Danıştay’dan emsal change araç kararı
Danıştay emsal change araç kararıPerte çıkmış arabaların motor şasi numarasıyla, çalıntı lüks arabaların motor şasi numaralarını çalarak dolandırıcılık yapanların yaptığı işleme “change” deniyor. Bilmeden, internetten veya oto pazarlarından “Change” araç satın alanlar, dolandırıldıklarını bilmeden arabalarını kullanmaya başlıyor.
Motor şasi numarası; aracın üretildiği ülke, üretici, üretildiği fabrika, araç tipi, motor tipi, kasa tipi, üretim yılı ve fabrikadan çıkan kaçıncı araç olduğunun bilgelerini içeriyor.
Şasi numaralarından araca dair tüm bu bilgileri öğrenmek mümkünken, “Change” araçlar Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü tarafından yeni sahipleri adına tescil ediliyor.
Aldığı arabanın “Change” olduğunu bilmeyen vatandaşa, daha sonraki bir süreçte arabasının “change” olduğu söylenip onca para verdiği arabasına el konuluyor. Emniyet de tescil işlemini rahatlıkla yaptırdığı arabasının “Change” olduğunu gören vatandaş, ödediği paranın üzerine soğuk su içmekle yetiniyor.
İşte, bu konuda Danıştay 15. Dairesi devrim niteliğinde bir karara imza attı.
“ARAÇ SAHİBİNİN ZARARINI İDARE KARŞILASIN”
Danıştay 15. Dairesi’nin verdiği emsal karara konu olay Şanlıurfa’da yaşandı. R. O. isimli vatandaş 2009 tarihinde Mersin oto pazarından noter aracılığıyla 15 bin 300 liraya bir araba satın aldı. Araba, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nde tescil edildi. Ramazan O., daha sonra arabasına LPG taktırdı. Aracını kullanmaya devam ederken, yaklaşık 2 yıl sonra Asayiş Şube Müdürlüğü’nden arandı.
İstanbul’da yürütülmekte olan bir soruşturma nedeniyle aracın kriminal incelemeye alınacağı belirtildi. R. O. bunun üzerine arabasını Diyarbakır’a götürdü. Yapılan kriminal incelemede aracın çalıntı yolla ele geçirildiği, aracı satın aldığı kişinin aracın gerçek sahibi olmadığı, aracın satışta kullanılan tüm belgelerinin sahte olduğu ortaya çıktı.
R. O.’nun 15 bin 300 liraya satın aldığı araca el konuldu. R. O. da uğradığı zararın karşılanması talebiyle Şanlıurfa İdare Mahkemesi’ne dava açtı. İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan tazminat davasında mahkeme, araç tescil işlemlerinin beyana dayalı gerçekleştirildiğini, idarenin tescil işlemi esnasında beyan edilen veriler haricinde kayıt ve kontrol yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek davayı reddetti.
DANIŞTAY, “İDARE, KENDİ EYLEM VE İŞLEMLERİNDEN DOĞAN ZARARI ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR”
“Change” arabalarla ilgili emsal karara imza atan Danıştay 15. Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Anayasa’nın 125. maddesine atıfta bulunan Danıştay, gerekçeli kararında şu görüşleri dile getirdi:
“Anayasa’nın 125. maddesine; İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ve idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Buna göre idarece hizmetin işleyiş ve yerine getirilmesi sırasında gerekli önlemlerin alınmaması, hizmetin iyi işlememesi gibi nedenlerle kişilere verilen zararlar idare tarafından tanzim edilmek durumundadır.”
“İDARİ HİZMETİN İYİ İŞLEMEMESİ SONUCU DOĞAN ZARARI İDARE KARŞILAMALI”
Danıştay 15. Dairesi’nin verdiği tarihi kararın gerekçesinde İdare’nin verdiği hizmetin yanlış işlemesi nedeniyle vatandaşın zarara uğraması halinde, vatandaşın uğradığı zararın idare tarafından karşılanması gerektiği belirtildi.
İşte, tarihi kararın gerekçesi: “Hizmetin iyi işlememesi sonucu, kişilerin zarara uğramaları halinde, doğan zararların idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hizmeti yürüten personelin görevi sırasında yaptığı eylem ve işlemlere ilişkin kişisel kusurunun hizmet kusuru oluşturacağı ve idarenin de bu zararın tazminiyle sorumlu tutulacağı, idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
“Hizmet kusuru, kamu hizmetinin organizasyonu ve işleyişinden kaynaklanır. Kamu hizmeti eksik veya kötü yürütülmekteyse veya bu faaliyet hizmet gerekleriyle bağdaştırılamayacak nitelikteyse, idarenin hizmeti kusurlu yürüttüğünün kabulü zorunludur. Ancak idarenin işlem ve eylemleri dolayısıyla hizmet kusuru işlediğini söyleyebilmek için saptanan hukuki sakatlığın bir dereceye kadar ağır ve önemli olması gerekmektedir.”
“EMNİYET, TESCİL İŞLEMİ YAPARKEN BELGELERİN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRMALI”
“Motorlu araçların trafiğe tescilinden amaçlanan, bu araçlar üzerinde tasarruf güvenliğinin sağlanması ve çalıntı araçların bir başkası adına tescilinin önlenmesidir. İdarenin bu hizmeti yerine getirirken, kayıtların düzenli tutulması, taşıtların model, motor ve şasi numaraları ile tescili istenen aracın karşılaştırılması ve bunun yanında sunulan belgelerin doğruluğunun araştırılması gerekmektedir.
Davalı idarece; davacıya ait araca el konulmak suretiyle gerçekleştirilen eylem ve işlemlerin idarenin yürüttüğü hizmetin bir gereği olarak tesis edildiği düşünülse de, bu durum davalı idarenin aracın tescil aşamasında kusurlu hareket ettiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağından, davalı idarece tescil işleminin kusurlu olarak işletilmiş olması nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tazmini gerekeceğinden aksi yöndeki İdare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.”
“CHANGE” ARAÇLARI ALANLARIN İMDADINA DANIŞTAY YETİŞTİ
Danıştay 15. Dairesi’nin verdiği bu karar sonrası, çalıntı araçları alıp trafiğe tescil ettiren ve daha sonraki süreçte araçlarının çalıntı olduğu ortaya çıkanların uğradıkları maddi ve manevi zarar idare tarafından karşılanmak zorunda kalınacak.
Bu konu hakkındaki benzer makalelerimiz için tıklayın