ıVasiyetname, mirasbırakanın yaşamının sona ermesinden sonra sonuç doğurmasını istediği arzular olarak tanımlanabilmektedir. Hukuki anlamda vasiyetname ise tek taraflı, yöneltilmesi gerekli olmayan ölüme bağlı tasarruflardır. Mirasbırakan bu iradesini ölümüne kadar değiştirilebilmekte yahut geri alabilmektedir.
Mirasbırakanın bu yöndeki iradesini açıklarken bir takım şekli şartlara uyması gerekmektedir. Vasiyetnameler yalnızca kanunda öngörülen türlerde yapılabilmekte ve o tür için gerekli şekil şartlarına uyulduğu takdirde sonuç doğurabilmektedir.
Vasiyetname türleri ve şekil şartlarından bahsetmeden öncesinde vasiyetname yapabilmek için kişinin bazı şartları sağlıyor olması bir başka deyişle kişinin vasiyetname yapabilme ehliyetine sahip olması gerekmektedir. 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (Kanun, TMK) 502. maddesi uyarınca vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak ve 15 yaşından büyük olmak gerekmektedir. Ayırt etme gücünden anlaşılması gereken ise mirasbırakanın vasiyetname yapmanın sebep ve sonuçlarını anlayabilecek durumda olmasıdır. Vasiyetnamenin hazırlandığı anda ayırt etme gücünün var olması gerekmektedir. Ayırt etme gücü ile birlikte kişi 15 yaşından büyük olmalıdır. Burada ayırt etme gücüne sahip olması şartıyla kişinin ergin olmadan da 15 yaşının doldurulması ile vasiyetname yapma ehliyetine sahip olduğu görülmektedir.
Vasiyetname türlerine dönecek olursak, vasiyetnameler TMK 531. madde uyarınca resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve istisnai olarak sözlü vasiyetname olarak yapılabilmektedir.
RESMİ VASİYETNAME
Resmi vasiyetnameler iki tanığın katılması ile sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş resmi memur tarafından düzenlenmektedir. Mirasbırakan tarafından bildirilen arzular, resmi memur tarafından yazılmaktadır. Yazılan vasiyetname öncelikle mirabırakan tarafından okunarak imzalanmakta, sonrasında memur tarafından tarih konularak imzalanmaktadır. Tarih ve imza aşamasından sonra mirasbırakanın vasiyetnameyi okuduğunu ve bunun son arzularını içerdiğini, memurun huzurunda iki tanığa beyan etmesi gerekmektedir. Tanıkların ise bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufta bulunmaya ehil gördüklerini, vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalamaları gerekmektedir. Burada tanıkların mirasbırakanın vasiyetname yapma iradesine ve tasarrufta bulunma ehliyetine yönelik tanıklıkları bulunmaktadır. Tanıkların vasiyetnamenin içeriğini bilmeleri zorunlu değildir. Resmi vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetname aslını saklama yükümlülüğü altındadır.
Bazı hallerde mirasbırakanın vasiyetnameyi okuması veya imzalaması mümkün olmayabilmektedir. Bu durumda memurun, vasiyetnameyi iki tanığın önünde mirasbırakana okuması gerekmekte olup, mirasbırakan da vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan etmelidir. Tanıkların ise mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini, vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak imzalamaları gerekmektedir.
Tanıklar noktasında önem arz eden husus ise tanıkların düzenlemeye katılma yasağı bulunan kişilerden olmamasıdır. TBK 536. maddesi ile düzenlemeye katılma yasağı bulunan kişiler açıkça belirtilmektedir. Buna göre fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olabilmeleri mümkün değildir. Yine Kanun tarafından mirasbırakanın resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunması yasaklanmaktadır.
Konu ile ilgili Yargıtay kararlarına bakıldığında ;
“Somut olayda, davaya konu vasiyetnamede; mirasbırakan imzasının olması gereken yerde ”sol el baş parmak izi” bulunmakta olup, mirasbırakanın okur yazar olup olmadığı, okur yazar ise neden imza yerine parmak izi kullandığı anlaşılamamaktadır. Şayet mirasbırakan okur yazar değil ise vasiyetname yukarıda belirtildiği üzere, TMK. nun 535. maddesinde gösterilen şekle uygun yapılmamış, vasiyetnamenin noter tarafından mirasbırakana okunmak üzere verildiği onun da okuduğu belirtilmiş, şayet mirasbırakan okur yazar ise de; neden imza yerine parmak izi kullandığına dair bir şerh düşülmemiştir. Bu hali ile davaya konu vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarına bağlı olarak yapıldığından bahsedilemeyecektir.O halde mahkemece; yasada gösterilen şekle uygun olarak düzenlenmemiş olan vasiyetnamenin bu gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Yapılan bu açıklamalar karşısında, mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onanmasına karar verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmakla, davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.”
YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2018/5856 E., 2018/10138 K.
Resmi vasiyetnamede imza hususunda görüldüğü üzere kişinin okur yazar olup olmadığı, okur yazar kişi bakımından imzanın zorunlu olduğu belirtilmektedir. Şayet kişi okur yazar olmadığı halde yukarıda izah edilen şekilde vasiyetnamenin iki tanık önünde memur tarafından okunarak düzenlenmesi gerekmektedir. İmza yerine parmak izi kullanıldığı durumda bu hususun açıklığa kavuşturulası gerekmektedir. Aksi halde kararda da belirtildiği üzere vasiyetnamenin iptaline karar verilmektedir.
“Davaya konu vasiyetname, mirasbırakan okuryazar olmadığından noter tarafından okuyamayan & yazamayanlara özgü vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Ne var ki, vasiyetnamede tanıkların “mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.Mahkemece; TMK’nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptali hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”
YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2019/5449 E. , 2019/9818 K.
Yukarıda da izah edildiği üzere tanıkların resmi vasiyetnamede öngörülen şartlara uygun olarak beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufta bulunmaya ehil gördüklerini belirtmeleri gerekmektedir. Bu beyanın yokluğu halinde vasiyetname geçersiz olmaktadır.
EL YAZILI VASİYETNAME
Mirasbırakan, resmi memur veya tanık olmaksızın kendi el yazısı ile de vasiyetname hazırlayabilmektedir. TMK 538. madde kapsamında el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması gerekmektedir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere el yazılı vasiyetname, bilgisayar aracılığıyla yazılıp imzalandığı yahut tarih belirtmediği hallerde geçerli olmayacaktır. Yine tarih noktasında, tarihin gün, ay, yıl olarak saptanabildiği hallerde de açıkça yazmasa dahi vasiyetnamenin geçerli olduğu kabul edilecektir. Burada önem arz eden husus gün, ay ve yılın açık olarak saptanabilmesi, belirsiz gün yahut zaman aralığının bulunmamasıdır.
El yazılı vasiyetname yukarıda belirtilen şekilde hazırlanmasının ardından saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilmektedir. Bu husus bir geçerlilik koşulu değil, kişinin isteğine bağlıdır.
“TMK’nun 538/2 maddesi “El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Bu hüküm, emredici bir hüküm değildir. Diğer bir deyişle, el yazılı vasiyetname tevdi olunmamışsa, bu husus vasiyetnameyi hükümsüz kılmaz, bu sebeple vasiyetnamenin iptali yoluna gidilemez.Şu halde, el yazılı vasiyetname resmi mercie bırakılmamış olsa bile, yine geçerlidir. TMK’nun 595.maddesi hükmüne göre, bir kişinin ölümü halinde bir vasiyetnamesi ortaya çıkarsa bunu bulan kişi sulh hakimine vermekle yükümlüdür. Bu madde hükmünden de tevdi edilmemiş vasiyetnamenin geçerli olduğu sonucu çıkmaktadır.”
YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2018/4826 E., 2019/3940 K.
SÖZLÜ VASİYETNAME
Kanunda sözlü vasiyetname, resmi vasiyetname veya el yazılı vasiyetname hazırlanabilmesi mümkün olmayan durumlarda istisnai olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple sözlü vasiyetnameler, yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlarda ve resmi vasiyetname veya el yazılı vasiyetname hazırlanabilmesi mümkün olmayan yapılabilmektedir.
Sözlü vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için yukarıdaki açıklamalara ek olarak bazı koşulların da yerine getirilmesi gerekmektedir. Öncelikle mirasbırakan olağanüstü bir durumun varlığında, son arzularını iki tanığa anlatmalı ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yüklemelidir. Tanıklar ise okur yazar olma koşulu hariç olmak üzere resmî vasiyetname düzenlenmesindeki tanık olamayacak kişilerden olmamalıdır.
Görevlendirilen tanıklardan birinin, mirasbırakanın beyan ettiği arzuları yer, gün, ay ve yıl belirterek yazması hemen yazması gerekmektedir. Yazılan bu belge, iki tanık tarafından da imzalanmalı ve tanıkların vakit geçirmeksizin bu belgeyi bir sulh veya asliye mahkemesine vermeleri gerekmektedir. Tanıkların belgeyi verirken, mirasbırakanın vasiyetname yapmaya ehil olduğunu, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan etmeleri gerekmektedir. Tanıklar bu şekilde belgeyi hazırlayarak teslim edebilecekleri gibi, yine birlikte mahkemeye başvurarak aynı hususları mahkeme nezdinde tutanağa da geçirtebilirler.
“Somut olayda; mirasbırakan kök muris N..’nin, sağlığında kendisine bakan davacıya, dava konusu evi sözlü olarak vasiyet ettiği ileri sürülmektedir. Mahkemenin kabulü ve davayı nitelendirmesi de bu yöndedir. Yukarıda açıklanan kanun hükmünde de belirtildiği üzere, mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi ve el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.Olayımızda, ise; sözlü vasiyet şartları mevcut değildir. Zira, mirasbırakanın, vefatından ne kadar zaman önce böyle bir vasiyette bulunduğu dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, TMK 540.maddesi uyarınca, sözlü vasiyet tanıkları, “vakit geçirmeksizin” vasiyetnameyi “birlikte” mahkemeye vermek ya da durumu hakime beyan ederek tutanak düzenlettirmekle yükümlüdür.
Bu kural vasiyetnamenin geçerliliğine ilişkin bir emredici hüküm olup, amacı çeşitli sebeplerle mirasçılarının haklarının ziyanını önlemektir. Tanıklar, vasiyetle ilgili bir belge düzenlemedikleri gibi, mirasbırakanın ölümünden sonra, vasiyetname ile ilgili mahkemeye bir başvuruda da bulunmamışlardır. O halde, sözlü vasiyetname şartlarının gerçekleştiğinden sözedilemez. Mahkemece, bu hususta yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, davayı kabul etmeyen davalılar yönünden de davanın kabulü ile tapunun tümden iptaline ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2014/11363 E. , 2014/15934 K.
Görüldüğü üzere kararda, sözlü vasiyetnamenin olağanüstü durumlarda yapılması şartıyla birlikte tarihin belirlenememesi, tanıkların vasiyetnameyi birlikte ve vakit geçirmeden mahkemeye bildirmek veya hakime beyan ederek düzenlettirmek koşullarına da uymadığı tespit edilmiştir. Bu şartlar altında sözlü vasiyetnameden söz edilemeyecektir.
Sözlü vasiyetname, askerlik hizmetinden kaynaklanan bir durumda yapılmak isteniyor ise tanıklar mahkeme yerine teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subaya başvurabilirler. Mirasbırakanın ülke dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunması halinde ise o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçebilmektedir.
Sözlü vasiyetname, yukarıda da izah edildiği üzere resmi veya el yazılı vasiyetname yapılma olanağı bulunmayan hallerde yapılabilmektedir. Bu sebeple TMK 541. madde uyarınca mirasbırakanın sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, mirasbırakanın vasiyetnameyi geri alıp almamasından bağımsız olarak Kanun gereği bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşmektedir.
SONUÇ olarak, hangi türde olursa olsun vasiyetnamelerin geçerli olabilmesi için seçilen vasiyetname türünün şartlarının sağlanmış olması gerekmektedir. Aksi halde mirasbırakanın, ölümüne bağlı arzularının yerine getirilmesinde sıkıntılar yaşanacaktır.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın