BELLİ OLMAYAN ADAM ÖLDÜRME VE ARŞİV KAYDININ SİLİNMESİ
Yargıtay
1. Ceza Dairesi
Esas : 2011/3309
Karar : 2011/2343
Karar Tarihi : 18.4.2011
• ASLİ FAİLİ BELLİ OLMAYAN ADAM ÖLDÜRME ( Hükümlünün Silme İşlemine Konu Cezasının 1 Yıldan Fazla Hapis Cezası Olduğu – Arşiv Kaydından Çıkartılmasının Mümkün Olmadığı )
• ARŞİV KAYDININ SİLİNMESİ ( Asli Faili Belli Olmayan Adam Öldürme – Hükümlünün Silme İşlemine Konu Cezasının 1 Yıldan Fazla Hapis Cezası Olduğu/Arşiv Kaydından Çıkartılmasının Mümkün Olmadığı )
ÖZET : Uyuşmazlık asli faili belli olmayan adam öldürmek suçundan hükümlünün arşiv kaydının silinmesine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir. “Taksirli suçlar hariç toplam 1 yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasını hüküm giymiş olanlar affa uğramış olsalar bile Milletvekili seçilemezler” şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlünün silme işlemine konu cezasının 1 yıldan fazla hapis cezası olduğu, arşiv kaydından çıkartılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple verilen silinmeye ilişkin karara yapılan vaki itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
DAVA : Asli faili belli olmayan adam öldürmek suçundan sanığın, 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 452/1,463/1,59 maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Düzce Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17.12.1996 tarihli ve 1996/117 esas, 1996/224 Sayılı kararını müteakip, hükümlünün arşiv kaydının silinmesi talebi üzerine, arşiv kaydının silinmesine ilişkin aynı Mahkemenin 31.3.2010 tarihli ve 2010/326 değişik iş sayılı kararına karşı itirazın reddine ilişkin Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5.7.2010 tarihli ve 2010/723 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesi 2. fıkrasında “Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 Sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükümün esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkumiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer Asliye Ceza Mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın eyleminin Anayasanın 76. maddesi kapsamında kaldığı ve 5352 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkumiyet hükmünün arşiv kaydından çıkarılmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde verilen karara itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden söz edilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 19.1.2011 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00. 4105-81-9066-2010/786/4620 Sayılı yazılı istemlerine müsteniden anılan kararın 5271 Sayılı C.M.K.nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 7.3.2011 tarih 62968 Sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : I-)Olay : Asli faili belli olmayan adam öldürme suçundan sanık İ. K.’nın 765 Sayılı T.C.K.nun 452/1,463/1,59 maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin Düzce Ağır Ceza Mahkemesince verilmiş mahkumiyet hükmünün silinmesi için hükümlünün talebi üzerine, anılan mahkemece arşiv kaydının silinmesine dair 31.3.2010 gün 326 değişik iş sayılı karar verilmiştir.
Bu karara Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğünün 3.5.2010 gün 13560 Sayılı yazılarıyla hükümlü hakkındaki arşive alınan kaydın silinmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, silinmeye ilişkin karara Düzce Cumhuriyet Savcısı ( 42610 ) tarafından mahkemesine itiraz edilmiş, ancak Düzce Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine dair karar verilmiş, bu itirazın incelenmesi için C.M.K.267,268 maddeleri gereği Bolu Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, anılan mahkemenin 5.7.2010 gün 723 Sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiştir. Mevcut kararın kanun yararına bozulması talebiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün talebi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığınca itirazın kabulü yerine reddine dair karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması talebiyle dosya Dairemize intikal etmiştir.
II )Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı : Asli faili belli olmayan adam öldürme suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum edilen hükümlünün, bu cezaya ilişkin arşiv kaydının silinmesine karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
III ) Hukuksal değerlendirme : 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunun geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtların silinmesine ilişkin koşullar düzenlenmiş olup, mülga 3682 Sayılı Adli Sicil Kanunun 8. maddesinde belirtilen şartlar oluştuğunda silinmesi mümkün suçlara ilişkin Adli sicil kayıtları mahkemelerce verilen silme kararlarına istinaden veya Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce oluşturulan komisyonlarca adli sicil kaydından çıkartılacağı, madde metnindeki “Affa uğramış olsalar bile” başta Anayasanın 76. maddesi ile bazı özel kanunlarda sayılan suç ve cezalar 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunun 10. maddesine istinaden istenildiğinde verilmek üzere arşiv kaydına alınmakta , aynı kanunun 12. maddesinde belirtilen haller dışında silinmesine yasal imkan bulunmamaktadır. Anayasanın 76. maddesinde “taksirli suçlar hariç toplam 1 yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasını hüküm giymiş olanlar affa uğramış olsalar bile Milletvekili seçilemezler” şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlünün silme işlemine konu cezasının 1 yıldan fazla hapis cezası olduğu, gerek Anayasanın 76 maddesi kapsamında kalması ve gerekse 5352 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca arşiv kaydından çıkartılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple verilen silinmeye ilişkin karara yapılan vaki itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Bu sebeplerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5.7.2010 tarih, 2010/723 D iş sayılı kararının, 5271 Sayılı C.M.K.nun 309. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), 18.4.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Bu konu hakkındaki benzer makaleler için tıklayın