KAN HISIMLIĞI
Kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur. Biri diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de, ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı vardır.
TMK MADDE 17’NIN GEREKÇESİ
Yürürlükteki metin esas alınmakla beraber,, İsviçre Medenî Kanununun 20 nci maddesinin Fransızca metni dikkate alınarak usul ve füru hısımlığının “üstsoy-altsoy hısımlığı”, civar hısımlığının ise “yansoy hısımlığı” olduğu belirtilmiştir. Ayrıca üstsoy-altsoy hısımlığında usul ve füru deyimlerini karşılamak üzere “üstsoy” ve “altsoy” deyimlerine yer verilmiş, “civar hısımları” için de “yansoy” deyimi kullanılmıştır.
TMK MADDE 17 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay4. Hukuk Dairesi
Esas : 2016/6585Karar : 2016/8202Karar Tarihi : 12.6.2008
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … Asil İskender tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 12/06/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan … mirasçıları …, …, …, …, … ve … vekili Avukat … ile davalı … tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı … mirasçıları …., …, …, …, … ve …’nun davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-) Davalı … mirasçıları …., …, …, …, … ve …’nun diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (TBK 58 (BK 49)). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile TBK’nın 58 (BK 49). maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49. maddesi uygulanır.
TMK’nın 24. ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Somut olayda, davacının taraktörünün davalılar tarafından çalınması, zarar verilmesi ve traktörün bulunması için çok emek sarfedilmesi ve duyulan üzüntü nedeniyle manevi tazminat istenmiştir. Davacının traktörünün çalınması, zarar verilmesi ve bulunması için emek sarfedilmesi davacının veya yakınlarının cismani zararına neden olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgular olmadığından ve manevi zararın koşullarını düzenleyen BK’nun 49. maddesine göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olmadığından, manevi tazminat isteminin tümden reddi yerine kısmen kabulü doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
3-) Davalı … mirasçısı …’nın temyiz itirazlarına gelince;Davalı …’nın, 13/04/2010 tarihinde vefat eden murisi …’nun mirasının reddettiği dosyaya ibraz edilen …Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/10/2010 gün ve 2010/664 esas, 2010/948 sayılı kararı ile anlaşılmaktadır. Mirası reddeden mirasçının, murisin haksız fiili sonucu doğan zarardan sorumlu tutulamayacağında duraksama bulunmamaktadır. Davalı …’nın mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiği halde hakkındaki davanın reddi yerine, murisin haksız eyleminden dolayı maddi ve manevi tazminat ile sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … mirasçıları …., …, …, …, … ve … yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … mirasçısı … yararına BOZULMASINA, davalı … mirasçıları …., …, …, …, … ve …’nun diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.