Dava Tarihi İtibari İle Reşit Olan Davacı Lehine Hükmedilen İştirak Nafakasının Kanunen Sona Ermiş Olur
Dava Tarihi İtibari İle Reşit Olan Davacı Lehine Hükmedilen İştirak Nafakasının Kanunen Sona Ermiş OlurÖzet : Her ne kadar davacı ıslah ile talebinin iştirak nafakasının artırımı olduğunu belirtmiş ise de, dava tarihi itibari ile reşit olan davacı lehine hükmedilen iştirak nafakasının kanunen sona ermiş olduğu, bu itibarla talep edilen nafakanın niteliğinin yardım nafakası olduğu, buna göre mahkemece, yukarıda açıklanan yasa hükümleri çerçevesinde yardım nafakasının şartları değerlendirilerek ve davalının gelir durumu nazara alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekir.
Yargıtay3. Hukuk Dairesi
Esas : 2014/2210Karar : 2014/9390Karar Tarihi : 11.06.2014
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İNEGÖL AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2013/197-2013/131
Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
KARAR
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile annesi Z.. A.. ‘ın evlilik dışı dünyaya gelen çocukları olduğunu, davalının Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/02/1994 tarih, 1993/469 E.-1994/120 K.sayılı ilamı ile babalığının tespitine karar verildiğini ve aylık 75 TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, daha sonra Bursa 4.Aile Mahkemesince nafakanın 350 TL’ye artırıldığını, müvekkilinin reşit olmasından sonra nafakanın davalı tarafından ödenmediğini, müvekkilinin annesi ile birlikte yaşadığını ancak annesinin kanser hastası olduğunu, geliri olmadığını, davacının halen İnegöl Ticaret Meslek lisesi 11.sınıf öğrencisi olduğunu, ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davalının ise kendisine ait işyeri olduğunu ve maddi durumunun iyi olduğunu, ileri sürerek aylık 500 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile müvekkilinin eğitiminin devam ettiği gerekçesi ile 350 TL iştirak nafakasının 500 TL’ye artırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, yardım nafakasının hem anneden hem de babadan birlikte talep edilmesi gerektiğini, davalının emekli maaşı dışında bir geliri olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kabulü ile davacı için hükmedilen iştirak nafakasının 500 TL’ye artırılmasına ve her yıl ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, yardım nafakası talepli olarak açılmış, ıslah ile iştirak nafakasının artırılması talep edilmiştir.TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır.TMK.nun 364.maddesine göre; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeslerine nafaka vermekle yükümlüdür.”Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların…” yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Tüm bu madde ve açıklamalar ışığında eğitim hayatı devam eden kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 14.10.1992 doğumlu ve dava tarihi itibari ile reşit olduğu, temyize konu davayı vekili aracılığı ile açtığı, eğitiminin ise devam ettiği anlaşılmaktadır.Hal böyle iken, her ne kadar davacı ıslah ile talebinin iştirak nafakasının artırımı olduğunu belirtmiş ise de, dava tarihi itibari ile reşit olan davacı lehine hükmedilen iştirak nafakasının kanunen sona ermiş olduğu, bu itibarla talep edilen nafakanın niteliğinin yardım nafakası olduğu, buna göre mahkemece, yukarıda açıklanan yasa hükümleri çerçevesinde yardım nafakasının şartları değerlendirilerek ve davalının gelir durumu nazara alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, davanın iştirak nafakasının artırılması olarak nitelendirilmesi suretiyle yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.