6284 Sayılı Kanun Kapsamında Kimler Koruyucu ve Önleyici Tedbir Kararı Talep Edebilir?
Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler korunmak ve şiddetin önlenmesi amacıyla, Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirler talep edebilir. Mülki amir ve Aile Mahkemesi hakiminden tedbir kararı talep edilebilir.
Mülki Amir Tarafından Verilecek Koruyucu Tedbir Kararları Nelerdir?
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında, korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:
- Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.
- Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.
- Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
- Hayati tehlikesinin bulunması durumunda, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
- Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
- Gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda, tedbir talep eden kişi için, aşağıdaki tedbirler ilgili kolluk amirlerince de alınabilir:
Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması
Hayati tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
Bu durumlarda, kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk iş günü içinde mülki amirin onayına sunar. Mülki amir tarafından kırk sekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler, kendiliğinden kalkar.
6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN ÜZERİNE İNCELEME
Kadına yönelik ve aile içi şiddet yalnızca ülkemizde değil, dünyanın her yerinde ağır insan hakları ihlallerine yol açan ve kesin çözüm bekleyen, ağır ve sancılı bir toplum vakasıdır. Özellikle evlilik birliği içerisinde yaşanan şiddetin, toplumun temel yapısı olan aile kurumuna telafisi güç zararlar verdiği tartışmasızdır. Bu durum toplumu öylesine derinden sarsar hale gelmiştir ki, her geçen gün yaşanan dayak, işkence, tecavüz ve cinayet gibi akıl almaz şiddet olayları yazılı ve görsel basına da yansımaktadır.
Anayasa’nın bu konuda devlete yüklediği pozitif ve negatif yükümlülükler gereği idare; bu yükümlüğü, özel yetkilerle donatılmış olan idari kolluk vasıtasıyla yerine getirmektedir. Türk Medeni Kanunu ile aile ve evlilik birliğinin korunması öngörülmüş olmakla birlikte; kanunda şiddetin önlenmesine ilişkin özel hükümlerin yer almaması ve aile hukuku yargılamasının uzun sürmesi sebepleriyle bu süreci hızlandırmak ve ani önlemler almak adına yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur. Kadının, ailenin ve çocuğun korunmasına ilişkin bu toplumsal ihtiyacın bir getirisi olarak, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun yetersizliği karşısında; “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Hakkında Kanun” ve bu kanunun uygulama yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Bu sayede hem TMK hükümlerinin bir tamamlayıcısı olarak ailenin, hem de kadınların ve diğer şiddet mağdurlarının korunması amaçlanmıştır.
Bu noktada tartışmalar ve açıklamalarımız, toplumsal cinsiyet yaklaşımı ve bahsi geçen 6284 sayılı kanunun lafzı sebebiyle, genel olarak kadına yönelik şiddet etrafında yoğunlaşmakla birlikte, şiddetin mağdurunun her cinsiyetten veya cinsiyet seçimi olmayan birey olabileceğini ve bu şahısların da şiddetten korunmaya muhtaç olduğunu unutmamak gerekmektedir. Bahsi geçen kanuni düzenleme de yalnızca kadına yönelik şiddete karşı kadını korumak amacıyla getirilmemiş, ailenin korunması yegâne amaç olarak ortaya konulmuştur. Ancak kanunda birtakım eksiklikler ve Anayasa’nın eşitliğe ilişkin hükümlerine karşı tartışmalar olduğunun unutulmaması gerekmektedir.
Yasanın amacı, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi ile alınacak tedbirler olarak açıklanmıştır. Burada yasa koyucunun tercihi ortaya çıkmakla birlikte; erkek ancak, ya aile bireyleri içinde ise ya da tek taraflı ısrarlı takip mağduru ise bu yasa ile getirilen olanaklardan yararlanabilecektir.
Örneğin, trafikte yaşanan bir tartışma sonucu şiddet mağduru olan kadın bu kanun ile korunabilecekken, şiddet mağduru birey, erkekse bu korumadan yararlanamayacaktır. Bu husus yukarıda bahsettiğimiz üzere eşitlik tartışmasını gündeme getirirken Anayasa’nın 10. maddesi ile getirilen “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” ibaresi gereği, hüküm pozitif ayrımcılık getirdiğinden, eşitliğe aykırı görülemeyecektir.
Kanunda korunacak bireylerin kimler olduğu sayılmış olmakla birlikte, belirtilen bu bireylerin kimleri kapsayacağına ilişkin ayrıntılı açıklama yapılmamıştır. Örneğin aile bireylerinin korunacağı belirtilmiş, ancak aile bireylerinin Türk toplumundaki genişliği göz ardı edilerek, kimlerin bu kapsama dâhil olacağı sayılmamıştır. Özellikle erkek bireyler açısından bu durum bir sorun teşkil etmekte olup, geniş aile yapısında aynı hanede yaşayan dayı, amca veya dedenin mağdur olarak bu kanun kapsamında korunup korunmayacağı hâlâ muammalıdır.
Mağdurun kanunda sayılan kişilerden olması haricinde, başka uygulanma şartları da öngörülmüştür. Kanun kapsamında sayılan mağdurların korunabilmesi için, şiddete uğramaları veya şiddete uğrama tehlikelerinin varlığı şarttır. Eski kanundan farklı olarak 6284 sayılı kanun ile hiç şiddete uğramasa dahi, şiddete uğrama korkusuyla yaşayan kişiler de korunmakta; ancak “şiddete uğrama tehlikesi” kavramı kanunda ayrıca açıklanmamaktadır. Haliyle burada da bir eksiklik mevcuttur.
Şiddetin veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı halinde, mağdurun ya da üçüncü kişilerin ihbar veya şikâyette bulunması gerekmektedir. Nitekim 6284 sayılı kanunun 7. maddesinde şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin varlığı halinde bu durumun resmi makam veya mercilere herkes tarafından ihbar edilebileceği belirtilmektedir. Zira insani bir yükümlülük olması haricinde, şiddet konusu eylemin Türk Ceza Kanunu anlamında da suç teşkil etmesi halinde, kişinin TCK’nın 278. maddesi bağlamında ihbar yükümlülüğünün bulunduğunun unutulmaması gerekmektedir.
Kanunun uygulanabilmesi bakımından mülkî amir, hâkim veya kolluk görevlileri tarafından, şiddet mağdurları veya şiddet uygulayanlar hakkında 6284 sayılı kanunda sayılan tedbirlerin alınmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bu tedbirlere karar verilebilmesi için görevli olan mahkeme, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un işaret ettiği gibi aile mahkemeleridir. Yani şiddet mağdurları veya şiddeti uygulayanlar hakkında tedbir yetkisi ve kanundaki önlemlere başvurma yetkisi aile mahkemesi hâkimine aittir. Aile Mahkemesi hâkimi, kanunun 4. ve 5. maddelerinde yer alan “koruyucu” ve “önleyici” tedbirleri alabilmektedir.
Kanun Kapsamındaki Haklarınız Neler?
Sığınak talep edebilirsiniz.
Diyelim ki; şiddete uğradınız ve acil olarak eviniz veya yakınlarınızın evi dışında kalacak güvenli bir yere ihtiyacınız var. Bu durumda, kendiniz ve çocuklarınız için bulunduğunuz şehirde veya başka bir şehirde uygun bir barınma yeri isteyebilirsiniz.
Ağır ve acil bir şiddet durumu söz konusuysa ve kalabileceğiniz güvenli bir yer yoksa, bu durumda sığınak sizin için en güvenli barınma yeridir. Sığınakların adresleri gizlidir ve siz istemediğiniz sürece kimse size ulaşamaz.
Unutmayın, gece yarısı ya da hafta sonu karakola gitmek zorunda kalsanız dahi, polisin* sizi en yakın sığınağa ulaştırması gerekir. Eğer bölgede sığınak yoksa ya da sığınakta yeterli yer bulunmuyorsa polis sizi hemen güvenli bir mekâna (otel, polis evi gibi) götürüp güvenliğinizi sağlamakla yükümlüdür.
Kanun’a göre, polisin yetkili olmadığı bölgelerde, jandarma da aynı görev ve yetkilere sahiptir.
Geçici Koruma (Yakın Koruma) altına alınmayı talep edebilirsiniz.
Şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali olan kişinin size zarar vermesinden endişe ediyorsanız, dışarı çıktığınızda, işe giderken vb size eşlik edecek bir polisin görevlendirilmesini isteyebilirsiniz.
Acil ve hemen müdahale edilmesi gereken bir durum söz konusu ise en yakın polis ya da jandarma da yakın koruma vermekle yükümlüdür. Olayı takip eden ilk iş gününde, aldıkları bu kararı valilik veya kaymakamlığa onaylatırlar.
Şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasını isteyebilir ve size yaklaşmasının engellenmesini talep edebilirsiniz.
Şiddet uygulayan kişiyi birlikte yaşadığınız ortak konuttan uzaklaştırabilir, karar süresi içerisinde bu konuta, işyerinize, çocuğunuzun okuluna ve size yaklaşmasını engelleyebilir ve siz bu konutta yaşamaya devam edebilirsiniz.
Ancak, ciddi bir hayati tehlike altında bulunduğunuzu düşünüyorsanız, sığınağa yerleşmek sizin için daha hızlı ve koruyucu bir seçenek olabilir.
Şiddet uygulayanın sizi rahatsız etmesinin engellenmesini isteyebilirsiniz.
Şiddet uygulayanın size telefon, mail, sosyal medya veya herhangi bir yöntem aracılığıyla ulaşmasının engellenmesini isteyebilirsiniz.
Adresinizin gizlenmesini isteyebilirsiniz.
Can güvenliğiniz tehdit altındaysa ve/veya şiddet uygulayandan kaçıyorsanız, kimlik ve adres bilgilerinizin tüm resmi kayıtlarda gizlenmesini isteyebilirsiniz. Çünkü̈ şiddet uygulayan kişi, nüfus kayıt sisteminden, sağlık sigorta kayıtlarından, çocuğunuz varsa çocuğunuzun okulundan veya başka bir resmi kayıt yoluyla adresinize ulaşabilir. Yapacağınız başvuruda, adres ve kimlik bilgilerinizin gizlenmesini talep ettiğinizi açıkça belirtin ve bu gizlilik kararının, aile mahkemesince yazılacak karar metninde açık ve ayrıntılı olarak yer almasını isteyin.
Bunun yanı sıra, size doğrudan şiddet uygulayan bir kişi yoksa ama potansiyel olarak can güvenliği tehdidi altında iseniz, örneğin sevgilinizden hamile kaldınız ve bu durumu ailenizin öğrenmesi halinde can güvenliği tehdidi altındaysanız, şiddet uygulayan bir kişi göstermeksizin de (hasım göstermeksizin) kimlik ve adres bilgilerinizin tüm resmi kayıtlarda gizlenmesini isteyebilirsiniz.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın
Aklınıza takılan tüm soruları sorabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekinmeyin.