İçeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi, bulundurulması veya satılması izne bağlı olan maddeyi izinsiz olarak üreten, bulunduran, satan veya nakleden kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK MADDE 193’ÜN GEREKÇESİ
Maddede, insan sağlığı için ortaya koyduğu tehlike nedeniyle zehirlerin izinsiz olarak üretilmesi veya ticareti suç hâline getirilmiştir. İzinsiz üretim veya ticaretten maksat, bu faaliyetlerin gerekli iznin alındığını gösteren belge bulunmadan icra edilmesidir.
TCK MADDE 193 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay10. Ceza Dairesi
Esas : 2015/4359Karar : 2016/1689Karar Tarih : 30.05.2016
Konuyla İlgili Bilgiler : 1- Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25/12/2012 tarihinde 2012/46870 esas sayı ile sanık M.. A.. hakkında kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak şekilde ilaç yapma veya satma suçundan Bakırköy 20. Asliye Ceza Mahkemesi’ne 2013/46 esas sayılı kamu davası açıldığı, Bakırköy 20. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanığın fiilinin 6197 sayılı Kanun’un 43. maddesi delaleti ile TCK’nın 193. maddesinde düzenlenen “zehirli madde imal ve ticareti” suçunu oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği,2- Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 17/12/2013 tarihinde 2013/1078 esas ve 2013/1848 karar sayı ile sanığın 6197 sayılı Kanun’un 43. maddesi delaleti ile TCK’nın 193. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen cezanın CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve adli emanette kayıtlı madde olmadığından müsadere konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; katılan vekilinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına, sanık müdafiinin sanık hakkında 6197 sayılı Kanun’un 44. maddesinin uygulanmamasına ve el konulan ilaçların iadesine karar verilmemesine ilişkin itirazları Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/01/2014 tarihli 2014/280 değişik iş sayılı kararıyla reddedildiği,3- Sanık müdafiinin kanun yararına bozma yoluna gidilmesini istediği üzerine, Yargıtay 19. Ceza Dairesi tarafından … tarihinde … esas ve …karar sayı ile “…Hükmün konusuna, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 19.01.2015 ve 2015/8 sayılı kararına göre, kanun yararına bozma isteminin; 5237 sayılı TCK’nun 193/1. maddesinde düzenlenen kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak şekilde ilaç yapma veya satma suçuna bağlı olarak emanet eşya hakkındaki karara ilişkin olup temyiz inceleme görevinin Yargıtay Yüksek 10. Ceza Dairesine ait bulunduğu…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği ve Dairemizce 03/04/2015 tarihinde işbölümü gereği verilen gönderme kararı görevsizlik kararı kabul edilerek görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’na gönderildiği,4- Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından 21/05/2015 tarihinde 2015/Bşk-118 esas ve 2015/429 karar sayı ile, “Daire Başkanı tarafından imzalanan tevdi kararının görevsizlik kararı olarak kabulü mümkün olmadığı” gerekçesiyle dosyanın Dairemize tevdiine karar verildiği Anlaşılmıştır.
Kanun Yararına Bozma Talebi : Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «sanığa ait işyerinde yapılan arama neticesinde elkonulan ve 02/08/2012 tarihli yazı ve ekindeki tutanak ile İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne yediemin olarak teslim edilen eşyaların müsadere edilmesi talep edildiği hâlde, mahkemesince adli emanette kayıtlı eşya bulunmadığından müsadere konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de;5237 sayılı Kanun’un 54/1.maddesinde “İyi niyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir” hükmünün yer aldığı ve söz konusu madde uyarınca müsadere konusunda karar verilmesi gerektiği,5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun müsadere ilişkin 256. maddesinin 1. Ve 2. fıkralarında, “(1) Müsadere kararı verilmesi gereken hâllerde, kamu davası açılmamış veya kamu davası açılmış olup da esasla beraber bir karar verilmemişse; karar verilmesi için, Cumhuriyet savcısı veya katılan, davayı görmeye yetkili mahkemeye başvurabilir.(2) Kamu davası açılmış olup da iade edilmesi gereken eşya veya malvarlığı değerleri ile ilgili olarak esasla birlikte bir karar verilmemiş olması durumunda, mahkemece re’sen veya ilgililerin istemi üzerine bunların iadesine karar verilir.”aynı kanunun 257. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında yer alan; “(1) 256 ncı maddeye göre verilmesi gereken kararlar, duruşmalı olarak verilir.(2) Müsadere veya iade olunacak eşya veya diğer malvarlığı değerleri üzerinde hakkı olan kimseler de duruşmaya çağrılır. Bu kişiler, sanığın sahip olduğu hakları kullanabilirler.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanık müdafiinin iadesini talep ettiği bahse konu ilaçların müsaderesi ya da iadesi hususunda karar verilmesi gerektiği cihetle, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.» denilerek, Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/01/2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
Konunun Değerlendirilmesi : Zehirli madde imal ve ticareti suçunu düzenleyen TCK’nın 193. maddesinde, “içeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi, bulundurulması veya satılması izne bağlı olan maddeyi izinsiz olarak üreten, bulunduran, satan veya nakleden kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denmiştir.6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 23. maddesinde “Zehirli ve müessir eczanın muhafazası ve müstehlike satışı bu husustaki kanun ve mevzuata göre yapılır.” aynı Kanun’un 43. maddesinin 1. fıkrasında “Zehirli veya kimyevi maddelerle tıbbî ecza ve müstahzarların müsaadesiz satılması yasaktır. Bunları müsaadesiz satan veya satmak üzere dükkanında bulunduranlar Türk Ceza Kanununun 193 üncü maddesine göre cezalandırılır.” hükümleri öngörülmüştür.Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 06/06/2014 tarihli 2014/Bşk-193 esas ve 2014/229 karar sayılı kararında “6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 43. maddesinde de zehirli ve kimyevi maddeler ile tıbbı ecza ve ilaçların izinsiz satılması suç olarak düzenlenmiş ve bu eylemleri gerçekleştirenlerin 5237 sayılı TCK’nun 193. maddesi uyarınca cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. İnceleme konusu suç 6197 sayılı Kanunda düzenlendiğinden ve maddi unsurları da anılan kanunda açıkça belirtildiği” gerekçesiyle başka bir dairenin görev alanına girmeyen bu suçlara ilişkin işlere bakma görevinin Yargıtay 7. Ceza Dairesi’ne ait olduğu belirtilmiştir.Somut olayda, sanığın eylemi nedeniyle, 6197 sayılı Kanun’un 43. maddesi delaleti ile TCK’nın 193. maddesinin 1. fıkrası ve 62. maddesi gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen cezanın CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve adli emanette kayıtlı madde olmadığından müsadere konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kanun yararına bozma isteğinin kapsamına, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi hükmüne ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 24/01/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararı ile Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 06/06/2014 tarihli 2014/193 esas ve 2014/229 karar sayılı kararına göre, özel ceza kanunlarından veya Kabahatler Kanunu’ndan doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlar ve kararlara ilişkin temyiz inceleme görevinin Yargıtay 7. Ceza Dairesi’ne ait olması; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 19/01/2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı ile sözü edilen işlere ilişkin inceleme görevinin Yargıtay 19. Ceza Dairesi’ne verilip işbölümü değişikliğinden önce Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin görev alanına giren ancak diğer dairelere devredilmeyen bütün işlere ait dava dosyalarının Yargıtay 19. Ceza Dairesi’ne devredileceğinin öngörülmesi; Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 12/02/2016 tarih ve 2016/1 sayılı kararına göre, istisnalar hariç olmak üzere özel ceza kanunlarından veya Kabahatler Kanunu’ndan doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlar ve kararlara ilişkin inceleme görevinin Yargıtay 19. Ceza Dairesi’ne ait olması nedeniyle, Dairemizin görevli olmadığına karar vermek gerekmektedir.
Karar : Açıklanan nedenlere göre;1- Dairemizin GÖREVLİ OLMADIĞINA, Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,2- Dairemiz ile Yargıtay 19. Ceza Dairesi arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.