DEVRE MÜLK SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
Özet : Davacı, davalı ile aralarında devremülk satışına ilişkin sözleşme olduğunu, sözleşme uyarınca henüz hizmet verilmediğini ileri sürerek sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti ile ödediği bedelin avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece, hükmedilen alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 19/2. maddesine göre; taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır. Davalı tacir olup, dava konusu alacak ticari işletmesi ile ilgili olduğundan dava konusu alacak için avans faizi istenebilir.
T.C.Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2014/37569 Karar : 2015/27529 Karar Tarihi : 28.09.2015
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı şirket ile devre mülk satış vaadi sözleşmesi çerçevesinde 60 adet bono düzenlendiğini, toplam 600 TL taksit ödemesi yaptığını, sözleşme kapsamında henüz bir hizmet verilmediğini, gördüğü lüzum üzerine kanuni cayma hakkını kullandığını, fesih bildiriminde bulunduğunu, davalının ödenen parayı ve senetleri iade etmediğini ileri sürerek borçlu olmadığının ve sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, bonoların iptaline ve ödeme yaptığı miktarın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, ilk duruşma öncesinde ibraz ettiği dilekçe ile avans faizi talebi dışında davayı kabul etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshi ile ödenen miktarın tahsili ve bonoların iptali isteğine ilişkindir.Davacı, davalı ile aralarında devremülk satışına ilişkin sözleşme olduğunu, sözleşme uyarınca henüz hizmet verilmediğini ileri sürerek sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti ile ödediği bedelin avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Mahkemece, hükmedilen alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.Davalı tacir olup, dava konusu alacak davalının ticari işletmesi ile ilgili olduğundan davacı alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebilir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 19/2.maddesine göre; taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.
Davalı tacir olup, dava konusu alacak ticari işletmesi ile ilgili olduğundan dava konusu alacak için avans faizi istenebilir.Bu durumda mahkemece hükmedilen alacağa avans faizi yürütülecek şekilde karar verilmesi gerekirken yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3- 6100 Sayılı HMK’nın 323/1-ç maddesine göre; Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler yargılama gideridir. Hal böyle olunca davacının, 600 TL’nin iadesi için davalıya gönderdiği ihtarname gideri 112,92 TL’nin de yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar karar verilmesi gerekirken bu tutarın yargılama giderlerine dahil edilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK’nın 438/7. maddesi gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın hüküm fıkrasının birinci bendinin tümüyle hükümden çıkartılarak yerine “Taraflar arasında imzalanan 13/01/2013 tarihli EM0637 sayılı devremülk pay vaadi sözleşmesinin iptaline, davacı tarafından ödenen 600,00-TL’nin 22/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendinin tümüyle hükümden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 39 TL tebligat ve posta ücreti ile dava açılmadan önce yapılan 112,92 TL ihtarname gideri tutarı 151,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 620,32 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın