Açık atıf bulunan veya atıf bulunmasa da miktar itibariyle aylık nafaka miktarı veya nafaka katları kadar olan ödemelerin “nafaka ödemesi” kabul edilip nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği.
T.C.Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas : 2018/5301 Karar : 1351Karar Tarihi : 05.02.2019
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ummahan Yıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, boşanma ile birlikte müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının ilamlı icra takibine konu edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda dosya borcunun tamamının takipten önce ödendiğini borcunun olmadığını takipte zamanaşımına uğramamış nafakaların talep edildiğini, ödemelerini banka aracılığıyla ve elden yapmış olduğunu ileri sürerek takibin geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, icra takibinin takip çıkış miktarının 1552 TL nafaka alacağı ve 2.763,55 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 4.135,55 TL olarak düzeltilmesine takibin bu miktar üzerinden devamına, karar verildiği görülmektedir.
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK’nin 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir.
Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocuk için alacaklıya ödeme yaptığını ileri sürmüş, ayrıca yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını, ekstreleri delil olarak sunmuştur.
Kural olarak borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde ödemenin takibe konu alacak için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Nafakaya ilişkin dairemizin içtihatlarına göre ise; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarı tutarında yada bu miktarın katları tutarında olması ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir.
Somut olayda borçlu tarafından sunulan ve ilgili yerden temin edilen dekontlarda bir kısım ödemelerin aylık nafaka miktarı yada katları olmadığı, buna rağmen nafakaya ilişkin olduğuna dair açıklama olmayan ve alacaklı yanca nafaka borcuna yönelik olduğu yönünde kabulün de olmadığı bu ödemelerin bilirkişi raporu ve ek raporda hesaba dahil edildiği görülmüştür.
O halde mahkemece yapılacak iş; açık atıf bulunan veya atıf bulunmasa dahi miktar itibariyle aylık nafaka miktarı veya nafaka katları kadar olan ödemelerin nafaka ödemesi kabul edilip nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği nazara alınarak; bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366 ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Daha fazla bilgi için bize ukalın.