İşçi ya da işveren olduğunuz fark etmeksizin mutlaka bu yazıyı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederiz, bu yazımızda sizlere yıllar boyunca avukatı olarak nitelendirildiğimiz bu meslekte edindiğimiz tecrübeler sonrasında altın niteliğinde tavsiyeleri ve kesinlikle yapılmaması gereken hataları sunuyoruz. Bu yazı özellikle bir işçi için hayatı boyunca adeta bir baş ucu defteri ya da bir rehber niteliğindedir.
SEVDİĞİNİZ VE BİLDİĞİNİZ İŞİ YAPIN
Bir işçi için iş sözleşmesini imza anı, yazılı sözleşme imzalanmasa dahi işe başladığı an haklarının konuşulmaya tartışılmaya başladığı andır. İnsanlar çeşitli ilişkiler sebebiyle bir araya gelip zamanla da yürütemeyip yollarını ayırabilmektedir. Elbette bu ayrılık yani iş ilişkisinde de olabilecek bir durumdur. Kişi bir iş yerinde işe başladı diye hayatı boyunca orada çalışacak değildir. Ancak böyle olmasa da işçi işe başlarken sanki bu işte hayatı boyunca çalışacakmış gibi düşünerek işe başlaması gerekmektedir. Bu ruhu yakalamak da sevdiğiniz ve bildiğiniz işte çalışmakla mümkündür. Maalesef ekonomik zorunluluklar ve zorluklar her zaman insanın sevdiği işte çalışmasını engellese de yine de elden geldiğince sabretmenizi, severek yaptığınız ve en önemlisi iyi bildiğiniz işi yapabileceğiniz bir iş bulmanızı önemle tavsiye ederiz . Unutmayın etkili bir iş arayış sürecinde geçecek işsizlik sevmediğiniz bir işyerinde çalışmaktan daha iyidir. Nitekim sırf iş bulmak için başladığınız bir işte geçen verimsiz ve psikolojik olarak olumsuz etkilendiğiniz süreç severek yapacağınız birçok iş fırsatını da kaçırmış olmanıza neden olabilir. Hatta belki o fırsatlar karşınıza hiç çıkmayabilir. Önemle ve tekrarla daha yüksek kazancı olsa dahi sevmediğiniz bir işte çalışmaktansa severek yapacağınız bildiğiniz işte daha az kazançla çalışın daha iyidir.
HAKLARINIZI BİLMEK HAKLARINIZI KORUYABİLMEK İÇİN ŞARTTIR
Her kişinin üniversite okuması şart olmadığı gibi üniversite bile okumuş olsa iyi bir eğitim alma imkânı olmamış da olabilir. Özellikle işçi olarak çalışan kimseler genellikle hayat şartları ve ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle eğitimi yarıda kalmakta ya da istediği gibi sonuçlanmamaktadır. Bu durum da kişinin hakları konusunda bilgi sahibi olmaması sonucunu doğurmaktadır. Önemle vurgulamak gerekirse işçi haklarını bilmiyorsa bunu koruması da mümkün değildir. Elbette bir kişinin ihtisas gerektiren bir alanda olayımız için iş hukukunda tüm haklarını bilmesi kendisinden beklenemez. O halde nasıl olacak derseniz cevabımız elbette bir bilene danışın olacaktır. Çünkü haklarınız konusunda sizi doğru bilgilendirip ona göre yönlendirecek bir işçi davaları avukatından alınacak yardım oldukça hayati olabilir. Örneğin ; daha iş yerine ilk başlarken size imzalatacakları iş sözleşmesi rastgele imzalamak yerine , bunu imzalarsam ne olur diye düşünmeli, tüm hususları okumalı ve tereddüt oluşan yerler varsa bu hususta işçi davalarına bakan bir avukata danışmalısınız. Eğer bu şekilde imzalamak zorundasınız şeklinde bir cevapla karşılaşıyorsanız baştan söyleyelim o işyeri ile ilerde çok sıkıntı yaşarsınız. Nitekim sözleşme dayatma ile değil anlaşma ile mutabık kalma ile imzalanır. Yukarıda anlattığımız üzere daha başlarken dayatma yapan bir işte vakit kaybetmek yerine bir müddet seveceğiniz işi arayarak işsiz kalmanız sizin için daha evladır. Sürekli çalışacağınız insanlar halkımızın güzel deyimi ile kafanıza yatmalı ! Yine bir örnek verecek olursak , çalışırken her ay rastgele maaş bordrolarını imzalamak yerine mutlaka inceleyin, gerçeği yansıtıyor mu ? Eğer gerçeğin dışında bilgiler içeren bir maaş bordrosu varsa bu bordroyu imzalamamak ya da ihtirazı kayıtlıdır yazıp imzalamak hakkınızı saklı tutmanız anlamına gelecektir. Bu hareketinizin yaşanacak bir uyuşmazlıkta iş davalarında hayati önem taşıdığını belirtmek isteriz. Örnekler çoğaltılabilir. Ama haklarınız hususunda bilgili olmak ve hassas olmak hakkınızın elinizden alınmasının önüne geçer. Bilmediğiniz hususta bir işçidavalarına bakan bir avukata danışmak kurtarıcı olabilir.
İŞVERENİNİZ GÜVENİLİR OLSA DAHİ SİZE VERİLEN SÖZLERİ YA DA HAKKINIZDA YAPILAN UYGULAMALARI YAZIYA DÖKÜN
Yazımızda elbette kimseye güvenmeyin, kimse dürüst değil demiyoruz. Bu anlamın çıkarılmasını da istemeyiz. Ancak işler uyuşmazlığa anlaşamazlığa gittiğinde kişiler söz verdiklerini unutmakta , sanki hiç söylememiş gibi davranmakta ve koz olarak kullanabileceği ne varsa silah olarak karşınıza çıkarmaktadır .Bu sebeple en baştan işveren tarafından verilen sözler hususunda halk deyimiyle kırılmaca gücenmece yok, adını koymuş olalım diyerek size söz verdiği hususta belge vermesini talep edin. Bu olayı örneklersek ; iş yeri size her sene %20 zam yaparım diyerek işe aldı. Bu hususa ilişkin hemen sözleşmenizde böyle bir madde var mı imzalamadan önce kontrol etmeniz gerekmektedir. Eğer sözleşmenizde her sene yüzde 20 zam yapılır maddesi yoksa o halde olay sıcakken hemen bunun sözleşmeye eklenmesini talep etmeniz gerekir. Aksi halde işveren söz verdiği zammı yapmazsa ve bu sebeple de işi bırakırsanız size karşı yapacağı ilk savunma sözleşmede yüzde 20 diye bir zam taahhüdü yok, işveren kendi inisiyatifinde ister zam yapar ister zam yapmaz, işçi bu sebeple işi bırakamaz şeklinde olacaktır ve maalesef sözleşmede bu hükmün olmaması onu haklı çıkaracaktır.
Yine özellikle prim usulü çalışmalarda da prim belirleme şekli sözde bırakılmamalı hemen sözleşmeye ya da ayrı bir imzalı kaşeli belgeye bağlanması talep edilmelidir. Meseleye başka örnek verecek olursak; diyelim ki işveren işçiye seni yıllık izne çıkardım, git 14 gün dinlen dedi. Hemen bana yıllık izinde olduğuma dair imzalı kaşeli belge verin demeniz gerekmektedir. Nitekim bazı işverenler ne yazık ki işçiye sözlü olarak izin verip arkasından da devamsızlık tutanağı tutmakta ve böylece hile ile işçiyi işten çıkarmaktadır.
Ama izinde olduğunuza dair yazılı bir belge almış olsaydınız bunu yapamazdı. Aynı örnek pandemi döneminde/korona döneminde yoğun olarak başvurulan ücretsiz izne gönderme için de geçerlidir. Bu şekilde örnekleri çoğaltmak mümkünse de konunun anlaşıldığı varsayımı ile özetlersek karşınızdaki insan dünyanın en güvenilir insanı olsa dahi verdiği sözleri yazıya dökmesini isteyin. Neticede karşınızda bir insan vardır, ölümlü kalımlı dünya, dürüstlüğünü bozmasa dahi sözünde durmaya ömrü bile yetmeyebilir. Yazıya dökmek hayat kurtarır.
HAKKINIZDA İŞYERİNDE TUTANAK TUTULDU İSE SAVUNMA YAPMAKTAN KAÇINMAYIN VE SAVUNMANIZDA HUKUKİ YARDIM ALIN
İşçiler arasında yaygın olarak bilinen bir şey var ! Nasıl olsa tutanağı imzalamadım bir şey olmaz. Halbuki bu şekilde düşünmek çoğu zaman işçinin zarar etmesine neden olmaktadır. Psikolojik olarak dahi sanki bir suçunuz var da savunma vermekten kaçmışsınız gibi bir etki de bırakabilir. Oysa ki hakkınızda tutulan olaya ilişkin herhangi bir şekilde suçlamayı kabul etmediğinizi ve detaylarını yazmış olmanız gerçeğin dışında kötü niyetli davranan bir işvereni zor durumda bırakacak ve amacına ulaşmasını engelleyecektir. Örnek verecek olursak ; sizin bir makine operatörü olduğunuzu varsayalım. İşveren sizi haksız bir şekilde tek makine yerine 2 ya da 3 makinede çalıştırdığını düşünelim. Neticede insansınız. İki kişilik işi tek kişi yaparken bazı hatalı ürünler çıkabilir. Bu hususta üstüne bir de size tutanak tutarlarsa ve savunma vermezseniz yazılı düzende karşınıza çıkan tablo işçi işverene hatalı üretim çıkarmış ve zarar vermiş gibi olacaktır. Oysa yazacağınız savunmada suçlamayı kabul etmeyip tek makinede çalıştırılmak yerine birden fazla makinede çalıştırıldığınızı bu şekilde hem iş sağlığı ve güvenliğinizin de tehlikeye atıldığını ve üretim hatasının işyerinden kaynaklandığını yazarsanız işin rengi tamamen değişecektir. Bu savunma sonrasında işveren ya hukuka aykırı uygulamayı geri çekecek, zararı da sizden isteyemeyecek ve sizi işten çıkaramayacaktır. İşten çıkarsa dahi kıdem ve ihbar tazminatınızı ödemek zorunda kalacaktır. Hadi onu da ödemedi mahkemede haklı bulunacaksınız. Gördüğünüz gibi savunma vermek çok önemlidir. Savunma verirken de merak etme hiçbir şey olmayacak, prosedür gereği gibi cümlelerle size suçu kabullendirmeyi , pişman olduğunuzu ve bir daha olmayacağını yazdırmaya çalışabilirler. Asla gerçeğe uymayan bu şekilde cümleler yazmayın. Nitekim yazdığınız her bir cümle sizi bağlar. Ve size yazmasaydın derler. Bu noktada yine iş işten geçmeden ve savunmanızda yanlış bir şey yazmadan önce işçi davaları alanında uzman biravukata danışıp onay aldıktan sonra savunmanızı vermenizi tavsiye ederiz. Nitekim sizin önemsiz gördüğünüz ve bu sebeple atladığınız önemli şeyler olabilir ve işçi avukatı bu hususta vereceği danışmanlıkla etkili bir savunma yazmanızı sağlayabilir. Bu da keşke diye başlayan cümleler kurmanızın önüne geçecektir.
Avukatınızdan bilgi saklamayın!
Savunma vermeniz gereken hususlarda her bir detayı mutlaka avukatınızla görüşün. Avukatlar mesleği gereği sır saklama yükümlülüğü altındalar. Söyleyeceğiniz her detay etkili bir savunma yapmanızı sağlayabilir. Sakladığınız herhangi bir şey de ilerleyen aşamalarda tüm işlerinizi tersine çevirebilir. O sebeple işçi avukatınıza yaşanan olay hakkında her şeyi anlatmanız gerekli ve şarttır.
AMAN EKMEK PARASI DİYEREK HAKSIZLIKLARA GÖZ YUMMAYIN
İşyerinde elbette her uygulama haksız değildir. Orada bir düzen olmalı ve düzenin işleyebilmesi için bazı kurallar olmalıdır. Her kurala itiraz etmek gibi bir hakkınız olmadığı gibi bu şekilde bir davranış biçimi doğru da değildir. Ancak belirtmek gerekirse bazen de haksızlık yapılabilmekte ve işçilerin genel olarak bu haksızlıklara ekmek parası hatırına sessiz kaldığı görülmektedir. Örnek vermek gerekirse işveren daha az SGK primi ödemek için verdiği ücretin asgari ücret kadarını bankadan yatırmakta ve kalanını elden ödemekte ve resmiyete yansıtmamaktadır.
Bakıldığında maaşımı aldım ne olacak ki deseniz de bu uygulama hem işten çıkışta tazminat haklarınızı etkilemekte hem de emekli olduğunuzda alacağınız emekli maaşını düşürmekte hem de devleti vergi ve prim kaybı ile zarara uğratmaktadır. Bu uygulamaya itiraz etmeyenler çoğunlukta olması hukuka aykırı davrananları da cesaretlendirmekte, uygulamayı normalleştirmektedir.
Unutmayın hukukun dışına çıkan siz değilsiniz, çıkanların isteğine göz yummazsanız hukuka uymaya mecbur kalacaktır. Bu şekilde davranan ve birlik olarak hukuka uygun davranış için işverene göz yummayan işçiler arttıkça bu uygulamalar da son bulacaktır. İsyan edin ortalığı ayağa kaldırın demiyoruz elbette, ancak ekmek parası hatırına ne yapalım mecbur imzalayacağız diye düşünmeyin, bazen haksız bir belgeye imza atmayarak yada ihtirazı kayıtlıdır yazıp imzalayarak atacağız bir imza o haksızlığı ortadan kaldırabilecektir.
İŞYERİNDE ÇALIŞTIĞINIZ SÜRE BOYUNCA HER AY E-DEVLET ÜZERİNDEN SGK KAYITLARINIZI KONTROL EDİN
İşyerinde çalıştığınız süre boyunca hakkınızı önemli ölçüde etkileyecek her husus SGK ya bildirilmesi gerekmektedir. İşe girişiniz, meslek kodunuz, işyeri değiştirilmesi, raporlu olduğunuz dönemin işlenmesi, işten çıkarılışınız , ödenen ücretler ve diğer önemli hususlar SGK ya bildirilmek zorundadır. Dolayısıyla iş akdiniz hakkında önemli kabul edilen her gelişme için yapılan bu bildirimler E-devlet hizmeti ile de takip edilebilmektedir. Örneğin işe başlamanıza rağmen işe giriş bildirgeniz verilmemiş olabilir. Siz sigortanız yatıyor zannederken halbuki sigortasız çalıştırılıyor olabilirsiniz. Veya sizin resmiyette işten çıkışınız verilmiş ancak hala çalışıyor olabilirsiniz. Durumdan haberdar olmadığınız için yaşanacak hak kayıplarını zamanında önleyemeyebilirsiniz.
Yine bir örnek daha verecek olursak ; işten çıkışınız verildiğini bilmeden çalışıyor zannederken işçi işe iade davası açamasın diye 1 aylık dava açma süresini oyalamak isteyen işveren siz durumu fark etmez ve 1 aylık süreyi kaçırırsanız bu amacında başarılı olacaktır. Oysa e devlet üzerinden işe giriş çıkış sorgulama ekranından bu durumu fark etmiş olsaydınız gerekli yasal hakkı yasal süresini kaçırmadan kullanabilirdiniz. Ya da maaşınız daha yüksek olmasına rağmen ya da o ay içerisinde tam çalışmış olmanıza rağmen eksik yansıtılmış ise ya da gerçeğe aykırı olarak Kısa Çalışma Ödeneğinde gibi çalışma şekilleri ile gösterilmiş iseniz yine hizmet dökümü sorgulama ekranında barkodlu belge oluşturarak bu yanlışları tespit edebilir ve hakkınızı arayabilirsiniz. Nasıl olsa sigortam yatıyor demeyin , her ay doğru bildirimler oluyor mu takip edin !
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ SAĞLANMADAN İŞE BAŞLAMAYIN, EN BÜYÜK GÜVENLİK ÖNLEMİNİN DE DİKKATLİ VE ÖZENLİ ÇALIŞMAK OLDUĞUNU UNUTMAYIN
İşçi için her şeyden önce çalıştığı işte iş sağlığı ve güvenliğinin temin edilmiş olması gelmektedir. Ve bu işverenin en asli yükümlülükleri arasında gelmektedir. Kazancı ne olursa olsun sağlığınızı etkileyecek sonuçlar doğuracak bir işe girişmemek gerektir. Sonucuna hayatınız boyunca katlanıp sağlığınızdan canınızdan olmaktansa o işi bırakın daha iyidir. Bu tartışmaya kapalı bir alandır. Örnek verecek olursak, işyerinde beden işçisi olarak çalışan bir işçinin ehliyeti olmamasına rağmen kendisinden forklift kullanması istenirse bu işçinin kesinlikle bunu kabul etmemesi gerekmektedir.
Yine işverenin yükümlülüklerinin yanı sıra çalışırken işçiye de düşen yükümlülükler vardır. İşçi çalışırken dikkatli olmalıdır. Yapacağı en küçük bir hata hem kendine hem de diğer iş arkadaşlarına gerek bedenen gerek ruhen gerekse de ekonomik olarak zarar verebilir. Diğer tüm önlemler alınmış olsa dahi işçinin dikkatsiz ve özensiz çalışması muhtemel bir iş kazası demektir. Örnek verecek olursak; aile içinde yaşadığınız bazı ciddi sıkıntılar olabilir. Bu sebeple psikolojik olarak olumsuz etkilenmiş ve o sıra çok fazla dikkat dağınıklığı, dalgınlık durumları aşırı agresiflik yaşıyor olabilirsiniz. Bu ruh haliyle işe gelip çalışmak yerine birkaç günlüğüne dahi olsa izin almanız veya sağlık koşulları sebebiyle doktor raporu almanız sizin ve çalışma arkadaşlarınızın sağlığı için daha iyi olacaktır. Keşke şöyle yapmasaydım da şu kaza olmasaydı demekten çok daha iyidir.
İŞYERİNDE İMZALATILMAK İSTENEN BELGELERE İMZA ATMADAN ÖNCE MUTLAKA HUKUKİ YARDIM ALIN
İmzaladığınız her belge içeriği ve mahiyeti itibariyle sonradan karşınıza problem olarak çıkabilir. Önemli olan bu belgeleri imzaladıktan sonra değil imzalamadan önce mutlaka bir avukata danışmaktır. Örnek verecek olursak; işyerinde günlük 12 saat çalışılmasına rağmen size ya içi boş ya da sanki 8 saat çalışılmış gibi gösterilen puantajlar imzalatılıyor olabilir. Bu imzalar mahkeme aşamasında size ait olduğu için sizi bağlayacak ve ödenmeyen tüm mesai haklarınızı hiç edecektir. Hatta bu hususta tanıkların beyanı bile dikkate alınmamakta ve imzanız sizi bağlamaktadır. Ancak ve ancak aksini başka bir yazılı belge ile ispat etmeniz gerekmektedir ki bu da çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Oysa ki imza atmadan önce bu hususta danışmış olsaydınız ve sonucu hakkında bilgi sahibi olsaydınız bu belgeleri bu şekilde imzalamayacak gerçek işe giriş çıkış saatlerinizin girilmesini talep edecek ve hakkınızın da ölmesinin önüne geçecektiniz. Yine bir örnek daha verecek olursak ; pandemi var işten çıkış yasağı var, İşkur istiyor , imzalamazsan tazminat alamazsın , imzala paranı alacaksın gibi türlü türlü bahanelerle sizden istifa belgesi yazılması ya da hazır bir belgeye imza atmanız istenebilir. Bu şekilde bir belgeye imza attıktan sonra her şey geç olabilir. Bu belgenin sizi yanılttıklarından bahisle geçersizliğini ispat etmekle de neden uğraşasınız. Kolay yol varken zor yola girmek neden ? Bunun yerine o anda bile arayacağınız iyi bir işçi avukatı sizi uyaracak ve duruma uygun yönlendirmeler ile bu sıkıntılardan kurtaracaktır. Yine örnekleri çoğaltabiliriz, ancak meselenin yeterince açıklandığı kanaatindeyiz.
İŞ AKDİNİN FESHİ SONRASINDA ZAMAN KAYBETMEYİN YASAL YOLLARA BAŞVURU YAPIN
Gerek işçinin iş akdini haklı nedenle ya da kanunda tanınan hakları kullanarak feshi halinde gerekse de işveren tarafından işçinin işten çıkarılması gibi iş akdinin feshi halinde tazminat ve diğer işçilik alacakları için işverenler işçileri oyalayabilmektedir. Bugün ödeyeceğim yarın ödeyeceğim derken oldukça zaman kaybı yaşanmasına ve işçiyi de bezdirmeye çalışabilirler. Büyüklerin dediği gibi aş sıcakken yenmeli. İşten haklı sebeplerle çıksanız da veya işten çıkarılsanız da haklarınız konusunda hemen durum netleştirilmeli ve geçiştirmelere müsaade edilmemelidir. Genelde işverenler ayıp değil mi ödeyecektik, neden hemen avukata verdin, bu kadar yıl ekmek yedin hemen mahkemelik mi olalım kabilinden cümlelerle psikolojik üstünlük sağlamaya çalışsalar da hakkınızı talep etmenin ayıp olmadığını aksine hakkınızın ödenmemesinin ayıp olduğunu bilin. Ayrıca olayın etik tartışması bir tarafa dursun zaman geçtikten işçilik alacaklarınız hakkında zamanaşımı süreleri de işlemektedir. Geçen zamanın aleyhinize olduğunu unutmayın. Bunun yanı sıra özellikle haklı gerekçelerle işi bırakmak istediğinizde fesih tarihinde yasal yollara başvuru yapmak çok önemlidir. ( noterden ihtarname çekmek, yazılı olarak fesih bildirimi yapmak, mail yoluyla haklı feshi bildirmek, arabuluculuk yoluyla başvuru yapmak, avukata vekalet çıkarmak vb…..) Her ne kadar haklı gerekçelerle yapılan fesihte işçi bakımından yazılı bildirim zorunluluğu olmasa ve ihbar süresine uyma yükümlülüğü olmasa da fesihten sonra hemen işlem yapmak yerine yıllar sonra işlem yapmak arasında farklar vardır. En önemlisi haklı fesih iddialarınız hakkındaki samimiyetiniz tartışma noktası olacaktır. Daha basit ifadeyle bir örnek verecek olursak; işyerinden baskı ve mobbing sebebiyle ayrılmak zorunda kalan bir işçinin aradan 3-4 yıl geçtikten sonra dava açması durumunda ister istemez madem bu kadar baskı vardı da şimdi mi aklına geldi ? Tarzında savunmalarla karşı taraf iddialarınızdaki samimilik şüpheye düşebilecektir. Bakıldığında kanunda tanınan zamanaşımı süresinde dava açmış oluyorsunuz ama aradan geçen yıllar yine de samimiyetinize şüphe düşürmüş oluyor. Bunun yerine işten haklı gerekçelerle ayrıldığınızı bildirir yazılı bir belge ya da başvurunuz olsaydı zamanaşımı süresinde olduktan sonra davayı ne zaman açtığınızın önemi kalmayacaktı. Çünkü bazen işçi işten ayrıldığı tarihte kimse kendisine şahitlik yapmak istememekte, işverenden korkmaktadır. Ama aradan belli bir zaman geçtikten sonra şahitlik yapacak kişiler de işyerinden ayrılmış olabilmekte ve şahitlik yapmakta sakınca görmeyebilmektedirler. Görüleceği üzere işten çıkarken ispat edemeyeceğiniz olayları o an yazıya döktüğünüz zaman sonrasında doğan ispat etme fırsatı hakkınızı almanıza sebep olmaktadır. Bu noktada iş akdi ne şekilde feshedilmiş olursa olsun derhal ve aynı gün bir avukat ile iletişime geçmeyi unutmayın.
İŞYERİNE AÇILMIŞ BİR DAVADA BİLDİĞİNİZ HUSUSLARDA SİZDEN TANIKLIK YAPILMASI İSTENİYORSA TALEBİ GERİ ÇEVİRMEYİN, TANIKLIK KAMU GÖREVİDİR
Bugün başkasının başına gelen haksızlığın yarın sizin başınıza da gelebileceğini unutmayın. Kimse tanıklık yaptı ve gerçeği anlattı diye işten çıkarılamaz. Bu yönde bir işlem yapılsa da ya da işi bırakmanız için baskı yapılsa da sırf bu sebeple bile başkaca haklarınızın dahi olabileceğini ve resmi kayıtlarla yaptığınız şahitliğin aslında sizin için güçlü bir delil olduğunu bilin. Tanıklık kamu görevidir. Toplumun adaletin işleyişine katılma borcudur. Bildiğiniz olaylar hakkında sessiz kalarak göz göre göre bir insanın hak kaybı yaşamasına seyirci kalmak etik olarak da uygun değildir. Haksızlık karşısında sessiz kalan her kişi aynı haksızlığa maruz kalır yazılı olmayan bir kuraldır. Bunun sebebi ise haksızlığı yapan kişi ya da kişilerin nasıl olsa ses çıkaran yok bir şey olmuyor diye cesaretlenmesi ve herkese aynı haksızlıkları yapmasıdır. O haksızlık döner dolaşır sizi de bulur. Bu sebeple kamu vicdanının rahat olması için bilginiz olan hususlarda doğru ve dürüst biçimde kamu görevini yapmaktan yani tanıklık yapmaktan çekinmeyin.
ARABULUCULUK SÜRECİNİ ETKİN VE FAYDALI KULLANIN AMA HAKLARINIZDAN FAHİŞ VE AŞIRI FEDAKARLIKLAR YAPMAYIN
Bilindiği üzere artık iş davalarında dava öncesi arabuluculuğa başvuru şart haline getirildi. Toplumda uzlaşma ortamının yaygınlaşması ve mahkemelerin de iş yükünü azaltması gibi amaçlarla getirilen arabuluculuk müessesi oldukça faydalı bir yoldur. Ancak yapılan anlaşma sonrasında üzerinde anlaşılan hususlar için dava açılamaması sonucunu da doğurduğu için maalesef bu kurum bazı işveren ve arabulucular tarafından kötüye kullanılmaya başlanmıştır. İşveren dirsek teması içinde bulunduğu arabulucularda dosya açtırarak tüm işçilik alacakları hususunda işçileri anlaşmaya vardıklarına dair belgeler hazırlatmakta ve işçilerin bu şekilde dava haklarını ortadan kaldırmaya çalıştıkları görülmektedir. Bu durumlara düşmemek için dikkatli olunmalı ve mutlaka hukuki yardım almalısınız. Tabi her arabulucu bu şekilde davranmaz. Geneli faydalı çözümler üretmenize yardımcı olur. Arabuluculuk hak temelli bir müessese olmayıp menfaat temelli bir ortam sağlar. Yani hakkınız örnek vermek için dile getirelim 20.000 TL olsun, ama size arabuluculuk da 16.000 TL teklif ediliyor. Yaklaşık 2 sene sürecek dava sürecini beklemek yerine bugün çok acil işlerinizi çözecek ve sizi belki de bir çok dertten kurtaracak 16.000 TL yi kabul etmeniz menfaatinize uygundur. Evet hakkınızı tam almamış oluyorsunuz ama menfaatinize uygun bir işlem yapmış oluyorsunuz. Ama acil paraya ihtiyaç var diye de 20 bin olan hakkınızı 5-10 binle yok etmeyin. Bu sefer de bütün bütün menfaatinize de ters davranmış olacaksınız. Verdiğimiz rakamlar menfaatinize uygunluğu ölçen rakamlar değildir. Sadece örneklemedir. İşte bu hususta neyin menfaatinize uygun olduğunu nasıl bir yol izlemenizin doğru olacağı ancak doğru bir hukuki yardım almanız sonrasında kararlaştırabilirsiniz. Arabuluculuk aşamasında etkili bir avukatınız varsa hakkınıza en yakın menfaatle sürecinizin olumlu sonuçlanması söz konusu olacaktır.
SON ÇARE OLARAK DAVA AÇILACAKSA DAHİ AVUKATSIZ SÜRECİ YÜRÜTMEYİN
Her işin erbabına teslimi gerekir. İş davalarından anlayan iyi bir avukat sorununuzu geniş kapsamlı irdeleyerek sizin bile fark etmediğiniz noktaları fark edebilir. Dezavantajlı durumdan avantajlı hale gelebilirsiniz. Ayrıca yargılama katı şekil kuralları ve belirli usullerle yürütülür. Bu kalıba aykırı olan işlemlerde esasen haklı bile olsanız haksız çıkabilirsiniz. Bilmediğiniz ya da yabancısı olduğunuz bir alanda çırpınmak yerine işi iyi bilen bir iş avukatı aramak ve süreci ona teslim edip hayatınıza devam etmek sizin için hem madden hem psikolojik olarak daha faydalıdır. Unutmayın ki iyi bir işçi avukatı ile yola çıkmak geldiğiniz yolda döktüğünüz alın terinin karşılığını almak demektir.
Sizlere mesleki tecrübelerimizle edindiğimiz ve önemsediğimiz hususlarda hazırladığımız bu yazıda saydığımız esaslar iş hayatınızda düsturunuz olmasını tavsiye ederiz. Bu sayede sizlere fayda sağlayabildiysek de ne mutlu bizlere….Sağlıcakla kalın…………..
Comments (1)
Çok önemli bilgiler paylaşılmış teşekkür ediyorum saygılar ..