Sigorta Hukukundan Kaynaklı Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk
TTK’nin altıncı kitabında düzenlenen sigortaya ilişkin hususlardan doğan özel hukuk uyuşmazlıkları mutlak ticari davadır.Ayrıca, sigortacının sigorta tazminatını ödedikten sonra TTK’nin 1472 nci maddesiuyarınca sigortalının yerine geçerek sorumlulara karşı açacağı davayı da mutlak ticari dava saymak gerekir. Bu davalarda tarafların tacir sıfatına sahip olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olması ayrıca aranmaz. Sigorta hukukundan doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının önemli bir kısmı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildiği özel hukuk uyuşmazlıklarındandır.
Ayrıca bu uyuşmazlıkların önemli bir kısmının konusu, bir miktar para alacağının ödenmesine ilişkindir. Bu sebeplerle bu tür uyuşmazlıklar dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmaktadır.TTK’nin altıncı kitabı iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda genel hükümler, ikinci kısımda ise sigorta türlerine ilişkin özel hükümler düzenlenmiştir. İkinci kısımda kendi içinde iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde zarar sigortaları, ikinci bölümde ise can sigortaları düzenlenmiştir.Zarar sigortaları, sigortalının para ile ölçülebilir menfaatini zarara uğratan bir tehlikenin meydana gelmesi halinde; sigortacının, sigorta sözleşmesi kapsamında bu zararı tazmin etmeyi üstlendiği sigortalardır.
Zarar sigortalarını TTK mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları olmak üzere iki ayrı başlık altında düzenlemiştir.Can sigortaları, insan hayatı ile ilgili rizikoları teminat altına alan sigorta türü olarak tanımlanmaktadır. Can sigortalarını TTK hayat sigortası, kaza sigortası, hastalık ve sağlık sigortası olmak üzere üç ayrı başlık altında düzenlemiştir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının b bendinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla güvence hesabı oluşturulacağı düzenlenmiştir.
Haksız eyleme dayalı olarak uğranılan zararın tazminine ilişkin zarar görenler tarafından açılan tazminat davalarında, Güvence Hesabı’nın sorumluluğu sigorta hukukundan kaynaklanmaktadır. Ancak,Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16 ıncı maddesinin birinci fıkrasının c bendi uyarınca zarardan sorumlu olan kişilere veya yükümlü sigorta şirketine hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle rücu hakkının kullanılacağı hallerde, eğer davalı tacir değilse, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığı için, dava ticari dava olarak kabul edilmemektedir.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın