Her ne kadar kaza tarihinde kazançları olmasa da, ev hanımlarının da, iyileşme süresi için geçici iş göremezlik zararları (kazanç kaybı) olduğuna ve bu zararın AGİ ilavesiz net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğine dair Yargıtay kararını paylaşıyoruz.
Konuya ilişkin Yargıtay 17. H.D. 2016/901 E. 2019/295 K. Sayılı kararı incelendiğinde
Somut olayda davacının kaza tarihinde herhangi bir işte çalışmadığı, ev hanımı olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda davacının ev hanımı olduğu ve asgari ücret düzeyinde gelir elde elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılması yerindedir. Ancak anılan raporda ücretin netleştirilmesi sırasında asgari geçim indiriminin dikkate alınması hatalı olmuştur.
Davacının zararının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı ev hanımı olan davacının uğradığı zararın hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açık ve seçiktir
Buna göre davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararına ilişkin hesaplamada Asgari Geçim İndirimsiz asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir…”
Ev kadını olan davacının normal yaşama süresince, ev işlerini ve hizmetlerini yürütürken, beden gücündeki eksilme nedeniyle sarfedeceği fazla efor karşılığı hesap ettirilip, bulunacak maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmelidir.

Dava dilekçesinde, trafik olayı sonucu sol gözünün 8/10 görme gücünü yitiren davacının bu yüzden gelir kaybı olarak uğradığı zarar karşılığının ödetilmesi istenilmiştir. Böylece sol gözdeki görmemenin genel beden gücünde doğuracağı eksilme nedeniyle davacının bir zarara uğradığı iddiasına yer verilmiş demektir. Evlenen ve evine çekilen davacının ev işleri ve hizmetlerini yürütürken bu beden gücündeki eksilme nedeniyle fazla efor sarfetmesi karşılığı olarak maddi tazminatın ödetilmesine hak kazandığı kabul edilebilir ki, yerel mahkemece dayanılan bilirkişi raporunda, 26 yaşından 60 yaşına değin “gelir kaybına” uğradığından hareketle maddi tazminatın belirlenmesi, davacının evlenip evine çekilmesi gerçeği ile bağdaşmamıştır.
Öyleyse mahkemece yapılacak iş, sol gözdeki görmemenin genel beden gücünde yaratacağı eksilmeyi usulüne göre saptamak ve davacının normal yaşama süresinde ev işlerini ve hizmetlerini yürütürken bu beden gücündeki eksilme nedeniyle sarfedeceği fazla efor karşılığını hesap ettirip peşin sermaye değerine indirilmesi yoluyla bulunacak maddi tazminatın ödetilmesine karar vermekten ibarettir. Böyle bir durumu yansıtmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi yerinde olmadığından, davalılar vekilinin temyiz itirazları yalnızca bu yönden kabul edilmeli ve hüküm davalılar yararına bozulmalıdır.
15.HD. 20.10.1975, E. 1975/3787- K. 1975/4103 (YKD. 1976/6-879)
Ev kadını yönünden zararın saptanmasında yaşam süresi gözönüne alınmalıdır. Evinin hizmeti yönünden çalışma gücündeki kaybın yaşam süresince devam edeceğinin kabulü gerekir.
Davacının kazada yaralanma sonucu malul kalan kızı Z.Ö.’in Adli Tıp İhtisas Kurulundan verilen raporla %13 oranında çalışma gücünü kaybettiği saptanmıştır.
Halen reşit bulunmayan ve belli bir meslek edinmemiş olan küçük Z.Ö.’in bilirkişi incelemesinin yapıldığı tarihe kadar gerçek ve bu tarihten son¬raki ileriye yönelik olarak muhtemel zararının bilirkişi incelemesinin yapılacağı tarih itibariyle geçerli asgari ücret üzerinden hesaplanması Yargıtay’ın yerleşmiş kuralıdır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu kurala uyulmuş ise de, ev kadını olarak hesaplanan muhtemel zarar yönünden fazal çalışma süresi 55 yaş üzerinden hesaplama yapılmışıtr.

Oysa evinin hiz¬meti yönünden çalışma gücündeki kaybın yaşam. süresince devam edeceğinin kabulü gerekir. Küçük Z.’in ömür sürecinin P.M.F. tablosu gözetilerek saptanmalı, raporda kabul edildiği şekilde 18 yaşından itibaren ömür boyun¬ca devam edecek çalışma gücü kaybından doğan zararı hesaplanmalıdır.
Bu durumda mahkemece yeniden uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor tarihine kadar geçen süre için gerçek zararın ve bu tarihten sonra yaşam sürecindeki muhtemel zararının da rapor tarihindeki asgari üc¬ret gözetilerek hesaplanması ve nihai zararın saptanması gerekmektedir.
Yukarıda yazılı nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.4.1993 tarih 92/7/61-93/2936 sayılı ilamına anılan bentlerin bozma nedeni olarak ilavesine 14.10.1993 gününde oy¬birliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.