BİLİRKİŞİNİN BENZER DOSYALARDA TARAF VEKİLİ OLARAK GÖREV ALMIŞ OLMASI
22. Hukuk Dairesi
Esas : 2017/20128
Karar : 2019/14059
Karar Tarihi : 25.06.2019
“İçtihat Metni”MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini, beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştirDavalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı Temyizi Yönünden : Mahkemece davalı tarafa gönderilen muhtıraya rağmen eksik temyiz harcının 7 günlük kesin süre içinde yatırılmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz talebinin reddine,
Davalı Temyizi Yönünden :
1-Taraflar arasında; davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir.
Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödendiği varsayılır.Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir.
Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda, davacının davalı belediyede çalıştığı anlaşılmıştır. Mahkemece; davacının fazla hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hesaplanmasında davacı tanık beyanları esas alınarak kabul edildiği görülmüştür.Bu dava ile aynı dönemlerde açılan bir çok işçilik alacağına ilişkin dava olduğu, dosyaların birçoğunda hesaplamalarının tespitinde yeterli bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Aynı dönem açılan farklı meslek ve görevde çalışmış olan belediye işçilerinin davalarında hep aynı tanıkların dinlendikleri anlaşılmaktadır. Bu tanıkların tüm dava açan işçilerin tamamını görev yerlerini çalışma gün ve saatleri itibariyle çalışma düzenlerini hesaplamaya esas alacak kadar bilmeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Hesaplamaya esas alınan tanık beyanlarının, davacının mesleği, kapatılan belediye çalışanı ise Belediyenin ilgili alandaki hacmi, bu beyanların belediye iş yükü ve ihtiyacına uygunluğu araştırılmamıştır. Belediyenin malzeme, araç ile aynı alanda çalışan personel sayısı da dosya kapsamı itibariyle tespit edilememektedir.
Mahkemece belirtilen bu hususlar yönünden gerekirse keşif yapılmak suretiyle araştırmalar yapılarak; davacının özellikle ve öncelikle çalışma sisteminin yazılı kriterler doğrultusunda belirlenerek taleplerinin neticeye göre yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının; dinlenen tanıkların davacı ile aynı Belediye bünyesinde, özellikle de; aynı meslek ve aynı çalışma düzeninde çalışmalarının olup olmadığının belirlenmesi ve iş bu tanıkların hizmet sürelerinin davacı ile aynı dönemi kapsayıp kapsamadığı da, davacının taleplerinin ispatı noktasında önem arz etmektedir. Bu durumda yukarıda belirtilen yapılması gerekli araştırmaların yanında yine; tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süreler ile bağlı kalınmak suretiyle davacının fazla çalışma alacağı hafta tatili alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir.
Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma düzeni, ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir.Talep edilen hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma alacaklarının, yukarıdaki yazılı niteliklere göre belirlenirken tanıkların davalı aleyhine dava açma durumu, dava sebebi ile menfaat ortaklıkları, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarının da ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim söz konusu alacaklarda ispat yükümlüsü davacıdır. Dairemizin emsal 2017/18284 esas sayılı dosyasında da aynı doğrultuda bozma kararı verilmiş olup, Mahkemece açıklanan yönlerden araştırma yapılmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişinin, aynı nitelikteki bazı dosyalarda davacı işçi vekili olarak yer aldığı, bazılarında ise bilirkişilik yaptığı anlaşılmış olup, anılan dosyalarda bu durum bozma sebebi yapılmıştır. Buna göre, bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkmış olup, Mahkemece diğer mahkemelerde de davalı … aleyhine davası olmayan, davanın taraflarıyla ilişkisi bulunmayan yeni bir bilirkişi seçilerek yukarıda belirlenen kriterler doğrultusunda rapor alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli değildir.Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı, Mahkemece eksik inceleme, araştırma ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 25.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkındaki benzer makalelerimiz için tıklayın