Yetkisiz İş Mahkemesinde Dava Açılmışsa Dava Şartlarını İnceleyebilmesi İçin Görevli Ve Yetkili Olması Gerekir
T.C. Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
Esas : 520Karar : 5144Karar Tarihi : 04.03.2019
DAVA : Davacı, borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 180.017,00 TL.nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Taraflar arasında görevli olmakla birlikte yetkisiz olan mahkemenin diğer dava şartlarını inceleyip, inceleyemeyeceği uyuşmazlık konusudur.Somut uyuşmazlıkta, davalı vekili yetki itirazında bulunmuş, mahkemece dava “arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davayı usulden reddetmiştir.İş Mahkemeleri’nin yetkisi 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde, arabuluculuk dava şartı ise 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 3. maddesinde düzenlenmiştir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 6. maddesi uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı işyeri tanımına, 7036 sayılı Yasada yer verilmemiştir.
İşyeri, 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.İş veya toplu iş sözleşmesinin taraflarının, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 7036 sayılı Kanunun 6. maddesinin emredici nitelikteki son cümlesi gereğince geçersizdir. İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de re’sen yetkisizlik kararı verebilir (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2008/20378 Esas, 2008/12778 Karar sayılı ilamı).
Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde davalının adresinin “… , Pendik/İstanbul” olarak bildirildiği, yine davacı tarafça delil olarak dayanılmış, İstanbul 29. İcra Müdürlüğü’nün 2017/35958 Esas sayılı dosyasında mevcut ödeme emrinde davalı adresinin “… , Pendik/İstanbul” şeklinde belirtildiği, taraflar arasında imzalanmış “Uçucu Personel Hizmet Sözleşmesi” incelendiğinde ise İşveren sıfatındaki dosya davalısı A… H… A.Ş.nin adres kısmına “… , Pendik/İstanbul” yazıldığı tespit edilmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, iş mahkemesindeki yetki kamu düzenine ilişkin olup, Mahkeme yetkili olup, olmadığını re’sen değerlendirmek durumundadır. Kaldı ki davalı vekili yetkisizlik itirazında da bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda da yetkisizlik itirazını tekrarlamıştır.İstinaf incelemesi sırasında ilgili Daire yetki itirazını değerlendirmemiştir.
Bu bilgi ve belgelere göre davanın görülmesinde davanın açıldığı İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin yetkisiz olup, davalının ikametgahının bulunduğu İstanbul Anadolu İş Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Dava yetkisiz Mahkeme tarafından arabuluculuğa başvurulmadan açıldığından, başka bir deyişle dava şartı gerçekleşmediğinden usulden reddedilmiş ise de, bir mahkemenin açılan davada yargılama yapıp, dava şartlarını inceleyebilmesi için öncelikle görevli olması, görevli ise yetkili olması gerekir. Görevli ve yetkili olmayan bir mahkemenin diğer dava şartlarını usul ekonomisi yada başka bir gerekçe ile değerlendirmesine hukuken olanak yoktur.
Bu nedenle görevli mahkeme tarafından, öncelikle yetkili olup, olmadığı belirlenip, yetkili ise diğer dava şartlarının değerlendirilmesi gerekirken, yetki hususu ve özellikle davalının yetki itirazı değerlendirilmeden davanın 7036 sayılı Yasada düzenlenmiş bir başka dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi ve istinaf merci olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi tarafından da davalı tarafın yetki hususundaki istinaf başvurusunun değerlendirilmeden istinaf başvurusunu reddetmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçe ile temyiz edilen T.C. Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin kararı ile T.C. İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın