Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
TCK MADDE 143’ÜN GEREKÇESİ
Madde metninde, hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi durumunda cezanın artırılması öngörülmüştür.
TCK MADDE 143 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay
Ceza Dairesi
Esas : 2018/3185 Karar : 2019/4820Karar Tarihi : 11/11/2019
“İçtihat Metni”
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Parada sahtecilik suçundan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2006 tarihli ve 2016/342 esas, 2016/413 sayılı kararı ile 3 yıl hapis cezasına hükümlü … ile nitelikli hırsızlık, birden fazla kişi ile birlikte silahla yağma ve silahla yaralama suçlarından Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/1491 esas, 2014/1491 sayılı kararı ile 32 yıl 13 ay hapis cezasına hükümlü Yavuz Bulunmaz’ın, 10/12/2017 tarihinde birbirlerine karşı kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak eylemlerinden dolayı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Önlemlerinin İnfaz Hakkında Kanunun 43/2-d maddesi uyarınca 1 ay süreyle ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası ile cezalandırılmalarına dair Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 29/12/2017 tarihli ve 2017/584 sayılı kararına karşı yapılan şikâyetlerin reddi ile verilen disiplin cezalarının onanmasına ilişkin Niğde İnfaz Hâkimliğinin 09/01/2018 tarihli ve 2018/72 esas, 2018/95 sayılı kararına yönelik hükümlü …’in itirazın reddine dair Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/01/2018 tarihli ve 2018/71 değişik iş sayılı kararını müteakip, hükümlü Yavuz B.’ın itirazının kabulüne ilişkin Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2018/188 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, hükümlünün kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak eylemi nedeniyle, anılan Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca disiplin soruşturmasına 2 gün içerisinde başlanması gerekmesine rağmen, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 47/2. maddesinde yer alan “Hükümlülerin diğer disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin öğrenilmesinden itibaren derhâl ve en geç iki gün içinde kurum en üst amirince atanan bir görevli tarafından soruşturmaya başlanır.” şeklindeki düzenlemeye aykırı davranılarak, 2 günden sonra disiplin soruşturmasına başlandığı ve hükümlü hakkında hücre cezası verildiği ve disiplin soruşturmasının kanuni süreler içinde yapılmadığı gerekçesiyle, mahkemesince disiplin cezasının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmışsa da, bu süreye uyulmamasının disiplin cezasını geçersiz hale getirmeyeceği,
bu düzenlemenin amacının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 01/10/2009 tarihli ve 2007/18669 esas, 2009/12712 karar sayılı ilâmı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/10/2010 tarihli ve 2010/4826 esas, 2010/6884 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hükümlü hakkındaki disiplin cezasının infazı ve kaldırılmasında gecikme yaşanmasını engelleyerek koşullu salıverme yönünden aleyhe sonuç doğurmasının önüne geçilmesi olduğu, söz konusu bu sürelerin idarenin işlemlere bir an önce başlamasını sağlamaya yönelik düzenleyici süreler olduğu ve hak düşürücü süre olarak değerlendirilemeyeceği, disiplin cezası soruşturmasının geç yapılması nedeniyle cezanın infazı ve kaldırılması gecikmişse bile bu durumun hükümlünün koşullu salıverme tarihinin belirlenmesi aşamasında dikkate alınarak aleyhe sonuç doğuracak şekilde yorumlanmaması gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 30/05/2018 gün ve …… sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dosya kapsamına göre;Hükümlünün Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumunda cezasını infaz ettiği sırada 10.12.2017 tarihinde aynı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü … … ile tartıştıklarının görülmesi üzerine infaz koruma memurları tarafından tutanak tutulduğu,19.12.2017 tarihinde muhakkik görevlendirmesi ile soruşturma işlemlerine başlanıldığı, 19.12.2017 tarihinde savunmasını yazılı yada sözlü olarak üç gün içerisinde yapmasının istendiği, hükümlünün 25.12.2017 tarihinde yazılı olarak savunmasını verdiği, 26.12.2017 tarihli disiplin soruşturması raporunun Disiplin Kurulu Başkanlığına sunulduğu ve Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 29.12.2017 kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak suçundan 1 ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen bu kararın 02.01.2018 tarihinde hükümlüye tebliğ edildiği, hükümlünün 03.01.2018 tarihinde bu karar karşı İnfaz Hakimliğine şikayette bulunduğu,
Niğde İnfaz Hakimliğinin 09.01.2018 tarihli ve 2018/72 esas, 2018/95 karar sayılı kararıyla hükümlünün şikayetinin reddine ve verilen disiplin cezasının onaylanmasına karar verildiği,Hükümlünün İnfaz Hakimliğinin bu kararına karşı yasal süresi içerisinde itiraz ettiği,İtiraz mercii olarak inceleme yapan Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2018 tarihli ve 2018/188 değişik iş sayılı kararı ile disiplin soruşturmasına kanunda öngörülen sürede başlanmaması nedeniyle hükümlünün itirazının kabulüne Niğde İnfaz Hakimliğinin kararının kaldırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır
.5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;267. maddesine göre; Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.268. maddesine göre; (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263. madde hükmü saklıdır.(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan merciie gönderir.
271. maddesine göre; (1) Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafii veya vekil dinlenir.(2) İtiraz yerinde görülürse mercii, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.(3) Karar mümkün olan en kısa sürede verilir.(4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa mercii tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu‘nun atıfta bulunduğu ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7/2. maddesi uyarınca uygulanması gereken 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 271/2. maddesi uyarınca, somut olayda hükümlünün Disiplin Kurulu Başkanlığının kararına yönelik yaptığı şikayetin reddine karar veren İnfaz Hakimliği kararına karşı hükümlünün yaptığı itirazın yerinde görülerek kabulüne karar verilmesi karşısında sadece İnfaz Hakimliğinin kararının kaldırılmasına karar verilmekle yetinmeyip ayrıca itiraz konusunda da bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre bu nedenle yerinde görüldüğünden Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2018 tarihli ve 2018/188 değişik iş sayılı kararının CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay
Ceza Dairesi
Esas : 2017/3347 Karar : 2019/4556 Karar Tarihi : 23/10/2019
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Kasten öldürme, hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : a) Kasten öldürme suçundan: TCK’nin 81, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası.b) Hırsızlık suçundan: TCK’nin 142/2-a-h, 143, 62, 53. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası.c) Mala zarar verme suçundan: Değişen suç vasfı nedeniyle (suç delillerini gizleme) CMK’nin 223/4-b maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme ve nitelikli hırsızlık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı nedenlerin nitelik ve derecesi kabul ve takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, duruşmalı olarak incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık … müdafiinin, meşru savunmaya; katılan vekilinin suçların niteliğine, haksız tahrik hükmünün uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
Sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme ve nitelikli hırsızlık suçu yönünden;Anayasa mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 e. ve 2015/85 k. sayılı kararı ile TCK’nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama kanuna aykırı ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CMUK’un 322. maddesinin tanıdığı yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının mahsus bölümünde yer alan TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün “anayasa mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek TCK’nin 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
Sanık … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktulü evinde öldürdükten sonra, suç delillerinin ortadan kaldırılması amacıyla yangın çıkardığını söyleyen sanığın, suç delillerini yok ederken maktule ait halı ve diğer eşyaların yanacağını da öngörmesi gerekirken, olası kastla mala zarar verme suçundan da ayrıca cezalandırılması yerine, sanığın fiilinin suç delillerini gizleme suçu kapsamında kaldığı ve bu sebeple de şahsi cezasızlık halinin varlığı kabul edilerek yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, sayın Üye …’ın sanık hakkında nitelikli hırsızlıktan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK‘nin 142/2-h maddesinin uygulanmasının mümkün olmayacağı yönündeki karşı oyu ve sadece bu suç yönünden oyçokluğu ile, kasten öldürme ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler yönünden ise oy birliği ile 23/10/2019 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
Yerel Mahkemece TCK’nin 142/2-a,h maddeleri gereğince sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş olup, bu karar Dairemizce onanmıştır.Maktulün talebi ve rızası dahilinde eve gelen sanığın aralarında çıkan bir tartışma sonucu öldürme suçunu işlediği sabittir. Sanığın öldürme suçunu işledikten sonra evde bulanan bir kısım eşyaları alarak evden ayrıldığı böylelikle hırsızlık suçunun sübut bulduğu anlaşılmaktadır. Sanık evde bulunan eşyaları kilitli bir yerden almamış evde açıkta bulunan eşyaları alarak götürmüştür. Hırsızlığın basit hali 141. maddede düzenlenmiş olup nitelikli hırsızlık 142. maddede düzenlenmiş, konutta hırsızlık nitelikli hallerden sayılmıştır.
Konutta hırsızlığın nitelikli hallerden sayılmasının nedeni kişilerin konutlarının dokunulmazlığı ve mahremiyetidir. Konuta girme hakkı olmayan kişilerin bu dokunulmazlığı ihlal etmeleri ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. Maktulün, sanığı davet etmiş olması ve konutunda onun rızası ile bulunuyor olması nedeniyle ”h” bendindeki ağırlaştırıcı bu unsurun uygulanamayacağını düşündüğüm için hükmün onanmasına dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın