Aracın kilometre bilgilerinin ve hasar bilgilerinin gizlenmesiAyıplı araç davasında , davacı aracın iadesi ile ödediği bedelin tahsilini istenmiş olsa da mahkemece, 6502 s.y 11. m. gereği “bedelden indirim olan değer kaybına hükmederse” davalı tarafa vekalet ücretine hükmedilemeyeceği…
“Mahkemece, 6502 sayılı Yasa gereği ayıp tespit edilmiş ancak sözleşmeden dönmenin mevcut durumca haklı görülmediğinden değer kaybına hükmedildiğinden gerçek anlamda reddedilen bir kısım bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı vekili lehine vekalet ücretine ve davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”
13. Hukuk Dairesi 2018/2125 E. , 2018/6186 K”İçtihat Metni”MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 24/04/2013 tarihinde davalıdan … 1.5 dci 75 bg model otomobil aldığını, 08/01/2015 tarihinde … marka araçla aracını takas etmek istediğinde sol ön kapının tamamen farklı ölçüde boyalı olduğunu öğrendiğini, aracı satın aldığı yer tarafından yapılan boya kontrolünde boya farklılığının tespit edildiğini, aracında herhangi bir kazaya dayalı işlem olmadığını, aracın boya kusurunun gizli ayıp olduğunu belirterek aracın iadesi ile ödediği bedel olan 38.401,25 TL nin davalıya ihbar tarihi olan 09.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın Kısmen Kabulüne, 3.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalılardan satın aldığı aracın boya kalınlıklarının aynı olmadığını ileri sürerek bedel iadesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava konusu aracın boya kalınlığının farklı olduğu, arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, aldırılan 11.11.2015 tarihli bilirkişi raporunun e bendinde “Aracın haricen incelenmesi sonucu; arka tamponunda, sol ve sağ kapı saçlarında boya dökülmeleri olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde dava konusu yapılan sebep dışında ayrıca boya hatası olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekili, söz konusu rapora karşı süresinde verdiği 27.11.2015 tarihli beyan dilekçesinde, aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte lehe yapılan tespitleri kabul ettiğini açıklamıştır. Mahkemece, kök rapor sonrası aldırılan 08.02.2016 tarihli ek raporda araçta ön kapı sacının farklı boyanmasından kaynaklanan değer kaybının 3.000,00 TL olduğu açıklanmasına rağmen kök raporda davacı lehine yapılan tespitler dikkate alınmamıştır. Ek rapora karşı davacı vekili süresinde sunduğu 08.03.2016 tarihli beyan dilekçesinde, sadece aracın sol ön kapısındaki boya kalınlığının tespit edilip diğer boya dökülmeleri olan aracın arka tamponunda, sağ ön kapı sacında ve sol ön kapı sacındaki ayıplarının dikkate alınmadığı ifade edilmiştir. Bu durumda davacının aracında mevcut olan tüm boya kusurlarının yol açtığı değer kaybı hesaplanması gerekmektedir. O halde mahkemece, davacının kabulünde olduğu gibi araçta mevcut olan ve bilirkişilerce tespit edilen tüm boya kusurlarının araçta neden olacağı değer kaybı konusunda taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor tanzim ettirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan aracın iadesi ile ödediği bedelin tahsiline ilişkin olup, mahkemece, 6502 sayılı yasanın 11. maddesine göre bedelden indirim olan değer kaybına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne, 3.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, karar verilmiştir.
Mahkemece, 6502 sayılı Yasa gereği ayıp tespit edilmiş ancak sözleşmeden dönmenin mevcut durumca haklı görülmediğinden değer kaybına hükmedildiğinden gerçek anlamda reddedilen bir kısım bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı vekili lehine vekalet ücretine ve davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.