunu haksız fiil hükümleri kapsamında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat kalemleri Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde sayılmıştır.
Bedensel zarar
MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.T
edavi masrafları kapsamında cerrahi müdahaleler, ilaç tedavileri, fizik tedavi ve rehabilitasyon giderleri gibi tüm tedavi ve hastane masrafları sayılabilir.Tedavi süresince çalışamamaktan mütevellit oluşan gelir kaybı da kazanç kaybı olarak belirtilmiştir. Bunun yanında uzman bilirkişi vasıtasıyla belirlenecek olan maluliyet oranına göre çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesinden kaynaklı kayıp ve tamamen bilimsel bir takım aktüerya hesaplamaları ile elde edilen ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar maddi tazminat kapsamındadır.
Manevi Tazminat
İşçinin iş kazası sebebiyle yaşadığı sakatlık ve hastalık neticesinde uğradığı psikolojik sarsıntı ve bunun getirdiği psikolojik problemler, manevi zararı ve Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen manevi tazminatı gündeme getirmektedir.
Kanun bununla da kalmamış ağır bedensel zararlarda işçinin yakınlarının da manevi tazminat alabileceğini düzenlemiştir. Hiç şüphe yok ki buradaki ağır bedensel zarardan bahsedebilmek için işçinin hayati fonksiyonlarında geri dönülemez bir tahribatın oluşması ve bu durumun işçinin ekonomik geleceğini çok ciddi manada etkilemiş olması gerekmektedir.
İşçinin Ölümü Halinde Tazminat
Yukarıda işçinin iş kazası neticesinde sakatlanması veya hastalanması halini ele almıştık, peki işçinin ölümü halinde kimler hangi zarar kalemlerinin tazminini isteyebilir ? İşte bu noktada destekten yoksun kalma kavramı gündeme gelmektedir. İşçinin ölümü ile desteğinden yoksun kalanlar iş kazasının sorumlularından maddi ve manevi tazminat kapsamında zararlarının tazminini talep edebileceklerdir.
Maddi Tazminat
Türk Borçlar Kanunu ölüm halinde talep edilebilecek olan zarar kalemlerini aşağıdaki şekilde saymaktadır:
Ölüm
MADDE 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.İş kazası akabinde işçi ölene tedaviye kadar bir takım hastane masrafları gerçekleştirilmiş olabilir.
Maddi zarar kapsamında bu dönemde yapılan masraflar ve bu süreçte işçinin çalışamamış olmasından dolayı desteğinden yoksun kalanların gelir kaybı talep edilebilir. Bunun yanında işçinin ölümüyle birlikte cenaze için yine işçinin desteğinden yoksun kalanların gerçekleştirmek zorunda kaldığı masraflar maddi tazminat kapsamındadır. Bununla birlikte bu kişiler işçinin ölümü nedeniyle yoksun kaldıkları desteğe ilişkin olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Yukarıda işçinin ölümü ile birlikte SGK’nın hak sahiplerine tazminat ödemesi ve maaş bağlamasının söz konusu olduğundan bahsetmiştik. Burada bahsedeceğimiz destekten yoksun kalanlar oradaki hak sahibi tanımı içerisinde giren kişilerden daha geniş bir kitleyi ifade etmektedir. Kanun SGK ödemelerinde hak sahiplerini anne, baba, eş ve çocuklarla sınırlı tutmuşken, burada bahsedeceğimiz destekten yoksun kalma tazminatının alabilecek kişiler anne, baba, eş, çocuklar olabileceği gibi işçinin ölümü öncesinde desteğini gören ancak ölüm ile bu destekten yoksun kalan herhangi bir kimse olabilir.
Burada akrabalık ilişkisi aranmamaktadır; örneğin işçinin burs desteği verdiği öğrencinin işçinin ölümü ile burstan mahrum kalması bu kapsamda değerlendirilir ve bu öğrenci mezun olana kadarki sürece ilişkin burs miktarını destekten yoksun kalma tazminatı kapsamında talep edebilir. ( bkz. Sigortalının İş Kazası Kapsamında Ölmesi halinde Anne ve Babanın Maddi Tazminat Hakları, Av. Orhan RÜZGAR, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 89, Sayı 5, Yıl 2017, Sayfa 70 )
Destekten yoksun kalma tazminatında ama. destekten yoksun kalanın işçinin ölümünden önceki sosyal ve maddi durumunun aynı derecede devam ettirilmesinin sağlanmasıdır. Bu kapsamda işçinin gerçekleştirdiği desteğin miktarı ile destekten yoksun kalanın mevcut yaşına göre tahmini yaşam süresi üzerinden gerçekleştirilen bir aktüerya hesaplaması ile destekten yoksun kalma tazminatı belirlenebilmektedir.
Manevi Tazminat
Tıpkı işçinin ağır bedensel zararında olduğu gibi vefatı halinde de yakınları manevi zararlarının tazminini iş kazasının meydana gelmesinde sorumluğu bulunanlardan talep edebileceklerdir.
İş Kazası Tazminat Davası Aşamaları
İş kazası tazminat davası açısından görevli mahkeme iş mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise işin gerçekleştirildiği yer veya davalıların yerleşim yerindeki mahkemedir. İş kazalarında kazanın meydana geldiği tarih itibariyle faiz talep edilebilir ancak sigorta şirketi bakımından faiz başlangıcı tazminatın sigorta şirketinden talep edildiği tarih aksi halde dava tarihi olacaktır.
İş kazası sebebiyle tazminat taleplerine ilişkin davalarda zamanaşımı süresi zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl ve her halükarda iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle sona ermektedir.
Mahkeme tazminata ilişkin yargılamayı gerçekleştirirken öncelikle işçinin ve iş yerinin SGK bünyesindeki özlük dosyalarını, iş kazasına ilişkin tahkikat dosyasını ve işçi veya yakınlarına yapılan rücuya tabi ödemelere ilişkin tüm belgeleri celp eder. Mahkeme ayrıca savcılık kanalıyla gerçekleştirilmiş bir soruşturma ve bu kapsamda açılmış bir ceza davası varsa bu dava dosyasını da celp ederek inceler, tarafların delil olarak bildirdikleri tanıkları dinler ve gerekli görürse olay yerinde keşif yapar.
İş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunduğu iddia edilen davalıların kusurlu olup olmadıkları eğer kusurlu iseler meydana gelen iş kazasından yüzde kaç kusurlu oldukları hususunda konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alır. Alınan raporu yeterli ve denetime elverişli görürse dosyayı tazminat hesabı yapılmak üzere aktüerya bilirkişisine verir ve davalıların kusurları oranında ve talep edilen tazminat kalemleri kapsamında davalıların ödemeleri gereken tazminatlar açısından rapor ister. Bilirkişi tazminat hesabını yaparken ilgililere SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemeleri mahsup eder.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın