Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.
TCK MADDE 264’IN GEREKÇESİ
Maddenin birinci fıkrasında, bir rütbe ya da kamu görevinin veya mesleğin resmî elbisesini yetkisi olmadan alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giymek veya hakkı olmadığı hâlde belirli nişan veya madalyaları takmak suç olarak tanımlanmıştır.Elbisenin ait olduğu kamu görevine ilişkin işlerin yapılmasına teşebbüs edilmesi, ayrı bir suç oluşturur. Bu durumda ayrıca yukarıdaki madde hükmüne göre cezaya hükmetmek gerekir.Maddenin ikinci fıkrasında, haksız olarak giyilen elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanılarak suç işlenmesi hâlinde, elbise giymeye ait cezanın artırılacağı açıklanmıştır. Böylece hem haksız elbise giymenin cezası artırılacak ve hem de işlenen suçtan dolayı ceza verilecektir.
TCK MADDE 264 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay4. Ceza Dairesi
Esas : 2014/47211Karar : 2017/3351Karar Tarihi : 7.02.2017
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;1-Görgü tanığı bulunmayan olayda, sanığın aşamalarda tehdit suçunu işlemediğini belirtmesi karşısında, mağdurun anlatımının sanığının savunmasına neden üstün tutulduğu açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Sanığın, yol meselesi yüzünden karşı tarafla tartıştığı sırada olay yerine polislerin geldiği, sanığın da, kendisini polis olarak tanıtıp polis kartına benzer bir kartı göstermesi üzerine polislerin bu karta bakarak kartın polis tanıtma kartı olmadığını belirttikleri şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın gösterdiği polis kartının 2933 sayılı Kanunda düzenlenen madalya ve nişanlardan olmadığı nazara alınarak, TCK`nın 264. maddesinde düzenlenen suçun yasal unsurlarının ne suretle oluştuğu yöntemince değerlendirilmeden yetersiz gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,3-Tehdit suçu yönünden ise kabule göre; sanığın müştekiye söylediği kabul edilen “ben polisim senin aracını bağlatırım” şeklindeki sözlerin, TCK`nın 106/1. madde ve fıkrasının ikinci cümlesinde tanımlanan, takibi şikayete bağlı sair tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan aynı madde ve fıkranın birinci cümlesi gereğince hüküm kurulması,Kanuna aykırı ve sanık …’un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK`nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay5. Ceza Dairesi
Esas : 2013/15183Karar : 2015/17637Karar Tarihi : 22.12.2015
Sanığın, telefon satışı sırasında seyyar satıcılara gösterdiği metal polis rozetinin (armasının) 2933 sayılı Kanunda düzenlenen madalya ve nişanlardan olmadığı nazara alınarak TCK’nın 264. maddesinde düzenlenen ve maddi unsurları “Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye..” şeklinde düzenlenen özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma suçunun oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraati yerine yazılı ve yeterli olmayan gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanığın ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.