Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;a) Yangın çıkaran,b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
TCK MADDE 170’İN GEREKÇESİ
Madde metninde, genel güvenliği kasten tehlikeye sokan fiiller, suç olarak tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasında, bu suçu oluşturan seçimlik hareketler, yangın çıkarmak; bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak; silâhla ateş etmek veya izinsiz patlayıcı madde kullanmak, olarak belirlenmiştir. Ancak, bu fiiller dolayısıyla cezaya hükmedebilmek için, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekir. Böylece, söz konusu suç, bir somut tehlike suçu olarak tanımlanmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında ise, bir soyut tehlike suçu tanımına yer verilmiştir. Bu hükümde, yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olmak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fiiller dolayısıyla cezaya hükmedebilmek için, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekmemektedir. Bu fiillerin işlenmesiyle bir zarar neticesinin meydana gelmesi halinde, meydana gelen zarara ve bu zararın meydana gelmesi açısından failin kast veya taksirine göre başka suçlar oluşacaktır. Örneğin, toplumda genel güvenliği tehlikeye sokan bir etki meydana getiren fiiller sonucunda bir veya birkaç kişi ölmüş veya yaralanmış ya da kişiler malvarlığı itibarıyla zarar görmüş olabilir. Bu gibi durumlarda, farklı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerekir.
TCK MADDE 170 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay8. Ceza Dairesi
Esas : 2017/23901Karar : 2018/198Karar Tarih: 11.01.2018
Bozma öncesi kurulan hükümde toplam cezanın 6000 TL adli para cezası olduğu, bu haliyle bozma sonrası kurulan hükümde sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının ihlal edilmemiş olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir. Sanık hakkında hüküm kurulurken, uygulanan kanun maddesi olarak 170. maddesinin ının (a) ve (c) bentlerinin gösterilmesi gerekirken (c) bendi yerine (b) bendi ile hüküm kurulmuş ise de, bu husus sonuç cezaya etki etmediğinden yerinde düzeltilmesi olanaklı maddi yazım hatası kabul edilmiş ve bozma nedeni yapılmamıştır. Bozmaya uyularak; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafinin, sanığın savunma hakkının kısıtlandığına ve lehe hükümlerin uygulanmamasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 11.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay4. Ceza Dairesi
Esas : 2016/6040Karar : 2018/290Karar Tarih: 09.01.2018
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Sanığın, arazi anlaşmazlığı nedeniyle tüfeği mağdurlara doğrultması ve ayrıca havaya doğru ateş etmesi eylemlerinden ötürü TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükmü uyarınca en ağır cezayı gerektiren silahla tehdit suçundan hükümlülük kararı verilmesi gerekirken, ayrıca TCK’nın 170/1-c maddesindeki genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,2-Yaşı küçüklüğü nedeniyle dosyası tefrik edilen …’ın soruşturma dosyası ve açılmışsa dava dosyasının örneği getirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,3-Tehdit suçu yönünden, dosya kapsamına göre taraflar arasında önceye dayalı arazi anlaşmazlığı olduğunun anlaşılması ve sanığın savunmasında, mağdurların kendi evine doğru ateş etmeleri nedeniyle karşılık olarak ateş ettiğini belirtmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak TCK’nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,4-Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günü, Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık (Yado oğlu) …’un temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
29 Ocak 2021
UYUŞTURUCU SUÇLARINDA BERAAT VERİLMESİ GEREKİR İKEN DÜŞME KARARI VERİLMESİ
Daha fazla oku
28 Ocak 2021
TCK MADDE 307 ASKERİ TESİSLERİ TAHRİP VE DÜŞMAN ASKERİ HAREKETLERİ YARARINA ANLAŞMA SUÇU
Daha fazla oku
25 Ocak 2021