Özel Okulun , Öğrenciye Burs Verme Vaadini İptal Etmesi Nedeniyle Uğranılan Zararın Tahsili
Özet : Özel okulun , öğrenciye burs verme vaadini iptal etmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili.. Davalı Kurum’un, davacı çocukları burslu okutma vaadini yerine getirmeyeceğini bildirmesi üzerine çocuklarını başka bir özel eğitim kurumuna kaydettiren davacı velilerin uğradıkları zarar, davalı kurumun yerine getirmesi gereken vaadin karşılığı olan eğitim ücreti kadardır.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2017/2351Karar : 2020/2949Karar Tarihi : 27/02/2020
“İçtihat Metni”MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkilleri … ve … müşterek çocukları olan ve ana okulundan itibaren davalıya ait özel öğretim kurumunda eğitimlerine devam eden … ve … için 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren burs verme vaadinde bulunan davalı kurumun daha sonra bu vaadini yerine getirmemesi nedeni ile Vedat ve …’nın çocukları … ve …’yi 49.440,00 TL bedel karşılığında başka bir özel eğitim kurumuna göndermek durumunda kaldıklarını, ana okulundan bu yana birlikte okudukları öğrenci ve öğretmenlerinden ayrılmak zorunda kalan çocukların manevi yönden zarara uğradıklarını belirterek, Vedat ve … için 49.440,00 TL maddi tazminatın, çocuklar … ve … için 5.000,00’er TL olmak üzere 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkeme, ‘davalının haksız ve hukuka aykırı tutumu nedeni ile çocuklarını 49.440,00 TL ücret karşılığı dava dışı Bilfen Eğitim Kurumları’na kaydettiren davalılar Vedat ve …’nın maddi zarara uğradıkları, davalı küçükler … ve …’ın okul değişikliği ile birlikte arkadaş ve öğretmenlerinden ayrılmaları sonucu manevi zararlarının oluştuğunun ispatlanamadığı’ gerekçelerine dayanarak, davacılar Vedat ve …’nın davasının kabulü ile 49.440,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı küçükler … ve …’nin manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz konusu uyuşmazlık, eğitim sözleşmesine aykırılık nedeni ile davalı aleyhine hükmedilen maddi tazminata ilişkindir.Davalı Kurum, davalılara gönderdiği 14/5/2013 tarihli yazısında, kendisine ait özel okulda eğitim almakta olan çocuklar … ve …’nin mezuniyetlerine kadar burslu olarak (…’ın mezun olana kadar %100 burs ile, …’nin ise, abisi … mezun olana kadar %50 burs ile, abisi mezun olduktan sonra %100 burs ile) okumaya hak kazandıklarını beyan etmiştir.
Çocuklar … ve … 2013-2014 eğitim-öğretim yılında davalı kurumda burslu olarak eğitimlerine devam etmişlerdir. Davacı …, 14/5/2013 tarihli yazıda belirtilen burs oranları dikkate alarak 2014-2015 eğitim-öğretim yılı için çocukların eğitim bedellerinin hesaplanarak kendisine bildirilmesini davalı kurumdan istediğinde, davalı, noter kanalıyla keşide ettiği 4/4/2014 tarihli cevabi yazısında, davacı çocuklar için yalnızca %10 kardeş indirimi uygulanabileceğini, bu şekilde her bir çocuk için ayrı ayrı 21.870,00 TL ücret ödenmesi gerektiğini bildirmiştir. Çocukları için 14/5/2013 tarihli yazıda vaat edilen burs oranlarının uygulanmayacağı bilgisini alan davacı veliler Vedat ve … çocukları … ve …’yi 2014-2015 yılı için, toplam 49.440,00 TL eğitim bedeli karşılığı dava dışı Bilfen Eğitim Kurumlarına kaydettirmişlerdir.
Davalı Kurum’un, davacı çocukları burslu okutma vaadini yerine getirmeyeceğini bildirmesi üzerine çocuklarını başka bir özel eğitim kurumuna kaydettiren davacı velilerin uğradıkları zarar, davalı kurumun yerine getirmesi gereken vaadin karşılığı olan eğitim ücreti kadardır.Hâl böyle olunca, Mahkemece, evvela davalı eğitim kurumunun 2014-2015 yılı için ilan ettiği eğitim öğretim ücreti tespit edilmesi, ardından davalının 14/5/2013 tarihli yazısı ile bildirdiği burs indirimleri uygulandığında davacı velilerinden talep edebileceği eğitim öğretim ücretinin, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak hesaplanması ve hesaplanacak bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde çocukların başka bir özel eğitim kurumuna kaydı için ödenen tüm bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2017/846Karar : 2020/3374Karar Tarihi : 18/03/2020
“İçtihat Metni”MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında akdedilen 03.08.2010 tarihli … İktisadi İşletmesi … Koleji Özel … Öğretim Kurumları Öğrenci Sporcu Bursu sözleşmesi hükümlerine göre velisi bulunduğu oğlu …’nun tüm ortaöğretim öğrenimi süresince davalıya ait … Koleji Özel … Okulları Basketbol Takımında oynamasını sağlamak ve bu sözleşmede öngörülen tüm şartları yerine getirmeyi, davalının da kendisinin velisi bulunduğu öğrencinin bu sözleşme şartlarını yerine getirdiği süreçte ve tüm ortaöğretim yaşantısı boyunca öğrenim göreceği … Koleji Özel … Okulunda eğitim, servis ve yemeklerinin ücretsiz sağlanmasını kabul ve taahhüt ettiğini, akdedilen bu sözleşmeye istinaden sözleşmede kendisinin ve velisi bulunduğu oğlu …’nun üstlendikleri yükümlülükleri hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde zamanında ifa edilmesine rağmen davalının tek taraflı haksız ve hukuka aykırı bir hareketle akdedilen sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle davacının oğlunun yeni bir ortaöğrenim kurumuna nakli, bu kuruma ait yemek, servis ve eğitim giderlerini karşılama açısından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın işlem tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmiş;hüküm,taraflarca temyiz edilmiştir.1-6100 sayılı HMK’nin 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.
HMK’nin 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nin 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir.
Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa’nın 141. maddesi ile HMK’nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.
Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.Somut olayda; mahkemece kararın gerekçe kısmında “davacı tarafın maddi tazminat talebi yönünden; davacı 2012-2013 eğitim ve öğretim dönemi, eğitim, servis ve yemek masraflarını talep ettiğine göre, 02.04.2014 tarihinde ve talep etttiği dönemden daha sonra açtığı bu davada, her ne kadar fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş ise de belirsiz alacaktan söz edilemeyeğini, dava açarken sunduğu 2.025,00 TL yemek bedeline ilişkin harcama belgesi talebini doğruladığına göre, bilirkişi raporundaki belirlemeler dikkate alınarak, maddi tazminat yönünden taleple bağlı kalınarak 2.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği,” belirtilmekle birlikte hüküm kısmında; davacının maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine aykırı, gerekçe ile hüküm arasında çelişkili karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın