SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU VE SABİT OLMADIĞINDAN BERAATİ GEREĞİSAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ2. Ceza Dairesi
Esas No : 2018/2881 Karar No : 2019/243 Karar Tarihi : 29.01.2019
SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU – SANIĞIN ÖRGÜTLE ORGANİK BAĞ KURARAK SÜREKLİLİK YOĞUNLUK ÇEŞİTLİLİK ARZ EDEN EYLEMLERİNİN BULUNMADIĞI – SANIĞIN ÜZERİNE ATILI SUÇU İŞLEDİĞİNE DAİR HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK SOMUT KESİN VE İNANDIRICI DELİL ELDE EDİLEMEDİĞİ – ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİ – SUÇUN SANIK TARAFINDAN İŞLENDİĞİ SABİT OLMADIĞINDAN BERAATİ GEREĞİ
ÖZET : Sanığın Asya Katılım Bankasında açılmış hesabına ait hesap hareketleri incelendiğinde; sanığın 2011 yılında açılmış hesabının bulunduğu, 30/01/2014 tarihinde … TL bedelli katılım hesabı açıldığı anlaşılmış ise de, anılan Bankanın 04/02/2015 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yönetiminin devralınmasından ve BDDK’nın 29/05/2015 tarih, 6318 sayılı kararı ile tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’ye devredilmesine karar verdiği tarihten sonra da hesabını açık tuttuğu ve halen kullanmaya devam ettiği, yapılan işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğu, sanığın Ç… Eğitim Sevenler Derneği ve Aktif Eğitimciler Sendikasına üye olmasının ve tanıklar …….. ve ……..’in beyanlarına göre dinleyici olarak sohbete katılmasının ve ÇESDER isimli dernekte dernek müvetelli heyeti üyesi olmasının tek başına örgüt üyeliği için yeterli olmadığı anlaşılmış olup, her ne kadar karardan sonra istinaf aşamasında ……..’in beyanları gelmiş ise de; ……..’in beyanlarına göre, sanığın 2009-2010 yıllarında dinleyici olarak sohbete gitmesinin ve mütevelli heyetinde olmasının tek başına mahkumiyetine yeterli olmadığı, tüm dosya kapsamında sanığın örgütle organik bağ kurarak süreklilik, yoğunluk, çeşitlilik arz eden eylemlerinin bulunmadığı, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanık hakkındaki İlk Derece Mahkemesinin mahkumiyet kararı kaldırılarak beraat kararı verilmesinin gerektiği anlaşılmakla; değişikliğe konu yasal mevzuat uyarlandığında, dosyada olayın daha ziyade aydınlanmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı, mevcut deliller ve dosya içeriğinin karar vermeye yeterli olduğu kanaatine ulaşılmış, mevcut deliller ışığında sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından, sanık hakkında üzerine atılı suçtan kurulan mahkumiyet hükmünün kaldırılmasına, sanığın üzerine atılı suçtan açılan kamu davasından, atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından beraatine karar verilmiştir.
(5271 S. K. m. 223, 280, 303)
İlk Derece Mahkemesince Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan sanık hakkında kurulan hükme karşı sanık ve sanık müdafi tarafından istinaf yoluna başvurulmakla, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya heyetçe incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
İstinaf başvurularının reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince, Sanığın FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olan Çorum Eğitim Sevenler Derneği ve Aktif Eğitimciler Sendikasına üye olduğu, tanık beyanlarına göre örgütün içerisinde bulunduğu ve faaliyet yürüttüğü, internet haber sitelerinde örgütün faaliyetlerine katıldığı hususunda isminin geçtiği bankaya para yatırın talimatı üzerine Bankasya hesabında rutin dışı olarak para arttırımı yapılması gerekçeleriyle sanığın silahlı terör örgütü üyeliği suçu sabit görülerek sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
Sanığın Asya Katılım Bankasında açılmış hesabına ait hesap hareketleri incelendiğinde; sanığın 2011 yılında açılmış hesabının bulunduğu, 30/01/2014 tarihinde 25.000 TL bedelli katılım hesabı açıldığı anlaşılmış ise de,anılan Bankanın 04/02/2015 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yönetiminin devralınmasından ve BDDK’nın 29/05/2015 tarih, 6318 sayılı kararı ile tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’ye devredilmesine karar verdiği tarihten sonra da hesabını açık tuttuğu ve halen kullanmaya devam ettiği, yapılan işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğu, sanığın Çorum Eğitim Sevenler Derneği ve Aktif Eğitimciler Sendikasına üye olmasının ve tanıklar …….. ve ……..’in beyanlarına göre dinleyici olarak sohbete katılmasının ve ÇESDER isimli dernekte dernek müvetelli heyeti üyesi olmasının tek başına örgüt üyeliği için yeterli olmadığı anlaşılmış olup, her ne kadar karardan sonra istinaf aşamasında ……..’in beyanları gelmiş ise de; ……..’in beyanlarına göre, sanığın 2009-2010 yıllarında dinleyici olarak sohbete gitmesinin ve mütevelli heyetinde olmasının tek başına mahkumiyetine yeterli olmadığı, tüm dosya kapsamında sanığın örgütle organik bağ kurarak süreklilik, yoğunluk, çeşitlilik arz eden eylemlerinin bulunmadığı, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanık hakkındaki İlk Derece Mahkemesinin mahkumiyet kararı kaldırılarak beraat kararı verilmesinin gerektiği anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK’nın “Bölge Adliye Mahkemesinde İnceleme ve Kovuşturma” başlıklı 280. maddesi 20/7/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 15. maddesiyle,”bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “(c)” ibaresi “(a), (c), (d)” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkraya (a) bendinden sonra gelmek üzere (b) ve (c) bentleri eklenmiş, mevcut (b) ve (c) bentleri (d) ve (e) bentleri olarak teselsül ettirilmiştir.”şeklinde değiştirilmiş, yapılan değişiklik sonucu,
5271 sayılı CMK’nın 280. maddesi;
Madde 280 – (1) Bölge adliye mahkemesi, (…) (1) dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra; a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, şeklinde değiştirilmiştir. Kendisine atıf yapılan 5271 sayılı CMK’nın 303/1-a maddesi ise;
Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse…şeklindedir. Değişikliğe konu yasal mevzuat dosyamıza uyarlandığında, yukarıda da izah edildiği üzere, dosyada olayın daha ziyade aydınlanmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı, mevcut deliller ve dosya içeriğinin karar vermeye yeterli olduğu kanaatine ulaşılmış, mevcut deliller ışığında sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından, Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2018 tarihli, 2017/784 (E) ve 2018/377 (K) sayılı kararı ile sanık hakkında üzerine atılı suçtan kurulan mahkumiyet hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 303/1-a ve 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddelerince KALDIRILMASINA, Sanığın üzerine atılı suçtan açılan kamu davasından, atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE, Sanığın aracından ve üzerinden çıkan ve müsadere edilmesine karar verilen 5.310,00 TL’nin karar kesinleştiğinde sanığa İADESİNE, Sanık kendisini müdafi ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜ.T’ne göre belirlenen 4.360,00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine, Sanık hakkında beraat kararı verildiğinden, karar kesinleştiğinde 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesi gereğince gözaltında ve varsa tutuklulukta geçirmiş olduğu hürriyeti kısıtlayıcı sürelerle ilgili olarak tazminat talebinde bulunabileceğinin sanığa ihtaratına, Yargılama giderlerinin kamu üzerinde BIRAKILMASINA, Dosyanın hükmü veren Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, Kararın Dairemizce taraflara TEBLİĞİNE, Yargıtay nezdinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Dairemize veya başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesine veya herhangi bir Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemesine dilekçe verilmesi veya zabıt katibine beyanda bulunulması, cezaevinde bulunanlar yönünden aynı süre içerisinde bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle hükmün temyiz edilebileceğine dair, temyiz etmediği taktirde hükmün kesinleşeceği hususu da belirtilerek, 29/01/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Related Posts
25 Ocak 2021
DAVACININ SOSYAL VE EKONOMİK DURUMU İLE TUTUKLULUĞUN GERÇEKLEŞTİĞİ TARİHTEKİ PARANIN DEĞERİNE GÖRE HÜKMEDİLEN MANEVİ TAZMİNATIN FAZLA OLDUĞU
Daha fazla oku
27 Ocak 2021