Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
* Söz konusu raporların anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından kesin kanaat bildirmeyen mevcut raporlara göre sonuca gidilemez.
* Alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
YargıtayHukuk Genel Kurulu
Esas : 2015/49Karar : 2015/1022Karar Tarihi : 13.03.2015
TAKİBİN İPTALİ – İMZAYA İTİRAZ – ADLİ TIP RAPORU – İSPAT YÜKÜ – İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 336 – HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 428
“İçtihat Metni”
Taraflar arasındaki “imzaya itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 8.İcra Hukuk (Kapatılan Üsküdar 1.İcra Hukuk) Mahkemesince itirazın kabulüne dair verilen 23.11.2012 gün ve 2010/222 E.-2012/670 K. sayılı kararın incelenmesi davalı-alacaklı T.. Y.. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 03.06.2013 gün ve 2013/11722 E- 2013/20487 K. sayılı ilamı ile önce onanmış; davalı-alacaklı T.. Y.. vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, bu istem kabul edilerek, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 10.10.2013 gün ve 2013/25897 E- 2013/32312 K. sayılı ilamı ile;(…Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak Üsküdar 1.İcra Müdürlüğü’nün 2010/2620 sayılı icra takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun, imzaya itiraz ederek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Mahkemece imza incelemesi konusunda dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderdiği adı geçen kurum tarafından düzenlenen 06.04.2012 ve 09.10.2012 tarihli raporlarda, imzanın değerlendirildiği; ancak imzanın borçlu keşidecinin eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediğinin bildirildiği, bu rapora alacaklının hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini ileri sürerek itiraz ettiği belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumundan alınan her iki raporda da imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiştir. Mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan raporlar hükme esas alınarak itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, sözkonusu raporların anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından kesin kanaat bildirmeyen mevcut raporlara göre sonuca gidilemez. Zira Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-282 sayılı kararı) Alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken; maddi hataya dayalı olarak Dairemizce onandığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.06.2013 tarih ve 2013/11722 esas- 2013/20487 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, İstanbul Anadolu 8.İcra Mahkemesi 23.11.2012 tarih , 2010/222 E, 2012/670 K. Sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.’nun 366. ve HUMK.’nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA…)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı-alacaklı T.. Y.. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı-alacaklı T.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
Daha fazla bilgi için doğrudan 05321670913 numaralı telefondan veya diğer iletişim yollarından irtibata geçebilirsiniz.