Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.

TCK MADDE 245’İN GEREKÇESİ
Madde, banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı olarak kullanılması suretiyle bankaların veya kredi sahiplerinin zarara sokulmasını, bu yolla çıkar sağlanmasını önlemek ve failleri cezalandırmak amacıyla kaleme alınmıştır. Banka kartı, bankanın kurduğu sisteme hukuka uygun olarak girmeyi sağlamaktadır. Bu kart, saptanan ve kart sahibince bilinen bir numara marifetiyle, banka görevlisinin yardımı olmadan, kart sahibinin kendi hesabından para çekmesini sağlamaktadır.
Kredi kartları ise, banka ile kendisine kart verilen kişi arasında yapılmış bir sözleşme gereğince, kişinin bankanın belirli koşullarla sağladığı kredi olanağını kullanmasını sağlayan araçtır.İşte bu kartların kötüye kullanılmaları, söz konusu maddede suç olarak tanımlanmıştır. Maddeye göre, aşağıdaki şekillerde gerçekleştirilen hareketler bu suçu oluşturmaktadır:
1.Başkasına ait bir banka veya kredi kartının, her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesinden sonra, sahibinin rızası bulunmaksızın kullanılması veya kullandırttırılması ve bu suretle failin kendisine veya başkasına haksız yarar sağlaması.
2.Aynı fiilin, aynı koşullarla sahibine verilmesi gereken bir banka veya kredi kartının bunu elinde bulunduran kimse tarafından kullanılması veya kullandırttırılması; söz gelimi kartı sahibine vermekle görevli banka memurunun kartı kendi veya başkası yararına kullanması.
Aslında hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarının ratio legis’ lerinin tümünü de içeren bu fiillerin, duraksamaları ve içtihat farklılıklarını önlemek amacıyla, bağımsız suç hâline getirilmeleri uygun görülmüştür. Maddenin ikinci fıkrasına göre; birinci fıkrada belirtilen fiillerin, oluşturulmuş sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Ancak, bu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedilebilmesi için, fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir.
TCK MADDE 245 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay
8. Ceza Dairesi
Esas : 2016/1756Karar : 2017/4709Karar Tarihi : 28.04.2017
Sanık …’nın yokluğunda verilen kararda, öncelikle bilinen en son adresine gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerekirken; MERNİS adresine 19.06.2014 tarihinde Tebligat Kanununun gereğince yapılan tebligatın usulsüz ve sanık müdafinin öğrenme üzerine yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu cihetle; yerel mahkemenin sanık müdafinin temyiz talebinin süre yönünden reddine dair 29.12.2014 tarihli ek kararı kaldırılarak esas hükme yönelik olarak yapılan incelemede,
Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin ında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu, bankaya ait gerçek bir kredi kartının manyetik şerit bilgilerinin kopyalanarak sahte bir kredi veya banka kartı üretilmesi ve bu kart kullanılarak yarar sağlaması halinde suçtan zarar görenin ilgili banka olduğu, aynı bankaya ait birden fazla kartın kopyalanması durumunda , sahte olarak üretilen kartların alışverişte kullanılması halinde ise, banka sayısınca 245/3. maddesiyle aynı bankaya ait birden fazla kart ile veya bir kart ile değişik zamanlarda para çekilmesi veya harcama yapılması halinde ise 43. maddesi uyarınca uygulama yapılması gerektiği cihetle, dosya kapsamından sanıklar hakkında değişik bankalara ait çok sayıda banka veya kredi kartlarının kopyalanması eylemleri ile ilgili olarak kapsamlı bir soruşturma yapıldığının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında mağdur … A.Ş.’ye yönelik sahte banka kartı üretme ve bu kartlar kullanılarak yarar sağlama eylemleri sebebiyle başka dava açılıp açılmadığı araştırılıp, varsa suç tarihleri de gözetilerek mükerrer cezalandırmanın önlenmesi bakımından davaların birleştirilmesi, aksi halde incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya konulduktan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği ve manyetik şerit bilgilerinin kopyalanarak sahte banka kartı üretilmesi ve bu kart kullanılarak yarar sağlaması suçlarının birbirinden bağımsız suçlar olduğu gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay15. Ceza Dairesi
Esas : 2017/3801Karar : 2017/9251Karar Tarihi : 13.04.2017
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.7.2008 tarih, 2008/218 (E) – 2008/3991 (K) sayılı kararının Dairemizin 19.03.2013 tarihli ve 2011/20509 Esas, 2013/5069 Karar sayılı ilamı ile sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, Bozmadan sonra, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu adı geçen mahkemenin 05.09.2013 tarih, 2013/294 Esas, 2013/314 karar sayılı kararı ile direnme kararı verildiği anlaşılmış olmakla,
Hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin 3. fıkrası gereğince dairemize gelen dosya incelenerek gereği düşünüldü, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 05.09.2013 tarih, 2013/294 Esas, 2013/314 karar sayılı sayılı direnme kararı yerinde olduğundan kabulü ile Dairemizin 19.03.2013 tarih 2011/20509 Esas, 2013/5069 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Emekli aylığını çekmek için ATM önüne gelen katılanın kendisine yardım etmesini istediği sanığın, katılana ait kart ile başka bir kartı el çabukluğu ile değiştirip katılandan kart şifresini öğrendiği, işlem yaparken ATM cihazının kartı yuttuğunu söyleyip katılanı banka şubesine gönderdiği, görevlinin ATM cihazı içerisinden başka birisine ait kartı çıkarttığı ve katılanın hesabını kontrol ettiğinde 550,00 TL olan parasının çekilmiş olduğunu fark ettiği olayda, sanığın suça konu bankamatik kartını hakimiyetine geçirip kullanmak şeklindeki eylemi ile birlikte TCK’nın 245/1 maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun maddi unsurlarından olan başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçirme veya elinde bulundurma koşulunun gerçekleştiği, sanığın katılana ait hesaptan suça konu kartı kullanarak para çekmek suretiyle haksız menfaat temin edildiği ve TCK’nın 245/1. maddesinde düzenlenen banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun tamamlandığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın