Gaziantep ağır ceza avukatı olarak tüm hukuk sürecinde sizlerin tüm işlemlerini büyük bir özveri ve çalışma ile yürütmekteyiz. Bir ağır ceza avukatı suç türleri ile ilgili yeterli tecrübe ve birikime sahip olmalıdır.
Gündelik hayatımızda yaşanabilecek hukuksal bir sorun herkesin genel olarak tedirgin olmasına ve korku duymasına neden olur. Bunun sebebi ise sorunun büyüklüğü ya da küçüklüğünden değil dava sonucunun arkasından yaşayabileceğiniz maddi kayıplar ve herkesin en büyük kazancı olan özgürlüklerinin kaybedilmesinden dolayı olmaktadır.
Sonuç olarak ceza davasında ödeyeceğiniz ücret dosyadaki konumunuza, dosyanın içeriğine göre değişiklik göstermektedir. Bu süreçte ofisimiz tarafından size optimum ve profesyonel hizmet için gerekli her türlü kolaylık sağlanacaktır.
Ağır Ceza Avukatı Nedir?
Başınıza gelecek herhangi hukuki olayda bir ağır ceza avukatı ile çalışamadan önce her zaman avukatın daha önceki duruşmalardaki başarısı, hangi davaları üstlendiği ve avukatın tecrübesi konusunda araştırma yapmanız çok önemlidir. Seçeceğiniz avukatın ihtisas alanın ceza davaları olması çok önemli bir ayrıntıdır.
Sizlerde bütün bu korkuları yaşamamak için Gaziantep ağır ceza avukatı tercihinizi yaparken araştırmalarınızı en doğru şekilde yapmalısınız. Hangi tür dava olur ise olsun avukat seçimi önemlidir. Avukatlarında kendi branşların da uzmanlık alanları vardır. Ancak ağır ceza hukuku konusunda yapacağınız seçim en önemli avukat seçimidir.
Çünkü ağır ceza davalarında yapılacak hataların geri dönüşü bulunmamaktadır. Dilekçe hazırlanmasında ya da dosyaların hazırlanmasında yapılacak bir hata ya da gözden kaçabilecek bir küçük ayrıntı telafisi olmayan sonuçlar doğurmaktadır. Bu konularda ve dava sürecinizde mağdur olmamak için profesyonel bir Ağır ceza avukatı ile çalışmanız sizler için en doğru tercih olacaktır.
Ceza Yargılamasında Avukat Gerekli Midir ?
Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi kanuna göre sanık/şüpheli ve müşteki/mağdurun avukatı olması zorunlu değildir. Ancak Ceza Muhakemesi Kanununa göre zorunlu hallerde mağdur ve sanık/şüpheliye zorunlu müdafii/vekil(avukat) atanmaktadır.
Ceza yargılamasında sanık/şüpheli ve müşteki/mağdurun avukatı olması zorunlu olmasa da bir ceza yargılamasında gerek sanık/şüpheli ve müşteki/mağdurun muhakkak bir ceza avukatından hukuki destek alması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu düşüncemiz yıllar içerisinde ceza yargılamalarında aslında haklı iken haksız konuma düşen insanların arttığını görerek de pekişmiştir. Örnek vermek gerekirse Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan Cinayet yargılaması esnasında kızına köy yerinde tecavüz edilen bir babanın duruşma esnasında kızına tecavüz edilmesine duyduğu öfke nedeniyle adam öldürmesine rağmen kulaktan duyma bilgiler ile “aşiretimizin namusunu temizledim” diyerek kendisini yanlış ifade ettiği için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştır. Ancak kızına yapılanların etkisinde kaldığını iyi ifade etmiş olsaydı cezasında hatırı sayılır bir haksız tahrik indirimi yapılması gerekirdi.
Aynı durum mağdur için de geçerli olup kendisini yanlış ifade eden mağdurların anlatımı nedeniyle gerçekten suç işleyen faillerin elleri kolları serbest dışarıda dolaştığını sıklıkla ifade eden ikinci defa mağdur olan insan çoğunluktadır.
Ceza Yargılamalarının Amacı Nedir ?
Kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir.
Mevzuatta Ağır Ceza Avukatı Var mı?
Ağır ceza avukatı, belki de halk arasında en çok kullanılan deyimdir. Mevzuatta ceza avukatı tanımlamasına denk düşen bir düzenleme yoktur. Daha önce de açıkladığımız üzere Türkiye’de avukat, her türlü davaya girme yetkisine sahiptir. Ağır ceza mahkemesinde görülen davalar ceza hukukunun en önemli bölümünü teşkil ettiğinden uygulamada bu davalara giren avukatlara ceza avukatı denilmektedir.
Günümüzde her meslek gibi avukatlık mesleği de uzmanlaşmaya doğru giderken mevzuatta halk arasındaki bu adlandırmayı karşılayacak bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle, ceza avukatı deyimi halkın adliye pratiği içerisinde doğmuştur. Esasen, ceza avukatı olarak nitelenen avukat, mahkemelerde her türlü ceza davasına da bakmaktadır.
Örneğin, asliye ceza mahkemesinde yargılanan bir sanık, avukat ararken çoğu zaman “ağır ceza avukatı arıyorum” şeklinde beyanda bulunur. Bu nedenle ceza avukatı kavramının tüm ceza davalarına giren avukatı ifade etmek üzere kullanıldığını görmekteyiz.
Ceza Avukatları Duruşmada Sanık Yerine Beyanda Bulunabilir mi?
Avukat, sanığın yalnızca hukuki temsilcisidir. Savunmanın sadece hukuki boyutuyla ilgili müvekkilini mahkeme nezdinde savunur. Yoksa savunduğu kişinin yerine geçip olayı anlatamaz. Yargılanan şahıs olaya dair bilgi ve görgüsünü kendisi anlatacaktır.
Ceza muhakemesi, yaşanmış bir olayın mahkemede deliller vasıtasıyla yeniden canlandırılması faaliyetidir. Doğal olarak yaşanmış bir olayın nasıl gerçekleştiğini ancak o olayın parçası olan şahıslar bilebilir.
Ceza avukatları, sanığı temsilen delil sunabilir, sunulan delilleri değerlendirebilir, gerekli itirazları yapabilir; tanık, müşteki ve yargılama makamı dışında olup yargılamaya katılan diğer kişilere olayı aydınlatmak ve müvekkilini savunmak için sorular sorabilir.
AĞIR CEZA AVUKATI HANGİ ÖZELLİKLERE SAHİP OLMALIDIR?
Ağır Ceza Avukatlarının ilgilendiği suçlar nitelikleri ve yaptırımları bakımından ağır olan suçlardır. Bu sebeple Ağır Ceza Avukatlarının müvekkillerini en iyi biçimde savunabilmeleri için Türk Ceza Kanunu’na ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na ekstra hâkim olmak zorundadırlar. İddianamesinde kullandığı her şeyi müvekkilinin lehine çevirmek zorundadır. Güncel konuları sürekli takip etmelidir.
CEZA AVUKATI VE AĞIR CEZA AVUKATI ARASINDAKİ FARKLAR NELER?
Ceza Avukatı ve Ağır Ceza Avukatı arasındaki farkı net bir şekilde tanımlayan kanun hükmü bulunmamakla birlikte Ağır Ceza Avukatları, Ceza Avukatlarının alanına giren konulara da hâkimdirler. Çünkü Ağır Ceza Avukatları da Ceza Avukatları gibi kanun kapsamında suç sayılan konular ile ilgilenmektedirler. Tek farkı cezası ve yaptırımı daha ağır olan suçlarla ilgilenmesidir.
Ceza avukatları İcra Ceza Mahkemeleri, Sulh Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen davalara bakarken, Ağır Ceza Avukatlarının ilgilendiği davalar Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmektedir.
Ağır Ceza Avukatlığı Ceza Avukatlığına kıyasla daha zordur. Çünkü ağır cezalık davalar adlarında geçtiği gibi nitelikleri ve yaptırımları ağır olan suçlardır. Yaptıkları iş daha büyüktür.
Ceza Davalarında Süreç Nasıl İşler
Ceza yargılaması bir kamu davasıdır. Cumhuriyet savcısı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Md. 160-161 kapsamında KAMU ADINA suça el koymak ve soruşturma işlemlerine başlamakla görevlidir.
Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir (CMK Md .158/1-2).
Soruşturma işlemleri 5271 sayılı CMK, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği, Adlî ve Önleme Aramaları Yönetmeliği, Adlî Kolluk Yönetmeliği vb. mevzuat çerçevesinde yürütülür.
Ceza davasının yargılama süreci; “Soruşturma” ve “Kovuşturma” olarak iki evreden oluşur,
Suç isnadı sebebiyle soruşturmaya konu olan kişi, İddianame kabul edilinceye kadar “ŞÜPHELİ” olarak kabul edilir ve İddianame’nin kabulüyle “SANIK” sıfatını kazanır.
Soruşturma Evresi
Suç şüphesinin öğrenilmesi ve olaya yetkili mercilerce el konulmasından İddianame düzenlenip kabul edilinceye kadar geçen evredir.
Soruşturma süreci, Cumhuriyet savcısının emri altındaki adli kolluk tarafından yürütülür.
2559 sayılı PVSK Md. Ek 6 kapsamında;
Bir suça ilişkin olarak adlî kolluk; kendisine yapılan sözlü ihbar ve şikâyetleri ve görevi sırasında öğrendiği suça ilişkin bilgileri yazılı hale getirir.
Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikâyet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan kolluk, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Bir suç işlendiği veya işlenmekte olduğu bilgisini edinen kolluk, olay yerinin korunması, delillerin tespiti, kaybolmaması ya da bozulmaması için acele tedbirleri aldıktan sonra el koyduğu olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet savcısına bildirir.
Soruşturma adli kollukça tamamlandıktan ve olay yeri inceleme vb. kolluk işlemleri ile deliller toplandıktan sonra yetkili Cumhuriyet savcısı İddianame tanzim eder ve görevli ve yetkili Ceza Mahkemesine dosyayı sunar.
Soruşturma işlemleri kural olarak GİZLİDİR (CMK Md. 157). Soruşturmanın gizliliğini ihlal TCK Md. 285’te suç olarak düzenlenmiştir.
Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir (CMK Md. 171/1).
Soruşturmayı başlatma ve tamamlama yetkisi Cumhuriyet savcısındadır. Sağlıklı bir yargılama için soruşturma evresinde suça ilişkin, sanığın lehine ve aleyhine olan bütün delillerin toplanmış olması gerekir.
Mahkemece, soruşturma sonucunda hazırlanan ve sunulan İddianame kabul veya reddedilebilir (CMK Md. 174). Mahkemenin 15 günlük inceleme süresi vardır. Bu süre sonunda iade edilmeyen İddianame kabul edilmiş sayılır (CMK Md. 174/3).
Kovuşturma Evresi
İddianamenin kabulüyle başlayan, yargılama sürecini içeren ve hükmün kesinleşmesi ile sona eren evredir.
İddianamenin kabul edilmesiyle Mahkemece “Tensip Zaptı” düzenlenir, duruşma günü verilir ve esas yargılamaya geçilir.
Kast, taksir, olası kast, suçun maddi ve manevi unsurları, etkin pişmanlık, cezanın nitelikli halleri ve ağırlaştırıcı nedenleri, neticesi sebebiyle cezanın ağırlaşması, takdiri indirim nedenleri vb. konular yargılama kapsamında değerlendirilir.
CMK’da bazı suçlarda “seri muhakeme usulü (Md. 250)” ve bazı suçlarda ise “basit yargılama usulü (Md. 251)” öngörülmüştür.
Genel yargılama usulüne göre ilk derece yargılaması, yargılamayı yapan Mahkeme’nin hükmü ve gerekçeli kararın açıklanması ile son bulur.
Sonrasında verilen hükme ilişkin İstinaf Kanun Yoluna Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesine başvurulabilir (CMK Md. 272).
İstinaf süresi 7 gündür (CMK Md. 273).
İstinaf Mahkemesi hükümlerine karşı da 15 gün içinde Temyiz Kanun Yoluna Yargıtay’a başvurulabilir (CMK Md. 286 ve 291).
Süre hükmün tebliğ edildiği ya da tefhim edildiği günden sonraki gün başlar (CMK Md. 39).
İstinaf ve temyiz için öngörülen süreler, hak düşürücü süreler olup, geçirilmesi halinde verilen mahkumiyet kararları KESİNLEŞİR. Ceza yargılamasında sürelerin takibi müdafinin en önemli görevleri arasında yer alır.
İstinaf ve Temyiz başvurusu yapılması, açıklanan hükmün kesinleşmesini ENGELLER.
İstinaf kanun yolu, usul ve esasa aykırılık hallerinde yapılan bir başvuru olup, bu kapsamda inceleme yapılır.
Temyiz kanun yolu, hukuka aykırılık nedeniyle yapılır ve bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması “hukuka aykırılık” olarak kabul edilmiştir.
İstinaf ve temyiz yargılamaları talep halinde “Duruşmalı” yapılabilir.
Gaziantep Ağır Ceza davaları sonuçları itibari ile titiz bir şekilde takip edilmesi gereken davalardır. Res’en araştırma ilkesi gereğince suçun ortaya çıkarılmasında adli makamlar araştırmalarını talebe bağlı olmaksızın yapmaktadırlar. Bu ise müşteki, şüpheli veya sanığın süreçte etkin olmasına engel bir durum değildir.
Şüpheli veya sanığın cezalandırılmasında haksız tahrik, meşru müdafaa, suçun manevi unsuru (kast, taksir), maddi unsuru, kastın yoğunluğu, takdiri indirim nedeni, etkin pişmanlık, cezanın alt ve üst unsuru dikkate alınan hususlardır.
İlk derece mahkemesinin sanığı cezalandırılmasından sonra ise gerekli itiraz ve temyizlerin yapılması hayati bir konudur. Bu aşamada sürelerin kaçırılması halinde sanık hakkında ceza kesinleşir ve cezanın infazına başlanır.
Bir başka hayati konu ise Yargıtay incelemesi için gönderilen temyiz dilekçesidir. CMK’nın 301. Maddesi uyarınca “Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” Bu nedenle temyiz dilekçesinde herhangi bir hususun unutulması; Yargıtay incelemesinde o hususun dikkate alınmamasına ve belki de sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının bozulacak iken onanması” sonucunu doğuracaktır.
Bir ağır ceza avukatı, suça ilişkin müvekkillerin bilgi verdiği andan kararın infaz aşamasına kadar çok titiz ve dikkatli bir çalışma ile müvekkillerini temsil etmektedirler.
Ceza Avukatı ve Ceza Hukuku Hakkında Sıkça Sorular Sorular
Ceza avukatı neler yapar?
Ceza davalarına giren, soruşturmalarda şüphelileri savunan, müşteki veya mağdur vekilliği yapan, kısaca ceza hukukuyla ilgili işlemleri takip edip savunma görevi icra eden ceza avukatları halk dilinde bu şekilde adlandırılmaktadır.
Ceza avukatı hangi davalara bakar?
Ağır ceza, sulh ve asli ceza mahkemelerinde görülen davaların tümüne avukat olarak ceza hukuku avukatları bakmaktadır. Bu davalar da genellikle, hırsızlık, adam öldürme, dolandırıcılık, tehdit, kavga ve çete kurma gibi hukuksal durumlar şeklinde karşımıza çıkar.
Ağır ceza avukatı ne yapar?
Bir nevi ağır ceza avukatı, aracı konumundadır. Müvekkil ve mahkeme arasında aracı olur. Dosyaların hazırlanması ya da delillerin sunulması bu süreç içerisinde yapılmalıdır. Ayrıca kanunların incelenmesi, ek davaların incelenmesi de ağır ceza avukatı ve müvekkil arasında görüşülür.
Tutuksuz yargılanan ceza alırsa ne olur?
Tutuksuz Yargılanan Sanık Ceza Alır mı? Tutuklama, 5271 sayılı Ceza Muhkamesi Kanunu’na göre bir ceza infaz biçimi değil, bir tedbirdir. Yargılanan kişilerin tutuklu olması, yargılama neticesinde mutlaka cezalandırılacakları anlamına gelmediği gibi tutuksuz yargılanan kişilerin ceza almayacağı da söylenemez.
Cinayet davalarına hangi avukat bakar?
Cinayet davalarına Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından bakılır. Bu davaların savunması ise kendi alanlarından uzman Cinayet Avukatları tarafından yürütülür.
Hangi suçlarda tutuklama olur?
Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (TCK md.76, 77, 78),
Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80)
Kasten adam öldürme suçu (TCK md.81, 82, 83),
Kasten yaralama ((madde 86, fıkra 3, bent b, e ve f)),
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (TCK md.87),
Delil olmadan tutuklama olur mu?
Belirtmek gerekir ki; şüpheli veya sanığın kaçma ve delil karartma “ihtimali” bizatihi tutuklama nedeni olarak görülmemektedir. Tutuklama nedeninin varlığı için “somut olgular” gerekmektedir.
Tutuklama kararından sonra ne olur?
Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adlî kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi kendiliğinden serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır.
En fazla kaç yıl tutuklu kalınır?
Normal Tutukluluk Süresi: Ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girmeyen suç tipleri için kişiler en fazla 1 yıl tutuklu kalabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda ise kişinin tutuklu kalabileceği üst sınır, 2 yıldır. Uzatma Süresi: Uzatma süreleri bakımından birtakım farklılıklar söz konusudur.
Tutukluluk cezadan düşer mi?
Örneğin, tutukluluk, gözaltı veya ceza ehliyetinin tespiti için hastaneden gözlem altında geçirilen tüm süreler hükmedilen cezadan mahsup edilebilir.
CEZA DAVALARINDA HANGİ DELİLLER KULLANILABİLİR?
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.