TCK MADDE 287 GENİTAL MUAYENE SUÇU1) Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.2) Bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla kamu sağlığını korumak amacıyla kanun ve yönetmeliklerde öngörülen hükümlere uygun olarak yapılan muayeneler açısından yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
TCK MADDE 287’NİN GEREKÇESİ
Madde metninde hukuka aykırı biçimde genital muayene yapılması, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
TCK MADDE 287 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay14. Ceza Dairesi
Esas : 2016/1156Karar : 2019/11003Karar Tarihi : 23.09.2019
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Beraat
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış beraat hükmü usul ve kanuna uygun bulunduğundan, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;Katılanın aşamalardaki ifadeleri ile iddiayı doğrular mahiyetteki 13.06.2011 tarihli genital muayene raporu, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında olay gecesi sanığın, evde birlikte alkol aldığı katılanın kıyafetlerini zorla çıkartarak parmağını vajinasına soktuğu anlaşıldığından, mevcut haliyle eyleminin nitelikli cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilip ek savunma hakkı verilmek suretiyle bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine hükmedilmesi,Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay14. Ceza Dairesi
Esas : 2018/10756Karar : 2019/9021Karar Tarihi : 10.04.2019
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Çocuk Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaHÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, suça sürüklenen çocuğa yükletilen kişiyi hüriyetinden yoksun kılma suçuna dair ulaşılan çözümü, haklı kılıcı zorunlu unsurların ve bu suçun, sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün delillerle soruşturma ve kovuşturmalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz incelemesini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu, fiilin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, anlaşıldığından suça sürüklenen çocuk müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA,Suça sürüklenen çocuk hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda kurulan hükmün incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Her ne kadar katılan mağdure maruz kaldığını iddia ettiği nitelikli cinsel istismar eylemi sonucunda vajinasından kan geldiğini belirtmiş ise de; İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 11.05.2010 tarihli genital muayene raporuyla iddianın doğrulanmadığı, mevcut haliyle suça sürüklenen çocuğun eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı kapsamında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de;Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 31.09.2012 tarihli raporda, mağdurede ”Depresif Bozukluk” denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiğinin belirtilmesi ve aynı raporun sonuç bölümünde ise tespit edilen ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan bu bozukluğun iddia edildiği gibi cinsel istismara bağlı ortaya çıkabileceği; ancak bu psikiyatrik tablonun hile, şiddet veya zorlama olmaksızın mağdurenin erken yaşta cinsel deneyim yaşamasına bağlı olabileceği gibi olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalar nedeniyle de ortaya çıkabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağının mütalaa olunması karşısında, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın suça sürüklenen çocuğun işlediği nitelikli cinsel istismar eyleminden mi yoksa sonraki süreçte gelişen psikososyal stres ve çatışmalardan mı kaynaklandığı hususunda şüphe oluştuğu ve şüphenin de suça sürüklenen çocuk lehine değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, hakkında koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.