Mahkeme Hakimine Hitaben, Hakiminiz de Karşı Tarafın Avukatlığını Yaptı, Davayı Onlara Kazandırdı Şeklindeki Sözleri Hakaret Suçunu OluşturmazÖzet : Sanığın, mahkeme hakimine hitaben söylediği kabul edilen “zaten hakiminiz de karşı tarafın avukatlığını yaptı, davayı onlara kazandırdı” şeklindeki sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı.
Yargıtay18. Ceza Dairesi
Esas : 2018/4249Karar : 2020/280Karar : 14/01/2020
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hakaret, tehditHÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Müştekiler … ve …’ın, aynı zamanda olayın tanıkları olması karşısında, usulünce dinlenmeden hüküm kurularak, CMK’nın 211/1 ve 235/4. maddelerine aykırı davranılması,2- Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.Yargılamaya konu somut olayda; sanığın, mahkeme hakimine hitaben söylediği kabul edilen “zaten hakiminiz de karşı tarafın avukatlığını yaptı, davayı onlara kazandırdı” şeklindeki sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi,3- 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, sanık hakkında TCK’nın 106/1-1. maddesi uyarınca açılan davanın mağdurunun zabıt katibi … olduğu, somut olayda birlikte işlenen hakaret suçunun mağduru ile tehdit suçunun mağdurunun farklı olması nedeniyle anılan Kanun hükümleri ile değişik CMK’nın 253/3. maddesinin artık uygulama alanı bulmayacağı ve hükümden önce 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, anılan tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alındığından, somut olayda CMK’nın 253/3. maddesinin ikinci cümlesinin uygulanma imkanının ortadan kalktığı ve dolayısıyla 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca tehdit suçundan usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,4-TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.