Gider Avansının Yatırılmamasının Hukuki Sonucu Davanın Açılmamış Sayılmasına Karar Verilmesi Değil, Davanın Usulden ReddidirÖzet : Davacı vekiline gönderilen muhtıra tebligat zarfı üzerine uyarı şeklinde yazılmış olup, muhtırada hakimin imzası bulunmadığı gibi davacı vekiline mahkemece verilen kesin süre ihtarında süresi içerisinde eksiklik yerine getirilmediği taktirde hukuki sonuçların açık olarak anlatılmadığı anlaşılmakla verilen kesin süre usulüne uygun değildir.
Yargıtay22. Hukuk Dairesi
Esas : 2018/9340Karar : 2018/16917Karar Tarihi : 04.07.2018
“İçtihat Metni”MAHKEMESİ : İş MahkemesiDAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı İsteminin Özeti : Davacı vekili, davacının davalı işyerinde sigorta belirsiz süreli iş akdi ile çalışırken gerekçe gösterilmeden 26.04.2011 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, haftanın 7 günü 07.00-06.00 saatleri arasında çalıştığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 300 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti : Davalı vekili; davacıya 1.712,65 TL. Ihbar tazminatı ödendiğini, bordroların davacı tarafından imzalandığını ve hesabına yatırıldığını, hafta tatili alacağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti : Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Temyiz : Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe : Dava 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HUMK) döneminde 30.09.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir.01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK 448.maddesine göre “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” 450. maddesinde “(1) 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesi mevcuttur.Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6100 Sayılı HMK hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.1086 Sayılı HUMK döneminde açılan davalara ilişkin olarak … kanun hükümlerinin uygulanması istisnai olarak HMK geçici 1 ve 2.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, 6100 Sayılı HMK’nın yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri ile senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz. 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur.Kanun açıkça bir istisna getirmediğinde göre dava şartı olarak düzenlenen gider avansının alınması müessesesinin 1086 Sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalarda da uygulanması gerekecektir.Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan Kamu Düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.HMK.’un 115/2 maddedeki kurala göre ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise, hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.HMK.’un 120. Maddesinde gider avansı düzenlenmiştir.Buna göre “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir”.30.09.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin amacının dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır. Tarifenin 6. Maddesinde “Bu Tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120. maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.Anılan düzenlemelerden ve dava şartı müessesesinden gider avansının davanın açılması sırasında alınmasının şart olmadığı, mahkemenin sonradan bu eksikliği kesin süre vererek ikmal ettirebileceği anlaşılmaktadır. Buradan hareketle 1086 Sayılı HMK döneminde açılmış olsa da, istisnai hüküm bulunmaması nedeniyle davanın her aşamasında aranan gider avansı dava şartının HMK 114/g, 115/2 ve 120 maddeleri gereği gözetilmesi şarttır.Davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansı dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebilir. İster gider avansı isterse tamamlama avansı olarak tanımlansın ikmal edilmesi gereken paranın hukuk yargılamasındaki nitelemesi dava şartı olarak gösterilen gider avansıdır. Gider avansının yatırılmaması veya ikmal edilmemesi halinde dava usulden reddedilecektir. Bu doğrultuda Mahkemece, davacıya gider avansının yatırılması yönünden kesin süre verilmesi yerindedir ve fakat dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerekir.Ancak , 6100 sayılı HMK’nun 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.Benzer ilkelere Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.02.1983 gün 1980/1-1284 E. 1983/141 K; 22.11.1972 gün 8/832 E 935 K; 13.10.2010 gün 2010/17-510-485; 28.04.2010 gün 2010/2-221-241 ve 28.03.2012 gün 2012/19-55-2012-249 sayılı kararlarında da değinilmiştir.Somut olay değerlendirildiğinde:Gider avansının yatırılması için mahkemece davacı vekiline tebligat zarfı üzerine yazılı ihtarat ile “dava açarken yatırılmayan gider avansı eksik 15 tebligat gideri, 90 TL. Tanik tebligat ücreti ve tebligat gideri 63 TL , bilirkişi ücreti 250 TL ve diğer 50 TL olarak toplam 453 TL nin HMK 120. madde gereğince mahkeme veznesine yatırmanız için tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiştir” açıklaması ile kesin süreye ilişkin oluşturulan ara karar, davacı vekiline 02.11.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.Mahkemece davacı vekiline gönderilen muhtıra tebligat zarfı üzerine uyarı şeklinde yazılmış olup, muhtırada hakimin imzası bulunmadığı gibi davacı vekiline mahkemece verilen kesin süre ihtarında süresi içerisinde eksiklik yerine getirilmediği taktirde hukuki sonuçların açık olarak anlatılmadığı anlaşılmakla verilen kesin süre usulüne uygun değildir. Öte yandan gider avansının yatırılmamasının hukuki sunucu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi değil, davanın usulden reddidir.Bu nedenlerle mahkemece verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Related Posts
25 Ocak 2021
Dini İnanışı Gereğince Sakal Bırakan veya Giyinen Çalışanın İş Akdi Feshedilebilir Mi ?
Daha fazla oku
27 Ocak 2021