DEVREMÜLK SATIŞ SÖZLEŞMESİNİN RESMİ ŞEKİL ŞARTINA TABİ OLDUĞU
Özet : Taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri ve yine takibe konu yapılan bonoların düzenlenme tarihi ile sözleşmenin tarihinin aynı olması, sözleşmede vade tarihleri ile bonoların vade tarihlerinin aynı olması, dolayısıyla söz konusu bonoların geçersiz şekilde yapılan devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle verildikleri değerlendirilmemiştir. Mahkemece, dava konusu yapılan bonoların geçersiz devre mülk satış sözleşmesine dayalı olarak verildiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
T.C.Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2016/24845Karar : 2018/7001 Karar Tarihi : 21.06.2018
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından hakkında … 14. İcra Müdürlüğünün 2014/32999 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı ile hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını hatırlamadığını, telefonla davalı ile yapılan görüşmede icra takibine konu senetlerin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin ikinci sayfasında yazılı olduğunun belirtildiğini, sözleşmenin 3227 Sayılı kat mülkiyeti kanununa göre devre mülk sözleşmesi koşullarını taşımadığını, gayrimenkul alım satımının resmi şekle tabii olduğunu, 6502 Sayılı Yasaya göre ön ödemeli konut sözleşmesinin şartlarının da bulunmadığını, davalının edimini yerine getirmediğini, geçersiz sözleşmelerde herkesin verdiğini iade etmesi gerektiğini belirterek … 14. İcra Müdürlüğünün 2014/32999 esas sayılı takip dosyasının dayanağı senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin ve icra takibinin iptaline, icra takibine konu yapılmayan senetler nedeniyle de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir
.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının devre mülk satış sözleşmesi imzalanması sırasında düzenlenen senetlere dayalı başlattığı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve takibe konu edilmeyen diğer senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, taraflarca davacının belirttiği hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi aslı ibraz edilmediği, davalı tarafından davacı hakkında yapılan … 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3299 esas sayılı takibinin bonoya dayandığı ve takip talebinde herhangi bir sözleşmeye atıf yapılmadığı, takibin dayanağı bono bedellerinin sebepten mücerret olduğu ve takibin dayanağı bonoların davacının iptalini talep ettiği sözleşmeye istinaden verilip verilmediğinin belli olmadığı, takibin dayanağı bononun davacı tarafça iptali istenen taraflar arasında yapılan hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle verilmiş olması halinde davacının sözleşmeden dönme yönündeki iradesinin sözleşmede belirtilen sürede davalıya noter aracılığıyla bildirir ihtarname göndermediği, ayrıca davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan iptali istenen sözleşme fotokopisine göre davacının “gezdim gördüm kendi isteğimle iyi oldum” şeklinde şerh vererek imzalamış olması karşısında sözleşmenin taraflar arasındaki hisseli gayrimenkul satış sözleşmesine konu tesislerde imzalandığının kabulü gerektiği ve bu durumda da davacının imzaladığı sözleşmeyle kendisine düşen edimleri yerine getirmemek için sözleşmenin feshini talep etmesinin TMK nun 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının ancak sözleşmede kendisine düşen edimleri yerine getirip karşı tarafın getirmemesi halinde dava açma hakkına sahip olacağı, bundan önce dava açmasının TMK nun 2. Maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞME KONUSU” başlıklı 2. maddesinde ‘Sözleşmenin konusu … Otel İşletmeleri Turizm İnşaat Ticaret Anonim Şirketine ait … İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii … pafta, 3015 Ada, 1,4,5,6,7/36500 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar.’ şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri ve yine takibe konu yapılan bonoların düzenlenme tarihi ile sözleşmenin tarihinin aynı olması, sözleşmede vade tarihleri ile bonoların vade tarihlerinin aynı olması, dolayısıyla söz konusu bonoların geçersiz şekilde yapılan devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle verildikleri değerlendirilmemiştir.
O halde mahkemece, dava konusu yapılan bonoların geçersiz devre mülk satış sözleşmesine dayalı olarak verildiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın