Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
TCK MADDE 280’İN GEREKÇESİ
Madde, mesleklerini icra ettikleri sırada tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişilerin öğrendikleri suçları ihbar yükümlülüklerini getirmiş bulunmaktadır. Söz konusu ihbar yükümlülüğü, madde metninde sayılan sağlık mesleği mensupları ile sınırlı değildir. Örneğin, bir tıbbi tahlil laboratuarında görev yapan kişiler açısından da mevcuttur.Devlet eliyle işletilen sağlık kuruluşlarında görev yapan sağlık mesleği mensupları, kamu görevlisi sıfatını taşımaktadırlar. Bu kişilerin suçu bildirme yükümlülüğüne aykırı davranmaları hâlinde, yukarıdaki madde hükmü uygulanacaktır. TCK MADDE 280 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay4. Ceza Dairesi
Esas : 2012/13441Karar : 2012/30482Karar Tarihi : 17.12.2012
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak,1-Suçu bildirmeme suçunun kasıtla işlenebileceği, sanığın nöbetçi doktor olmayıp diğer doktor törende olduğu için üzerine süt dökülmesi nedeniyle getirilen mağdura müdahale ettiği, nöbetçi doktor olmadığı ve iş yoğunluğu nedeniyle olayı kolluğa bildiremediğini savunması ve bu savunmasının aksinin ispat edilememesi karşısında, yetersiz gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,2-Kabule göre de;a)Sağlık ocağında hekim olan sanığın kamu görevi kapsamındaki tedavi görevi nedeniyle öğrendiği suçu bildirme yükümlülüğünün TCK’nın 279. maddesi kapsamında bulunduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 280. maddesi ile hüküm kurulması,b)Sanığın sabıkasız olması, sağlık meslek mensuplarının suçu bildirmemesi suçunda giderilmesi gereken, katılan tarafından talep edilmiş ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi bir zarar bulunmaması ve manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında, CMK`nın 231/5. maddesindeki koşullar irdelenmeksizin, yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Yasaya aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün ( BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay12. Ceza Dairesi
Esas : 2014/20108Karar : 2015/7685 Karar Tarihi : 7.05.2015
Mahalli Cumhuriyet Savcısının temyizinin lehe olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;1- Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, sanık müdafinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK’nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,2- Görevi ihmal suçundan verilen mahkumiyete yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelinceYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Trafik kazası geçiren mağdurun babası sanığın çalıştığı ….Hastanesi acile servisine mağdurun ayağının üzerinde traktör geçmesi şikayeti ile getirdiği, pratisyen hekim olan sanık tarafından yapılan muayenede sağ ayak bileğinde hassasiyet olduğu, çekilen grafisinde kırık çıkık olmadığı tespiti ile ağrı kesici krem önerilerek evine göderildiği, ancak mağdurun ağrılarının artması yere basamaması nedeniyle mağdurun babası tarafından 23.11.2009 tarihinde …. Hastanesinde ortapedi servisine götürüldüğü, … uzmanı Dr. …tarafından yapılan muayenede kırık, çıkık olmadığı, ezilmeye bağlı diz altından itibaren bacak ve ayağın ortasına kadar ödem ve şişlik olduğu tespiti ile şişlikte artma sonucu dolaşımında sıkıntı olmaması için müşahade amaçlı yatışını yaptırdığı, mağdurun takiplerinde açıklanmayan hemoglobin değerlerinde düşüklük başlaması nedeni … hastalıkları uzmanı Uzm. Doktor…. konsültasyon istediği, yine mağdurda sebebi açıklanamayan kusma başlaması üzerine ailenin isteği ve ileri tetkik ve tedavi için 25.11.2009 tarihinde …. Hastanesine sevki yapıldığı, burada mağdurun iç kanama geçirdiği tespit edilerek yatışının yapıldığı, sanığın mağdura gerekli müdahaleyi yaptığı, kendisine getirildiği saptadığı bulgulara uygun olarak tedavi önerdiği, sanığın eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu, eyleminin görevi ihmal suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,2- Adli Tıp Kurumundan talep edilen sanığın kusuruna ilişkin rapor sonucu beklenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,3- TCK’nın 257. maddesinde düzenlenen suçun 6086 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle cezanın 6 aydan 3 aya indirilmesine rağmen sanık lehine yapılan değişiklik nazara alınmayarak fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.