T.C.Yargıtay10. Ceza Dairesi
Esas No : 2016/1275Karar No : 2016/1231Karar Tarihi : 15.4.2016
Suç : Uyuşturucu madde ticaretiSuç Tarihi : 13.07.2014
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER :Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık U.. G.. hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu 25/08/2015 tarihinde 2015/295 esas ve 2015/298 karar sayı ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizce 19/02/2016 tarihinde … esas ve…. karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün, olay yerini kapsayan önleme araması kararı olup olmadığının araştırılması varsa getirtilip duruşmada okunması ve denetime imkan verecek şekilde dosyada bulundurularak sonucuna göre tartışılması gerektiği belirtilerek, bozulmasına karar verilmiştir.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Dairemizin onama kararına itiraz edilmiştir.B) İTİRAZ NEDENLERİ :Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında özetle; Ceza muhakemesi hukukumuzun delil serbestliği ilkesini benimsediği, kanıtları değerlendirmede de hakime tam bir serbestlik tanındığı, delillerin hukuka uygun yöntemlerle toplanmasının zorunlu olduğu, Anayasa’nın 38’inci maddesinin 6’ıncı fıkrası ile CMK’nın 206’ıncı maddesinin 2’inci fıkrasının (a) bendi, 217’inci maddesinin 2’inci fıkrası, 230. maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi ve 289’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (i) bendi uyarınca, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş delillerin hükme esas alınamayacağı,Somut olayda, 13.07.2014 tarih saat 00.50’de düzenlenen olay, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağına göre, Ki… Mahallesi, 2734 Sokak, Sarıçam Deresi kenarında, market önünde bekleyen, iki şahıstan sanığın, ekipleri görünce kaçması ve dere içerisinde yakalanması sonrasında, sanığın üzerinde ve trafo altında uyuşturucu maddeler ele geçirildiği, sanık üzerindeki ve trafo altındaki aramanın, Adana 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11.07.2014 tarih 2014/1608 sayılı, Adana il sınırı polis sorumluluk bölgelerindeki araçlar, şahıslar ve şahısların eşyaları üzerinde arama yapılması kararına dayanılarak icra edildiği, 10.03.2016 tarihli yazıları sonrası, Adana 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11.07.2014 tarih 2014/1608 sayılı karar örneğinin dosya içerisine alındığı, belirtilen mahkeme kararının, 5271 sayılı CMK’nun 116’ıncı, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9’uncu ve Adli ve Önleme Arama Kararları Yönetmeliği’nin 18-26 maddelerinde düzenlenmiş, önleme arama kararı olduğu,Kaçan sanığın, suçüstü yakalanması sonrasında, üzerinde 34 adet ekstazi niteliğinde uyuşturucu maddeler ele geçirildiği, suçun sabit olduğu, sanığın da 05.09.2014 tarihli dilekçesinde uyuşturucu madde sattığını, kaçarken uyuşturucu madde ile yakalandığını ikrar ettiği, bozma sonrasındaki tutanak düzenleyicileri beyanlarına göre, sanık gösterimi olmaksızın, zabıtaca yapılan aramada trafo altında 22 rulo esrar niteliğindeki uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, sanığın suçunun veya ortağının suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımının olmadığı, sanığın suçüstü, pantolon cebinde 34 ekstazi ile yakalandığı, sanık üzerindeki aramanın, Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği’nin 8/f maddesine de uygun olduğu, ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, suçun maddi konusu olduğu, mahkeme kararına dayanan aramanın, hukuka aykırı olmadığı, maddenin hükme esas alınmasında isabetsizlik olmadığı, mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek onanması gerektiği belirtilerek, bozma kararı verilmesi yerinde görülmeyerek itiraz edilmiştir.C) YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ :1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi :(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu’na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderir
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen):(1) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308’inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ :Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından suç tarihini ve suç yerini kapsayan Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11.07.2014 tarihli, 2014/1608 D. İş sayılı önleme araması kararı temin edilerek dosya içerisine konulduğundan, itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR : Açıklanan nedenlerle;1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının KABULÜNE,2- Dairemizin 19.02.2016 tarihli … esas ve …karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,3- Sanık hakkındaki hükmün incelenmesi;Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.