Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
- Konu hakķında Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2020/1029 E. , 2020/4939 K. Sayılı kararı incelenecek olursa
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R –
Davacı vekili; olay tarihinde trafik (ZMSS) sigortası bulunmayan aracın karıştığı tek taraflı kazada araç römorkunda yolcu olarak bulunan davacı …’ın eşi, diğer davacıların annesi …’in vefat ettiğini belirterek, ıslahla birlikte toplam 77.910,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 891,18 TL, davacı … için 10.089,88 TL, davacı … için 11.450,50 TL, davacı … için 15.414,22 TL ve davacı …için 17.826,30 TL olmak üzere toplam 55.672,08 TL’den hatır taşımacılığı indirimi düşürülerek 41.754,06 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 14/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı lehine alehe bozma yasağı nedeniyle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
davalı vekilinin aşağıdaki (2)ve (3a-b) nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK‘nın 43. maddesinde; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; 44. maddesinde ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi, zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
Dava konusu kaza, tek taraflı olarak meydana gelmiş, olaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 06/10/2017 tarihli raporunda sürücünün dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hakaretleri nedeniyle %90 oranında kusurlu olduğu, davacıların desteği …’in ise yolcu taşımaya müsait olmayan traktör römorkunda amaç dışı yolculuk yapmaktan dolayı kendi ölümünde %10 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup mahkemece, murisin %10 kusuru düşülerek hesapanan tazminattan hatır taşıması indirimi de yapılarak karar verilmiştir.

Davacı desteği traktör römorkunda yolcu olup, desteğin nizamlara aykırı yolculuk yapması ise sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. K.T.K. ve yönetmeliği gereği yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa mahkemece alınan bilirkişi raporunda desteğin kendi ölümünde %10 kusurlu olduğu görülmüştür.
Mahkemece; öncelikle destek yolcunun trafik akışına ilişkin olarak kusursuz olduğu kabul edilerek daha sonra desteğin, yolcu taşımaya müsait olmayan traktör römorkunda amaç dışı yolculuk yaptığı hakim tarafından değerlendirilerek ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranda müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3- 818 sayılı BK’nın 45/2 maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda hükmedilmesi gereken maddi tazminat, davacıların daha önce aldıkları ancak murisin ölümü sonucu artık alamayacakları destek miktarıdır. Murisin evli ve çocuklu olması durumunda desteğe ve eşe 2 şer pay, çocuklara 1 pay verilerek gelirin paylaştırılması gerekmektedir. Bu durumda çocuklar herhangi bir okulda okumuyor yada okuma ihtimalleri yoksa erkekler için 18 yaş, kız çocuklar için 22 yaş, yüksek okul okumaları yada okuma ihtimalleri olması durumunda 25 yaşına gelince destekten çıkarılarak, çıkan çocuğun payı diğer paydaşlara dağıtılacaktır. Çocukların tamamı destekten çıktığı tarih itibarı ile desteğin gelirinin yarısı desteğe yarısı ise eşe paylaştırılarak hesaplama yapılması uygun olacaktır. Yoksun kalınan destek zararı çocuklar yönünden evlendikleri tarihe kadar hesaplanması gerekmektedir.
a-Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada hükme esas alınan 01.02.2018 tarihli hesap bilirkişisi ek raporunda; davacı çocuk …’nun 22 yaşını doldurduğu 15.10.2017 tarihine kadar hesaplama yapılmış ise de, …’nun 29.04.2016 tarihinde evlendiği, davacı çocuk Kadriye’nin 22 yaşını doldurduğu 10.04.2019 tarihine kadar hesaplama yapılmış ise de, Kadriye’nin 04.08.2016 tarihinde evlendiği yapılan uyap incelemesi neticesinde nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki olgulara ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak davacılar … ve Kadriye’nin evlendikleri tarihe kadar ve usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle destekten yoksun kalma tazminatı hesabının yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.

b-Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada hükme esas alınan 01.02.2018 tarihli hesap bilirkişisi ek raporunda; yukarıda belirtilen hukuki olgulara ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına aykırı olarak destekten yoksun kalan davacı erkek çocuk … yönünden 20 yaşına kadar hesaplama yapılmış olup bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Bu durumda mahkemece,bilirkişiden ek rapor alınarak destekten yoksun kalan erkek çocuk … yönünden herhangi bir okulda okumuyor yada okuma ihtimali yoksa 18 yaşına kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılarak ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3a-b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 54,40 TL temyiz peşin harcının onama harcına mahsubuna, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.