TCK MADDE 202 MÜHÜRDE SAHTECİLİK(1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK MADDE 202’NİN GEREKÇESİ
Madde metninde Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı veya Başbakanlık tarafından kullanılan mührün sahte olarak üretilmesi veya kullanılması, suç olarak tanımlanmıştır.Anayasamız kanunları yayınlamak görevini Cumhurbaşkanına verdiği gibi, seçimlerin yenilenmesine, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılmasına, uluslararası antlaşmaların onaylanmasına, Silâhlı Kuvvetlerin kullanılmasına, bireysel özel af çıkarılmasına, bazı görevlere atamalar yapılmasına ve diğer hususlara karar vermek yetkisini de keza Cumhurbaşkanına tanımıştır. Bu gibi işlemleri içeren belgeler Cumhurbaşkanlığı mührü ile mühürlenebileceğinden, maddede bu mühre de yer verilmiştir.İşlemleri belgelemek (tevsik) maksadıyla kullanılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık mühürleri de madde ile korunmuştur.İkinci fıkrada, kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührün sahte olarak üretilmesi veya kullanılması, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.Söz konusu suçlar için, sahte olarak üretmek veya kullanmak olmak üzere, iki seçimlik hareket öngörülmüştür. TCK MADDE 202 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay7. Ceza Dairesi
Esas : 2019/3654Karar : 2019/36431Karar Tarihi : 30/10/2019
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Devlete ait mühür,damga ve sair alametlerin taklidi, Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği, Hüviyet cüzdanı, pasaport gibi belgelerde sahtecilikHÜKÜM : Kamu davasının Zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Temyiz dilekçesinin Muhakemat Müdürlüğü adına sunulduğu gözetilerek yapılan incelemede;Eylemin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle 5607 sayılı Yasa kapsamında kaldığı cihetle, suçtan doğrudan zarar görmeyen Muhakemat Müdürlüğü’nün davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, Hazine vekilinin vaki temyiz taleplerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 30/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi
Esas : 2017/12066Karar : 2019/7286Karar Tarihi : 15.10.2019
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet
1-Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, “muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği cihetle; Dosyada mevcut bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyet olarak yapılan incelemede, fotoğrafın sonradan değiştirildiği, fotoğraf üzerindeki mühür izinin iz düşümünün belge üzerinde devam etmediği, mühür izinin Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin Yönetmelik’in 130. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Soğuk damga fotoğrafın üzerine gelecek ve fotoğrafın görüntüsünü bozmayacak şekilde ve nüfus cüzdanının plastikle kaplanması işleminden sonra ay-yıldıza doğru uygulanır.” hükmüne uygun şekilde olmadığı cihetle yapılan fotoğraf değişikliğinin ilk bakışta anlaşılması karşısında; mevcut haliyle belge üzerinde yapılan sahteciliğin aldatıcılık niteliğinin bulunmadığı anlaşılmakla, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan “resmi belgede sahtecilik” suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,2-Kabule göre de;a) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarih ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği ve buna göre adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır bir cezayı içeren Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/38 esas ve 2011/18 karar sayılı ilamıyla hükmolunan 3 yıl 4 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, tekerrür yönünden koşullu salıverilmeye eklenecek sürede kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.