Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.
TCK MADDE 276’NIN GEREKÇESİ
Madde, bilirkişi ve tercümanların kasten gerçeği yanlış olarak yansıtmalarını, yanlış tercüme yapmalarını cezalandırmaktadır. Bilirkişinin, kendi bilgi ve değerlendirmesine göre vereceği mütalâanın sadece hatalı olması, kastın bulunmaması hâlinde suç oluşturmayacaktır.
TCK MADDE 276 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay21. Ceza Dairesi
Esas : 2015/7023 Karar : 2016/2101 Karar Tarihi : 7.03.2016
Kadastro tespit çalışmaları sırasında mahalli bilirkişi olarak görev yapan sanıkların, kadastro tutanakları düzenlendiği sırada gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suretiyle köye ait meraları kendileri ve akrabalarının üzerine geçirilmesini sağladıklarının iddia olunması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK.nun 276. maddesinde öngörülen “gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun`un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay16. Ceza Dairesi
Esas : 2015/3170Karar : 2015/4222Karar Tarihi : 8.10.2015
1-Tüketici hakem heyetince bilirkişi olarak görevlendirilen sanık …’u azmettirirek içerik itibariyle gerçeğe aykırı rapor düzenlettirip, raporun teslim alındığı sonucunu doğuran Sanayi ve Ticaret İl Müdürü adına sahte olarak atılan imzalı raporun dosyasına teminini sağlayan sanığın eyleminin;Tüketici hakem heyetinin yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak ya da yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurullardan olmaması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 276/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı ancak TCK’nın 6/1-c maddesi kapsamında kamu görevlisi sayılan bilirkişi sanık …’un görevi gereğince düzenlediği, içerik itibariyle sahte olan ve sahte alındı imzası taşıyan raporun resmi belge olarak kabulünde zorunluluk bulunduğundan sanığın eyleminin TCK’nın 38/1 ve 40/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçuna temas ettiği gözetilerek, belge aslı da temin edilip iğfal kabiliyeti yönünden değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabul ve uygulamaya göre de;a)Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan Kanun ve maddesinin “TCK’nın 50/1-a ve 52/2” maddeleri yerine “TCK’nın 50” maddesi olarak gösterilmesi,b)Sanığa hükmolunan adli para cezası taksitlendirilerek 6 eşit taksitte tahsiline karar verilmesine rağmen, TCK’nın 52/4. maddesi hükmüne aykırı olarak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde taksit aralığının gösterilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sonuç ceza yönünden kazanılmış hakkı saklı tutulmak suretiyle hükmün bu sebeplerden BOZULMASINA, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.