Sitede Taşınmaz Satışı Ve Eksik İfa Bedel İndirimiT.C.YargıtayHukuk Genel Kurulu
Esas No : 2011/350Karar No : 2011/700Karar Tarihi : 23.11.2011
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2.Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.02.2009 gün ve 2007/704 E., 2009/45 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 28.05.2010 gün ve 2009/8129 E., 2010/7295 K. Sayılı ilamı ile;
(“… Davacı, “S.Y. P.E. Satış Sözleşmesi” ile davalıdan C 5 Blok, 14. kat, 43 numaralı daireyi satın aldığını, davalı tarafından verilen ilanlarda, satış marketlerinde ve planlarda basketbol sahaları, tenis sahaları, çocuk oyun alanları, büfe, çocuk kulübü, personel yeri, otoparklar, yüzme havuzları, jimnastik salonu, kaffe ve diğer peyzaj ve sosyal alanların etrafı çevrili site içinde gösterildiğini, ancak yapılan araştırma sonucunda da bu sosyal tesislerin kamuya ait arazi içerisinde bulunduğunun anlaşıldığını, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, bu durumun eksik ve ayıplı işler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, açıklanan nedenle konutunun değer kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.00 TL. tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı S.T.K. A.Ş. talebin zaman aşımına uğradığını, davacıya satılan malda herhangi bir ayıbın bulunmadığını, 27 parselin mülkiyet alanının baştan beri 44.078.94 m2 olduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında yapılan sözleşmede sosyal tesislerin davalının maliki olduğu parsellerin üzerinde kurulacağı hususunda bir taahhüdünün bulunmadığı, TMKnın 1020. maddesi hükmüne göre tapu kaydının herkese açık olması nedeniyle kaydın bilinmediğinin ileri sürülemeyeceği, bu durumun açık ayıp olması nedeniyle yasal sürelerde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. “S.Y.P.E.” adlı proje kapsamında yapılacak konutların satışına ilişkin ilanlarda reklam ve tanıtım broşürlerinde, satış maketlerinde, otopark, futbol, voleybol, basketbol sahaları ve tenis kortu, çocuk oyun parkı, kapalı çocuk kulübü , büfe ve lokal olmak üzere çeşitli tesislerin etrafı çevrili site içinde bulunacağının belirtildiği, ne var ki taahhüt edilen bu sosyal tesislerin mülkiyeti Ümraniye Belediyesine ait 189 ada 14 parsel üzerinde inşa edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı S.T.K. A.Ş. her ne kadar vaat ettiği sosyal tesisleri taahhüdüne uygun biçimde tam ve eksiksiz inşa ettiğini, davacının yararlanmasına hiçbir engel bulunmadığını, bu spor kompleksinin sadece site sakinlerine özel ve mühhasıran onların kullanımına açık olacağı taahhüdünde bulunmadıklarını savunmuşsa da “S.Y.P.E.” projesinin vaziyet planında, ilanlarında, tanıtım maketlerinde ve broşürlerinde sosyal tesislerin etrafı çevrili site içinde gösterilmesi ve inşa edildikten sonra da etrafı evrilerek site alanına dahil edilmesi sureti ile davacıda bu yerlerin siteye ait olduğu intibaı uyan-dırılmıştır. Dolayısıyla söz konusu sosyal tesislerin, mülkiyeti Ümraniye Belediyesine ait olan 189 ada 14 parsel üzerinde yapılmış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, sosyal tesislerin Ümraniye Belediyesine ait taşınmaz üzerine yapılmış olması “açık ayıp” olarak nitelendirilip, davacının konutu teslim aldıktan sonra BK. 198. maddesinde öngörülen sürelerde davalıya yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine karar verilmişse de, dava konusu olayda 4077 Sayılı Yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusu olup, 4077 Sayılı Yasanın 30.maddesine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki dava konusu eksiklikler nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir. O halde mahkemece işin esası incelenerek, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyeti aracılığı ile, dava konusu sosyal tesislerin siteye dahili halinde davacının satın aldığı dairenin değeri ile siteye dahil edilmemesi halindeki değerinin belirlenmesi, yapılacak oran sonrası davacının isteyebileceği bedel indirimi miktarının taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli raporla tespit edilmesi ve bu değer farkının ödetilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir…”)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.11.2011 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
Related Posts
26 Ocak 2021
Evlilik Birliği Devam Ederken Eşlerin Serbest İradeleriyle Gerçekleştirdikleri Paylaşımla, Her Bir Payın O Eşin Kişisel Mal Grubuna Terk Edildiği Kabul Edilmelidir
Daha fazla oku
25 Ocak 2021
COVID-19 Kapsamında Konum Verilerinin İşlenmesine İlişkin Bilinmesi Gereken Hususlar
Daha fazla oku
26 Ocak 2021
Gazetenin Özel Nitelikli Kişisel Veri Hakkında Haber Yapması Cezaya Sebep Oldu
Daha fazla oku
28 Ocak 2021