TMK MADDE 15 FİİL EHLİYETSİZLİĞİ2) AYIRT ETME GÜCÜNÜN BULUNMAMASI
Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.
TMK MADDE 15’İN GEREKÇESİ
Maddenin kenar başlığı terim birliğini sağlamak üzere “Ayırt etme gücünün bulunmaması” şeklinde değiştirilmiştir. Yürürlükteki Kanunda iki fıkra hâlinde düzenlenmiş olan madde tek fıkra hâline getirilmiştir. Madde ayırt etme gücüne sahip olmayan kişinin tasarruflarının değil, fiillerinin hukukî sonuç doğurmadığını ifade etmek üzere yeniden kaleme alınmıştır. Gerçekten de ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerin hukukî sonuç doğurmayan fiilleri sadece tasarruf işlemleri olmayıp, bu nitelikte olmayan bütün diğer fiilleridir. Maddede bunun kanunlarda öngörülen ayrık durumların saklı olduğu ifade edilmiştir.
TMK MADDE 15 İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay3. Hukuk Dairesi
Esas : 2017/6947Karar : 2019/3810Karar Tarihi : 25.04.2019
MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, işyerini 19/04/2002 tarihinde kiraladığını, kiralanandan 14/11/2012 tarihinde tahliye edildiğini, kiralananı kullanırken tadilatlar yaptığını, güzelleştirdiğini, demirbaş makineler aldığını, mahkeme kararı ile tahliye edilirken polis memurlarının bulunduğunu, manevi olarak yıprandığını ileri sürerek şimdilik 25.000.00.-TL maddi, 25.000.00.-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .Davalı, kira sözleşmesinde yeralan madde nedeni ile davacının kiralanana yaptığı hiçbir masrafı talep edemeyeceğini, tahliye sırasında polis memurlarının davacı tarafın davranışları nedeni ile çağrıldıklarını belirterek davanın reddini istemiştir .Mahkemece, davacının davasının kabulüne, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .1-)Taraflar arasında yapılan 19/04/2002 tarihli kira sözleşmesinin 12. maddesinde; kiracı kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tezyinat masrafları kendisine ait olacak ve mukavele müddeti bittiğinde yapılan her türlü masraf için tazminat istemeye hakkı olmamak ve bu gayrimenkul inşaatın tamamı mal sahibinin olacaktır, düzenlemesi bulunmaktadır. Anılan sözleşme maddesi tarafları bağlamaktadır. Davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.2-) Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47–TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49- TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. (TBK.58) maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49.(TBK.58) maddesi uygulanır.TMK’nın 24. ve BK’nın 49. (TBK.58) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki yönlüdür.Somut olayda, kiralananın mahkeme kararı ile tahliyesi sağlanırken polis memurlarının olay yerine gelmelerinden kaynaklanan manevi zarar istenilmiştir. Bu olay, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan olmadığından ve manevi zararın koşullarını düzenleyen BK’nun 49. (TBK 58) maddesine göre kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bulunmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, manevi tazminat isteminin kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince, davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.