Taahhüdü İhlal Hapis Cezalarına Karşı Ne Yapılmalıdır ?2012 yılında icra iflas kanununda yapılan değişiklikle ev eşyalarının haczine sınırlama getirilmiştir.Fakat ev veya iş yeri eşyalarının haczi acımasızca sürdüğü günlerden kalan icra iflas kanunu 340. maddeye istinaden verilmiş ödeme taahhütleri vardır ve bunlar yerine getirilmediği için binlerce insan taahhüdü ihlal hapis cezalarıyla karşı karşıyadır. Toplumun çok büyük bir kesiminin, ödeyemediği kredi kartı, banka kredisi, senet, çek borcu ile ilgili ödeme Taahhüdü bulunmakta ve ödeme gücü olmadığından hapis cezası almış durumda ya da almak üzeredir.Ödeyemediği borcundan dolayı konuyu erteleyebilmek, eşyasının haczedilmesini engelleyebilmek ya da zamanla öderim inşallah niyeti ile gerek evlerine ya da işyerlerine gelen icra memurları önünde gerekse,Tenziğle bazı Avukatların tahsilat baskısı nedeniyle icra dairelerinde ödeme Taahhüdünde bulunuyorlar. Esasen bu hapis cezasıyla karşı karşıya kalanların büyük çoğunluğu ev hanımlarıdır. Aile reisinin bir şekilde doğmuş olan borcundan dolayı eve haciz gelmekte, çevre ve çocuklarına karşı mahcubiyet yaşayan evin hanımına bu baskı altında taahhüt imzalatmakta ve ödenmeyen bu taahhüt sonucu evin hanımı, anne cezaevine girmektedir. Bu hem hukuksal boyutta hem de vicdanen kabul edilemez bir vakadır. Kaldı ki bir çok ev hanımın bu taahhüdün yerine getirilemediği zaman hapis cezası ile karşı karşıya kalacağından haberi yoktur.Çünkü Taahhüdün ne olduğu ne demek olduğunu cezası var mı, yok mu doğru dürüst açıklanmamakta üstü kapalı geçiştirildiği görülmekte ve duyulmaktadır. Tenziğle, Ne yazık ki bazı icra memurlarımız bile bu yaptırımın olduğunu, borçluya izah etme görevini unutmuş ta olabilir,ayrıca taahhüdü yapıp imzayı aldıktan sonra bunun cezası olduğunu söyleyenlerde buluna bilmektedir,hayır taahhüt yapılmadan taahhüde imza atılmadan bunlar tek tek icra memuru tarafından izah edilmesi zorunluluğu olduğu gibi görevidir.AYRICA;Haciz anında yahut icra Müdürlüğü’nde İCRA KEFİLLİĞİ ve ÖDEME TAAHHÜDÜ olunacaksa öncelikle bu kişinin evli olup olmadığına bakılması , evli ise her ikisinde de eş rızası aranması gerekir ve Yeni 6098 Sayılı Borçlar Kanunu md.854 gereğincede şarttır. Ancak,limited şirket ortak müdürü, A.Ş müdür ve Yünetim Kurulu üyeleri, ticari sicile kayıtlı işletmenin sahibi işletmesi adına kefil oluyorsa eş rızası aranmaz.YENİ BORÇLAR KANUNU[b]MADDE 584 – Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. MADDE 583 – Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.BU NEDENLE;Evli olan kişilerin bu rızası yazılı olarak alınmadığı sürece İcra Kefilliği geçersiz olup,YAPILAN ÖDEME TAAHHÜDÜ DE GEÇERSİZ OLACAĞINDAN BAĞIŞLA ,ÖDEME TAAHHÜDÜ İHLAL NEDENİ İLE İCRA CEZA MAHKEMESİNDE AÇILAN CEZASI DAVASINDA ÖDEME TAAHHÜDÜN DE BULAN KİŞİYE CEZA VERİLEMEYİP BERAAT KARARI VERİLECEKTİR.Öncelikle Haciz esnasında ödeme taahhüdünde bulunan borçluya karşı taahhüdün ihlali sebebiyle açılan davada “nüfus kaydı incelenmesinde sanığın evli olduğunun anlaşıldığı ve tutanakta yazılı kefalete eşinin onayının alınmadığı” anlaşılırsa bu neden gerekçesiyle aynen taahhütte bulunana beraat kararı verilir.Sonuç olarak, 3 aylık hapis cezası alan ve kolluk kuvvetlerince aranan zor durumda kalan bu kişiler Bazı alacaklı avukatının, asıl alacağının çok çok üstünde talep edilen bir rakamla, yani “Bana bu miktarı ödersin ya da cezaevini boylarsın” gibi kelimeleriyle karşı karşıya kalındığı da görülmektedir.İcra mahkemesi. kararından ve kararın kesinleşmesinden önce tutuklama söz konusu olmaz ve taahhüdü ihlal suçun unsurları oluşmuşsa 2004/340 maddesine göre.. ödeme şartını makul bir sebep olmaksızın ihlal halinde alacaklının şikayeti üzerine 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilir ve hapsin tatbikine başladıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye olunur.Mahkemede hazırsanız karar yüzünüze verildiğinde tefhimen yani yüze okundu ve tebliğ edildi demektir bu karara 7 günlük itiraz süreniz başlamıştır ,eğer mahkemede hazır bulunmaz karar gıyabınızda verilmişse bu karar size yazılı olarak adresinize gönderilerek tebliğ edilir ve tebliğ aldığınız tarihten itibaren bu ceza kararına karşı bir üst numaralı icra ceza mahkemesine 7 günlük itiraz süreniz başlamış demektir.Borçlu tarafından yapılan ve alacaklının onayına tabi olan taahhüdler uygulamada ev ve iş yeri hacizleriyle oluşan baskı sonucu yapılan taahhüdlerdir. Hakim ortada geçerli bir taahhüd varsa ve taahhüde uymamanın makul bir sebebi yoksa cezaya hükmedecektir.
Yazar
Gaziantep Barosu'na kayıtlı Avukat Abdulkadir AKILLAR, hukuk alanında geniş bir deneyime sahiptir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Türkiye derecesiyle mezun olan AKILLAR, özellikle İş Davaları, Boşanma Davaları, Ağır Ceza Davaları, Miras Davaları, İdare Hukuku Davaları ve Tüketici Davaları gibi konularda derin bir uzmanlığa sahiptir. Aynı zamanda Uzman Arabulucu olarak da görev yapan AKILLAR, hukuk alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek müvekkillerine en iyi hizmeti sunmayı amaçlar. Avukat Abdulkadir AKILLAR ile iletişime geçmek ve hukuki hizmet almak isteyenler, bu platform üzerinden kendisiyle doğrudan temasa geçebilirler.