(Değişik: 11/4/2013-6459/13 md.) Askerlik hizmetini yapanları firara sevk edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik veya telkinde bulunanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
TCK MADDE 318’İN GEREKÇESİ
Madde, halkı askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte, teşvik veya telkinde bulunmayı veya propaganda yapmayı cezalandırmaktadır. Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır. Esasen askerlik hizmetine yönelik duygu, vatandaşlığın zorunlu gereği olan vatana sadakat borcunun bir parçasını oluşturur. Söz konusu duyguyu tahrip etmek veya zayıflatmak maksadıyla vatandaşları askerlik hizmetlerinden soğutma yolunda teşvik veya telkinlerde bulunmayı veya propagandayı suç hâline getirmek suretiyle madde, millî savunmayı koruma amacını gütmektedir.Telkin ve teşvikin veya propagandanın askerî hizmetten soğutacak kuvvette olması koşulu ile söz, yazı, işaret, küçültücü imgeler veya bunların benzerleri marifetiyle yapılması suç oluşturacaktır. Teşvik veya telkin geniş sayıda kişilere yönelik olmayan fesatçı fiil olduğu hâlde propaganda çok daha geniş ve önceden belirli olmayan gruplara yönelik etkin telkin ve teşvikleri ifade etmektedir.Maddenin son fıkrasına göre, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir.
TCK MADDE 318 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI Yargıtay12. Ceza Dairesi
Esas : 2016/11787 Karar : 2017/2202Karar Tarihi : 20.03.2017
“İçtihat Metni”
Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : Davanın kısmen kabulü ile 5.154,45-TL maddi, 7.500,00-TL manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Bozma üzerine yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Dosya içeriğine göre; tazminat davasının dayanağı olan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2008/ 345 Esas – 2010/190 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının, silahlı terör örgütüne yardım etmek, 5816 sayılı Atatürk Hakkında İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanunun 1.ve 3. maddesine muhalefet etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek ve halkı askerlikten soğutma suçlarından tutuklandığı ve hakkında anılan suçlardan cezalandırılması istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda silahlı terör örgütüne yardım etmek ve halkı askerlikten soğutma suçlarından beraatine, 5816 sayılı Atatürk Hakkında İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanunun 1.ve 3. maddesine muhalefet etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçlarından ise 14/01/2015 tarihinde 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1-b. maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesi kararı verildiği ve 6352 sayılı Kanunun geçici 1/1-b. maddesine göre hakkında kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde aynı maddenin birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde düşme kararı verileceği, işlenmesi hâlinde ise bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen kovuşturmaya devam olunacağı dikkate alındığında, bu aşamada 5271 sayılı CMK’nın 141/1. ve devamı maddelerinde belirtilen tazminat isteme koşullarının oluşmadığı ancak bahse konu davanın sonuçlanmasından sonra tazminat isteme koşullarının değerlendirilebileceği nazara alınarak davanın reddi yerine, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi,Kabule göre de;Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 4.948,96 TL’nin kazanç kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda belirlenen miktarın hükme esas alınması suretiyle kazanç kaybının fazla tayini,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay9. Ceza Dairesi
Esas : 2014/710Karar : 2014/12383Karar Tarihi : 09.12.2014
“İçtihat Metni”
Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Halkı askerlikten soğutmaHüküm : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık müdafiinin temyizinin kapsamına göre vekalet ücreti ile sınırlı olarak yapılan incelemede;Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükme 3. fıkra olarak “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 600 TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.