HAYAT SİGORTASI
Kredilerdeki hayat sigortası uygulamasını kredi çekmiş olanlar bilirler. Pek çok kimseye gereksiz gelen bu uygulama aslında tam da konumuza başlık olan sorunun cevabı. Kredi çektiğinizde hayat sigortası yapılmasının sebebi hayati riske karşılık bankanın önlem almak istemesinden kaynaklanır. Bankaların kendini maddi güvence altına almak istemesinden ötürü konut kredisi gibi yüksek tutarlı kredi ürünlerinde kullanıcıdan hayat sigortası istenir.
Hayat sigortası, bankanın güvencesi olmasının yanı sıra aslında kredi kullanıcısının yakınları için de bir güvence. Kredi kullanan kişinin kredi borcunuzu ödeme sürecinde vefat etmesi durumunda, hayat sigortası kalan borcun mirasçılara devrolmadan hayat sigortası tarafından ödenmesini sağlar. Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir nokta var ki o da hayat sigortası poliçesinin kapsamı. Hayat sigortası poliçesi sadece kaza sonucu ölümü kapsıyorsa sağlık sorunları neticesinde yaşanan bir vefat poliçe kapsamında değerlendirilmez ve sigorta şirketi kalan kredi borcunu ödemez. Bu sebepten dolayı kredi alırken hayat sigortası yaptırıyorsanız poliçeyi detaylı olarak incelemenizi tavsiye ederiz.
Hayat Sigortası Olmayan Kişilerin Vefatı
Kredi çektikten sonra vefat eden ve hayat sigortası yaptırmayan kişilerin borcu mirasçılarına kalır. Bu durumda mirasçılar için iki seçenek söz konusudur. Bunlardan bir tanesi miras ile birlikte borcun üstlenilmesi ya da mirasın tamamından vazgeçilerek borcun ödenmeme durumudur. Mirasçıların borcu reddetmesi durumunda banka borcu krediye kefil olan kişiden ister. Kefilin bulunmama durumunda ise banka borcu kimseden talep edemez. Bu yüzden bankalar bu borcu batık kredi olarak görür.
Hayat Sigortası Yapan Bankalar
Aşağıda kredi çeken kişinin vefatı durumunda borcun kefile kalmaması için yaptırması gereken hayat sigortasını hangi bankaların yaptıkları verilir. Bu bankalar şunlardır:
- Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası
- Türkiye Halk Bankası
- Türkiye Vakıflar Bankası
- Akbank
- Anadolubank
- Fibabanka
- Şekerbank
- Türk Ekonomi Bankası
- Türk Ekonomi Bankası
- Yapı ve Krediler Bankası
- Denizbank
- QNB Finansbank
- Albaraka Türk Katılım Bankası
- Kuveyt Türk Katılım Bankası
- Türkiye Finans Katılım Bankası
- Ziraat Katılım Bankası
- Vakıf Katılım Bankası
Yukarıda yer alan bankaların herhangi birinden hayat sigortası yaptırılabilir. Daha sonra dilenirse o bankadan ya da farklı bankadan kredi alınabilir. Süreç ile ilgili daha detaylı bilgilere bankaların iletişim numaralarından ulaşılabilir.
Reddi Miras Davası
Kredi borcunun vefat eden kişi tarafından ödenemediği durumlarda kefilden önce borçları mirasçılara kalır. Mirasçılar bu borcu istemediği takdirde reddi miras davası açma hakkına sahiptir. Bu davanın açılması için vatandaşlar Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurmalıdır. Dava, miras bırakan kişinin yeridir. Mirasın reddi için talepte bulunulması durumunda mirası reddettiğine dair bir belge verilir.
Kredi Çeken Kişi Vefat Ederse Kefil
Kredi çeken kişiye kefil olunması durumunda kişinin vefatı ile birlikte borcun ödenip ödenmeme durumu, kredi çeken kişinin hayat sigortası yaptırıp yaptırmadığına göre değişiklik gösterir. Bunun yanı sıra vatandaşların olası diğer borç sorunlarının ortaya çıkmaması için kefil olmaları için o kişilerin güvendikleri kişiler olması gerekir.
Kredi Alan Kişi Vefat Ederse Borç Kefilden İstenebilir Mi ?
T.C.YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2016/1980Karar : 2017/1762Karar Tarihi : 6.3.2017
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı …’nın davalı bankadan kullandığı krediye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi sigorta ile teminat altına alındığından kefil olmakta sakınca görmediğini, kredi ödemeleri devam ederken asıl borçlunun ölmesi üzerine bankanın müvekkili hakkında takip başlattığını, kredi borcunun sigorta tarafından ödenmesi gerektiğini düşünen müvekkilinin yaptığı araştırma neticesinde, asıl borçlu ile banka arasında yapılandırma sözleşmesi yapılarak sigortanın iptal edildiğini öğrendiğini, davalı bankanın müvekkiline bilgi vermeksizin kefalet sorumluluğunu arttırmasının hukuka aykırı olduğunu, öte yandan kefaletin yasada öngörülen şekli unsurları taşımaması sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin Karaman 4.İcra Müdürlüğü’nün 2014/2972 Esas sayılı dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin imzalandığı tarihte 818 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup yasada aranan tüm unsurları taşıdığını, ayrıca asıl borçlunun kendi isteğiyle sigortayı iptal ettiğini, sigorta talebe bağlı olduğundan müvekkili bankanın kredi borçlusunu sigorta yaptırmaya zorlayamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsiline yönelik takip sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine dair olup, davacının kefaletin geçersizliğine yönelik itirazları yerinde olmadığı gibi sigorta isteğe bağlı olduğundan asıl borçlunun banka tarafından sigorta yaptırmaya zorlanamayacağı, bu hususta bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığından davacının krediborcundan kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, davalı kefile hesap kat ihtarnamesi keşide edilmediğinden davalının takiple beraber temerrüde düştüğü ve ancak vadesi gelmiş taksitlerden sorumlu tutulabileceğinin anlaşıldığı, düzenlenen raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne,… 4.İcra Müdürlüğü’nün 2014/2972 Esas sayılı dosyasında, 2.504,92 TL asıl alacak, 2.644,16 TL işlemiş akdi faiz, 132,21 TL % 5 BSMV, 16,28 TL işlemiş temerrüt faizi, 0,81 TL temerrüt faizinin… olmak üzere toplam 5.298,38 TL’sinden sorumlu olduğunun tespitine, ayrıntıları gösterilen asıl alacak ve fer’ileri dışındaki borç eklentilerinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 06.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın